{ad:0} Şimdi desek ki tam tamına 160 yaşı devirmiş, hiç göstermiyor diyeceksiniz! Çünkü hala Karadeniz’in gemilerine göz kırpacak kadar cilveli ve çalışkan. Şile’nin bol kayalıklı kıyılarına sandallar, gemiler gelip çarpmasın diye göz kulak olmaya söz vermiş cengaver bir kule o!
Osmanlı tahtında 15 yıl oturan Sultan Abdülmecid zamanından kalan fenerin yapımına 1858’de başlanıp 1859’da bitirilmiş. Yapılmasındaki amaç ise Kırım Harbi esnasında Karadeniz’den İstanbul Boğazı’na giriş yapan gemilere yol göstermekmiş. Anadolu Feneri’ni gördüyseniz Şile Feneri’nden hemen önce yapılan bu yapının da inşa amacı aynı. Nasıl Yapılmış, Mimari Bir Tarzı Var Mı?
Fener bizim fener olmasına rağmen yapımına Fransızlar karışmış! Taş gövdesini bizim mimarlarımız tasarlamış ama metal aksamları ve mekanik kristal sistemi Paris’te Barbur fabrikasında üretilmiş. Sultan Abdülmecid diğer fenerler gibi Şile Feneri’ni de imtiyazlar sonucunda Fransız Fenerler İdaresi’ne yaptırmış.
Sekizgen formdaki Şile Feneri’nin örme taş duvarlarının kalınlığı 110 cm. Sağlamlığı ve sadeliği sayesinde günümüze kadar orijinalliğini koruyarak gelmiş fenerin görünürlüğünü artırmak için gövdesi enlemesine siyah beyaz şeritler şeklinde boyanmış. Şile’nin kendine has evlerinin arasında yürürken karşınıza çıkan fenerin etrafındaki çiçekli peyzajda sizi sıcacık bir atmosfere sokacak türden. İçine girmek istediğinizde 72 basamaklı bir merdivenden tırmanmanız gerekse de öyle çok efor gerektirmiyor. Deniz seviyesinin 60 metre üzerinde ve 19 metrelik boyu da bu yüksekliğin üzerine eklenince adeta devleşiyor. Şile Feneri’nin En’leri Neler?
Şile Feneri üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde görüp görebileceğiniz hala aktif olan en büyük fener. Ama tek ‘en’i bu da değil. Dünya sıralamasında da eski olmasına rağmen hala görevini yapan en büyük ikinci fener olarak yer buluyor. Büyüklüğü neye göre, kıstas ne diye düşünüp sorguladığınızda boy pos ve heybet açısından çok daha büyük ABD, Japonya gibi yerlerdeki fenerler çıkıyor karşınıza. Şile Feneri’ni dünyanın en büyüklerinden yapan özelliği gövdesinin genişliği ve ışığının en uzakları görebilmesi. Uluslararası standartlarda 1. sınıf kategorisinde olan Şile Feneri’nin ışığı açık gecelerde 35 mil (56 km kadar) mesafeye ulaşıp İstanbul Boğazı’ndan bile görülebiliyor. Fener Nasıl Çalışıyor?
Bir deniz fenerinin bitmez tükenmez ve tatilsiz mesaisinin nasıl sürdüğünü merak edenlerden misiniz? Fırtınalı gecelerde denizi gözleyen fenerlerin olduğu Hollywood filmlerini sevenlerdenseniz filmin bir yerinde nasıl çalışıp ışık yaydığı muhtemelen aklınızdan geçmiştir. Şile Feneri inşa edildiği tarihlerde 3 fitilli gaz lambasıyla ışık yayıyormuş, sonraları ise LPG’li lambalara geçilmiş. 1968 yılında bu eski usul ışıklandırma 1000W’lık elektrikli bir sisteme çevrilmiş. Şile Feneri şimşekli deniz fenerleri grubuna dahil ve her dönüşü 120 saniye sürüyor. Fransız yapımı sekiz tane göz şeklindeki mercek ışığı sistematik yayarken, çalışma sistemi de tıpkı duvar saatlerindeki sarkaçlar gibi işliyor.
