Sonbahar tatilinin en güzel tarafı huzurla dolu olmaları desek pek de yanılmış olmayız. Yazın belki çoğumuz gezdik, eğlendik, yüzdük tüm yılın stresini üstümüzden olabildiğince attık. Şimdiyse kış aylarına geçmeden önümüzde son bir tatil fırsatı daha var. Hem de huzurlu ve keyifli bir tatil fırsatı. Manzaraların içleri ısıttığı, yeşilden turuncuya geçen doğa ve maviden mora çalan akşam gökyüzü… Manzaraları tarif ederken bile insanın hayranlığa kapılmaması oldukça güç olabiliyor.
{ad:0}Sonbahar tatil rotaları sayesinde farklı bakış açısıyla bir tatil yaşayabilirsiniz. Bu nedir diye soracak olursanız kafa dinleme odaklı diyebiliriz. Yani kış mevsiminde işinizde, derslerinizde veya genel olarak hayatınızda ne gibi adımlar atmak istediğinizi, hedeflerinizi, isteklerinizi kısacası düşüncelerinizi değerlendirebileceğiniz huzurlu bir kafa dinleme tatili. Doğanın sessizliği içerisinde yürüyüşler yapabilir, saatlerce nefes kesici manzaraların tadını çıkarabilir ve daha pek çok aktivite yapabilirsiniz.
Bu nedenle Sonbaharda nereye gidilir diye soranlara güzel bir lise hazırladık. Sonbahar tatil yerlerinden oluşan listemizin sakin ve huzurlu rotalardan oluştuğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Sonbaharın ruhuna uygun, dinlendirici ve keyifli rotalardan. Kış gelmeden bahar havasının tadını çıkarmak için son bir geziye ne dersiniz?
Sonbahar denilince akla ilk gelen yerin Abant olması hiç de tesadüf değil. Duru bir gölün ardından görünen ahşap kulübenin kartpostal görüntüsü ile tanıyıp bildiğimiz Abant'ın ormanları pastoral ressamların ilham kaynağı. Kuru yapraklar arasından yürürken musikiden başlayıp Teoman'ın repertuarına kadar birçok şarkıyı mırıldanabilirsiniz. Yanına bir de mis gibi dağ havası, şaheser bir göl manzarası eklenince burada kendi bestenizi bile yapabilirsiniz. Kasım ayında gidilecek yerler arasında Abant’ı düşünebilirsiniz. Bolu merkeze 35 km mesafede yer alan Abant'ın yürüyüş dışında en yaygın aktivitesi bisiklete binmek ve gölde sandalla gezmek. İsterseniz günübirlik Abant turu da yapabilirsiniz. Abant geziniz boyunca evinizin konforunu aratmayacak konaklama tesislerine Abant Otelleri sayfamızdan ulaşabilirsiniz. {search:abant-otelleri,Abant Otelleri}
Madem Bolu civarındasınız, Yedigöller'in renklerine de yabancı kalmayın. İstanbul'a ortalama 300 km mesafede olan Yedigöller bölgesi çadırınızı alıp gidebileceğiniz, yıldızları sayarak uyuyabileceğiniz, kuş sesleriyle uyanabileceğiniz bir doğa rotası. Adı üzerinde 7 gölün oluşturduğu bu büyülü doğa milli park olarak korunuyor.Kokulu ıhlamurların, köknarların, çamların arasına gizlenmiş şelaleler, dilek çeşmesi, Pisagor Ağacı ve gülen kayalar da yörede karşınıza çıkacak en güzel keşifler. Özellikle tüm bu güzelliklerin kasım zamanında ayrı bir havası olduklarını da söyleyelim. Eğer bölge hakkında daha fazla bilgi edinmek isterseniz Yeşil Bolu: Yedigöller Millî Parkı adlı içeriğimiz de dikkatinizi çekebilir. {search:yedigoller-otelleri,Yedigöller Otelleri}
