Neredekal Turizm Seyahat Acentası Belge No: 7301
Neredekal.com
Üyelik
Giriş Yap
Üye Ol
Söke’de Sakin ve Tatlı Bir Huzur: Eski Doğanbey Köyü

Söke’de Sakin ve Tatlı Bir Huzur: Eski Doğanbey Köyü

Paylaş
Arzu Aksaya  
Eklenme: 28 Eylül 2021 - 16:46
 • Son Güncellenme: 21 Ağustos 2023 - 20:14
Söke’de Sakin ve Tatlı Bir Huzur: Eski Doğanbey Köyü

Hayatın aceleci ritminden, kalabalıktan ve yüksek sesten izole, kendi kendine rafine bir hayat yaratanların köyü Doğanbey! Arnavut kaldırımlı sokaklarında yürürken burayı memleketin en ütopik yeri ilan edebilir ve gezdiği yerden etkilenip gelecek hayallerine eklemek isteyen herkes gibi "keşke burada bir evim olsa" diyebilirsiniz. Baştan söyleyelim; Doğanbey öyle köklü gelenekleri olup da günümüzle harmanlamış, boşluk arsaları gelişigüzel binalarla doldurup popülerliğe kaymış köylerden değil. Köyde güzelliğine iç geçirten her ev, sahiplerinin özenle restore ettiği birer emek abidesi. Burası eski bir Rum Köyü ve ‘dili olsa da maziyi anlatsa’ dedirtecek kadar da zengin bir tarihin şahidi!

{ad:0}

Eski Doğanbey Köyü Tarihi

Söke’de Sakin ve Tatlı Bir Huzur: Eski Doğanbey Köyü

Bilinen en eski tarihi M.Ö. 7 yüzyıla dayanan Doğanbey Köyü’nde tüm mimari Rumlardan kalma. Köyden aşağıya doğru uzanan vadinin yeşilliği, ufukta tondan tona giren denizin mavisi ve dağlardan gelen içilebilir kaynak suyunun kattığı güzellikse tamamen doğanın hediyesi. Adının Doğanbey olması ise ne bir paşadan ne de bir kahramandan hatıra. Köyün bilinen ilk ismi, evlerin mimarisinden esinlenerek konulan Rumca da ‘Odalar’ manasındaki Domatia. Bu ismin okunuşu daha sonraları Doğanbey’e çevrilmiş ve adının Rum kökeni de aslında biraz Osmanlıya benzetilmiş. Köy Ege’deki adaların ihtiyaçlarını temin etmek için 19. yüzyılda II. Abdülhamit’in fermanıyla kurulmuş. Yakındaki Sisam, Kıbrıs, Girit gibi yerlerden getirilen Rumlarla hane sayısı 300’ü aşan bir yerleşim oluşturulmuş. Lakin bu köy I. Dünya Savaşı’nda Türk köylerine saldıran Yunan çetelerini korur hale gelmiş. Ege efeleri de bu duruma kayıtsız kalmamış ve şimdi rüzgardan başka bir şeyin ses etmediği köy kanlı çatışmalar görmüş geçirmiş. Ordumuzun İzmir’e girmesiyle de buradaki Rum ailelerin çoğu köyü terk etmiş.

Hikayenin bu kısmından sonra sıra nüfus mübadelesine geliyor. 1924’deki bu büyük göçte Selanik ve Balkanlardan gelen Türkler, ardından da Kürtler boş kalan bu evlere yerleştirilmiş. Fakat arazinin verimsiz ve rüzgarlı oluşu, ayrıca hızla çoğalan nüfusun buraya sığmamasıyla köyün sakinleri 1980’lerin sonunda devletin de teşvikiyle yer değiştirmiş. İşte Doğanbey’in ikiye ayrılıp Rum Köyü olanına eski, Türklerin sonradan kurduğuna da Yeni Doğanbey denmesinin sebebi bu. Yeni kurulan Doğanbey eski köyün 2 km aşağısında bir düzlükte konumlanıyor. Köylülerin oturmadıkları ve geneli harabeyken sattıkları evlerin çoğunu kentte çalışan beyaz yakalılarla sanatçıların da aralarında bulunduğu aydın bir kesim almış. Mülklerin restorasyonundan sokaklardaki yağmur oluklarına, yollara ve ağaçlandırıp çiçeklendirmeye kadar da ne masraf varsa kendileri karşılamış.

Doğanbey Köyü Nasıl Bir Köy?