Deniz fenerinin optik saatinin işleyişi kuledeki çelik tellere bağlı ağırlıkların aşağıya doğru inerken saati harekete geçirmesiyle gerçekleşiyor. Ağırlıklar dibe ulaştığında saat duruyor ve bu yüzden dişli tertibat fenerin bekçisi tarafından iki saatte bir kuruluyor. Şile Feneri’ne Ne Zaman Gitmeli ve Dinlenesi İlginç Bir Hikayesi Var Mı?
Öncelikle Şile’nin havasından bahsedelim biraz! Şile İstanbul’a çok yakın olduğu için havasını ayrı gayrı tutmak da olmaz. Masmavi denizi ve kumsalıyla bir yaz beldesi ya da bir şehir dinlencesi olarak hatırlanan Şile aslında sırf bunlardan ibaret değil. İlçe rotasındaki Şile Feneri fırtınalı havalar hariç her mevsim, her daim gezilesi görülesi yerlerden. Tarihi çok zengin bu şirin coğrafyanın rotasında birçok yerin hikayesi de var elbet. Deniz feneri için söylenenler de altında kutsal Truva Hazineleri’nin olduğu yönünde. Efsaneye göre Şile’den hareket edip Truva’yı tam 7 kez talan eden ordular ganimetleri getirip buraya gömmüşler. Ama adı üstünde, sadece efsane! Şile Feneri Ziyarete Açık Mı, Gidince Ne Yapılır?
Hem tarihi hem de simgesel kimliğiyle çok albenili bir yapı olan fener günümüzde bir müze olarak gezilebiliyor. Madem tarih kokan yerler tarihi anıt olarak değerlendiriliyor, fenerler niçin bu statüde anılmıyor sorusuna en net cevabı Kültür ve Turizm Bakanlığı vermiş ve Şile Feneri’ni pilot fener olarak seçerek farklı bir kategoriye dahil etmiş. Pazartesileri hariç her gün saat 10:00 – 16:00 arası ücretsiz gezebileceğiniz fenerin tarihini yansıtan gaz lambaları, eski usul aydınlatmalar ve teknik cihazlar artık bu müze fenerde antika kimliğiyle sergileniyor.
Tabii gezilecek alan fenerin içindeki dar bir mekan olunca tüm eserleri görüp incelemek ancak 10 – 15 dakikanızı alıyor. Bu eserlerin, yani teknik aksamın yanı sıra fenerin en muhteşem yönlerinden biri de hava biraz alacakaranlığa dönüştüğünde başınızı döndüren Karadeniz manzarası ki, bu manzaranın seyrine süre ve paha biçmek oldukça zor. Binlerce kare fotoğraf çekmek isteyecek kadar alıp götüren bu manzarayı tepede bırakıp aşağı indiğinizde ise Kavala Parkı’nda yine kadrajı dolduran manzara eşliğinde demli bir çay bekliyor olacak sizi. Dilerseniz hemen fenerin önünde yer alan seyir yolunda bir bankta da oturabilirsiniz.
Hem fener hem de gardiyan binası Kıyı Emniyet Müdürlüğü tarafından ulusal miras olarak korunuyor. Şile Feneri’ne Nasıl Gidilir?
Şile Feneri, Şile’de adıyla anılan bir sokakta bulunuyor. Özel aracınızla gidiyorsanız tam yanına kadar çıkamıyorsunuz. Bu yüzden en yakın noktasında aracınızı park etmeniz gerekiyor.
Şile’ye aracınızla değil de toplu taşımayla gidecekseniz Üsküdar’dan kalkan ve Ağva’ya devam eden 139 A belediye hattını kullanabilirsiniz. Otobüsten Karşı Mahalle Çeşme durağında inip biraz yürüdüğünüzde fener karşınıza çıkıyor.