Karabük iline bağlı Safranbolu 1994 yılından bu yana UNESCO Dünya Mirasları Listesi'nde. 100 yıl öncesinin Osmanlı kültürünü yaşatan sokaklarında çoğu aslına uygun restore edilmiş onlarca tarihi konak göreceksiniz. Eski yaşamların ayak izlerini takip edip nostalji kokan meydanlara girecek, oradan da Bektaşi kültürünün gözbebeği Yörük Köyü'ne varacaksınız.İşte size üşümeden, terlemeden gezebileceğiniz dört dörtlük bir sonbahar rotası. Bol bol fotoğraf, envaı çeşit lezzet, "böyle yerler var mıydı" dedirtecek bir atmosfer ve yeryüzüne tepeden baktıran bir Tokatlı Kanyonu… 400 km mesafedeki İstanbul gibi uzak bir şehirden geliyorsanız en az iki gün kalmanızı öneririz. Safranbolu'yu gezmek için en favori ayın kasım olduğunu da şuraya bir not düşelim. Geziniz boyunca konaklayabileceğiniz, iç açıcı konseptleriyle dikkat çeken tesisler için Safranbolu Butik Otelleri sayfamıza bakabilirsiniz. Ayrıca Safranbolu’nun tarihi sokaklarına yolculuk yapmadan önce Safranbolu Tatilinde Mutlaka Yapılması Gereken 8 Şey adlı içeriğimizi okumak da işinize yarayabilir. {search:safranbolu-otelleri,Safranbolu Otelleri}
Rotanızda Safranbolu varsa Amasra ya da Amasra'ya geliyorsanız Safranbolu'ya uğramamak olmaz. Zaten araları da topu topu 90 km kadar. Bir yarımada üzerinde arz-ı endam eden Bartın'a bağlı bir ilçe olan Amasra 3000 yıllık bir tarihe sahip ama yaşlı olmasına rağmen gençliğin çok sevdiği bir şehir. Sonbahar, şehrin kalabalık yazlardan sonra kafa dinlediği zamanlar. Koy sakin, balıkçılar tenha, sokaklar aşırı sosyal mesafeli oluyor. Doğasını, balık lokantalarını ve Amasra Çekiciler Çarşısı'nın minik dükkanlarını keşfetmeyi bir günde bitiriyorsunuz. Günübirlik geziler ve bir günlük konaklamalarla bu balıkçı kasabasını da rotanıza alabilirsiniz. Tıpkı Safranbolu gibi Amasra’yı da rahatlıkla kasım ayında gidilecek yerler listenize ekleyebilirsiniz.Günübirlik geziler için uygun, konforlu ve kaliteli tesisleri Amasra Pansiyonları sayfamızdan inceleyebilirsiniz. {search:amasra-otelleri,Amasra Otelleri}
Batı Karadeniz rotasında bir nokta da Küre Dağları. Her mevsimi ayrı güzel olsa da bizce dağların en görülesi zamanı sarı – kızıl renk esvap giydiği sonbahar! Kastamonu ile Bartın sınırları içindeki Küre Dağları Milli Parkı kanyonlar, ormanlar, şelaleler derken neye bakacağınızı, nereye gideceğinizi şaşıracağınız bir yer.Kastamonu'nun Pınarbaşı ilçesindeki Valla Kanyonu derinliğiyle, Ilıca Şelalesi de zarafetiyle sizi can evinden vuruyor. Fotoğraf çekmeyi seviyorsanız, yürümekle yol aşınmaz diyorsanız hücrelerinize iyi gelecek Küre Dağları'nda birkaç gün kalmanızı öneriyoruz. Bölgede sonbahar gündüz güneş, akşam soba! Giderken kalın giysiler götürmeyi de unutmayın. {search:kastamonu-otelleri,Kastamonu Otelleri}
Kazdağları son zamanlarda adını duyduğumuzda derin derin iç çektiğimiz ve "Kazdağları'nın üstü altından güzel" deyip yeşilini solduranlara ah ettiğimiz bir cennet. Hem sadece bizim cennetimiz de değil, mitolojideki kahramanlar için, zeytin ağaçları için ve ormanlarda yaşayan her can için de cennet. Adatepe de işte bu cennetin parçası, can paresi bir köy. Çanakkale'nin Ayvacık ilçesinde konumlanan bu şirin köy sonbaharın önünüze serdiği rengarenk bir ormanla resmen bir masalda olduğunuzu hissettiriyor. Dünyanın oksijen açısından en zengin ikinci bölgesi olan Kazdağları'nda, Adatepe'de uykunun en güzelini