Söke’de Sakin ve Tatlı Bir Huzur: Eski Doğanbey Köyü

Doğanbey Köyü’nün çağın hiçbir diretmesiyle ilgisi yok. Arsa rantı, otel olsun hayali, turist gelsin derdi, ticaret gelişsin mantığı bu köy için geçerli değil. Sokaklarda gezerken evlerin duvarlarına asılmış sessizliğe saygıya davet eden uyarılar da bunun göstergesi. Bazen açık bir pencereden Vivaldi ya da rock duyabiliyor, bir selamlaşmayla dostça bir muhabbetin tarafı da olabiliyorsunuz. Doğanbey halkında iyi ve duyarlı insan enerjisi var. Bunu her köşe başında göreceğiniz kedi ve köpek mama kaplarından anlıyor, mütevazi yaşamlarını da oldukça egosuz buluyorsunuz. Köyde göreceğiniz taş evlerin mimarisinden eminiz ki çok etkileneceksiniz. Bu evlerin hepsi SİT alanı ve aslına uygun restorasyon dışında başka bir şeye dönüşmesine izin verilmiyor. Köyün sadece tarihi dokusu değil, bahçe peyzajlarındaki özeni, rengarenk çiçekler ve meyve ağaçlarıyla bezeli çevresi de bu dokunun çok özel olduğunu hissettiriyor. Sakinlerin özel yaşamlarına müdahale olmadığı takdirde sokakların, evlerin resimlerini çekebiliyor, filtresiz ve spontane çekimlerde bile sanat eserlerine imza atabiliyorsunuz.

Doğanbey’de 1890’larda Rumların hastane amaçlı yaptığı ve sonra da ilkokul olarak kullandığı iki katlı bina Mimar M. Fikri Aktan tarafından restore edilmiş. Ardından da köyün sakinlerinden olan Orman Mühendisi Nevzat Bey tarafından Dilek Yarımadası Milli Parkı Tanıtım Merkezi’ne dönüştürülmüş. Ücretsiz girilen bu müzeyi gezerek bölgenin coğrafyası, bitkisi, hayvanı ve nicesi hakkında bilgilenebilirsiniz. Ayrıca ülkemizin Osmanlı kıyafetlerinin sergilendiği 2. büyük müzesi de Doğanbey’de Emel Hanım’ın evinde…

Sokak gezinizden sonra soluklanmak isterseniz köyde oturabileceğiniz tek bir kafe ve az sayıda konaklama noktası var. Ama sokaklar yetmeyip daha da yürümek isterseniz Dilek Yarımadası Milli Parkı içerisinde doğa senfonileriyle dolu uzun bir rota için köydeki rehberlerden destek alabiliyorsunuz.

Eski Doğanbey Köyü Nerede, Nasıl Gidiliyor?

Söke’de Sakin ve Tatlı Bir Huzur: Eski Doğanbey Köyü

Kuşadası gezilecek yerler arasında başı çeken Dilek Yarımadası – Büyük Menderes Deltası Milli Parkı sınırlarındaki Doğanbey Köyü, Aydın’ın Söke ilçesine bağlı. Köyün Söke’ye mesafesi ise yaklaşık 30 km. Didim – Milas karayolu üzerinde ilerlerken Priene Antik Kenti ve Eski Doğanbey Köyü tabelalarını göreceksiniz. Güllübahçe’yi geçip Doğanbey köyüne saparsanız kısa sürede köyün taş evlerine varacaksınız.

Eski Doğanbey Köyü Civarında Neler Yapabilirsiniz?

Söke’de Sakin ve Tatlı Bir Huzur: Eski Doğanbey Köyü

Eski Doğanbey’den çıkıp Yeni Doğanbey köyüne devam ettiğinizde Karina kıyısında balık yiyebileceğiniz mütevazi mekanlar bulacaksınız. Burası aynı zamanda Dilek Yarımadası’nın en uçtaki noktası. Yemekten sonra da araçla 5 dakika mesafedeki Güllübahçe Köyü’ne gidebilir, burası da eski bir Rum kasabası olduğundan içindeki Aziz Nikolaos Kilisesi’ni gezebilirsiniz. Burası henüz Doğanbey kadar bilinmiyor. Bu köyde konaklamak isterseniz, Gelebeç Mahallesi’nde eski bir Rum evi hem restoran hem de pansiyon olarak işletiliyor. Güllübahçe’yi biraz geçtiğinizde karşınıza çıkan, eskiden bir liman şimdi ise bir ova olan Priene Antik Kenti’nde tarihe bir yolculuk yapabilirsiniz. Burası M.Ö. 2000’li yıllarda kurulmuş. Antik kentte göreceğiniz antik tiyatro, tapınak gibi yapıların çoğu da M.Ö. 4000’lerden kalmış. 

Söke'de Nerede Kalınır?

Sakinliği ve huzurlu yapısı sayesinde dinlendirici bir tatilin adresi olan Söke'de konaklama seçenekleri geniş seçeneklere sahip. Daha çok butik işletmelerin yer aldığını göz önünde bulundurursanız, sıcak ve samimi bir ortamda hizmet almanız kaçınılmaz.

Dilerseniz şimdi gelin sizler için seçtiğimiz birkaç Söke oteline beraber bakalım; {product:42890} {product:35941} {product:5938}

Daha fazla Söke otel seçeneği için; {search:soke-otelleri,Söke Otelleri}