uyuyor, zeytinyağının en güzeline ekmek banıp yiyecek kadar iştahlanıyorsunuz. Doğanın içinde konaklamak için birçok alternatif bulacağınız köy Edremit Körfezi'nin muhteşem manzarasına hakim. Yürüyüş yapabilir, Zeus Altarı'ndan manzara izleyebilir, sakinliğinde yenilenebilirsiniz. Bu cenneti yaşamak için en az bir hafta sonunu ayırmanızı öneririz. Tatiliniz boyunca tüm bu doğal güzelliklere yakın, uygun fiyatlı ve konforlu tesislerde pratik şekilde konaklamak için Ayvacık Otelleri listemize göz atabilirsiniz. {search:ayvacik-otelleri,Ayvacık Otelleri}
Sonbahar, yağmur, şömine ve şarap demek benim için Şirince. Yeşilden sarıya dönen yapraklar hafif bir melankoli yaratırken, yağmurun sesi ve çatılardan yansıyan melodisi daha da arttırır bu duyguyu. Yağmurda şömine başındayken ve fonda güzel bir müzik çalarken şarap içmemek buranın hakkını vermemek olur aslında. Bir saniye içinde aklınızdan geçen binlerce düşünceyi bir kenara bırakıp, kalabalıktan elinizi eteğinizi çekip, birbirinden güzel şarapların, pastel renklerin hakimiyetine bürünen tabiatın ve şömineden gelen çıtır çıtır seslerin tadını çıkarın. Eğer Şirince’nin doğal güzelliklerinin içinde konaklayabileceğiniz harika tesisleri keşfetmek isterseniz, Şirince Otelleri sayfamıza göz atabilirsiniz. {search:sirince-otelleri,Şirince Otelleri}
Eskişehir dendiğinde aklımıza ilk Porsuk Çayı gelir. Etrafındaki sıra sıra dizilmiş kafeler, restoranlar, çay bahçeleri ve yürüyüş yolları ile daha da renklenir burası. Çayın içinde gondolla kısa bir gezinti yapmak ayrı bir keyiftir. Venedik tadında, dokusunda bir yerdir burası ve en çok sonbahar yakışır bu özel şehre. Sonbahar aylarında özellikle Odunpazarı taraflarını keşfetmek büyük bir zevk. Öyle çünkü tarihi sokakları, hediyelik dükkanları ve şehrin en meşhur yöresel restoranları burada yer alıyor. Aynı zamanda Eskişehir içerisinde gezebileceğiniz müzelerin de büyük bir kısmı Odunpazarı’nda. Tarihi Osmanlı mimarisine sahip evlerin süslediği sokakları sonbahar aylarında keyifle keşfedebilirsiniz. Bölge hakkında daha detaylı bilgi almak için Odunpazarı Gezilecek Yerler ve Tarihi Yerler sayfamızı da ziyaret edebilirsiniz. Odunpazarı’nın keyfinin ekim aylarında bir başka olduğunu da ekleyelim. Bu güzel şehri gezerken size evinizin sıcaklığını aratmayacak Eskişehir Otellerini sitemiz üzerinden keşfetmek için bağlantıya tıklayabilirsiniz. {search:odunpazari-otelleri,Odunpazarı Otelleri}
Yağmurlardan sonraki toprak ve çam ağaçlarının kokusu, denizin dalgaları, fayton sesi, sarı yapraklarla bezenmiş ada sokakları ve hırkasız çıktığınızda üşüten rüzgarları ile masal kapısının ardındaki büyüyü aralar sonbaharda Burgazada. Biraz daha terkedilmiş gibidir bu aylarda ve yaz aylarının gürültülü kalabalığının yerini derin bir sessizlik alır. En çok kediler, köpekler sevinir bu işe çünkü tüm sokaklar onlara kalır. Kış kapıyı çalmadan, soğuklar bastırmadan kısa bir kaçamak yapın ve Burgazada'ya doğru yol alın. Güneşin yüzünü gösterdiği şu son günlerde ister bisikletle geze geze, isterseniz de faytonla Kalpazankaya'ya çıkın ve rakınızı yudumlayın, leziz mezelerden tadın. Sonbaharın melankolisini tüm hücrelerinizde hissettirecek kadar büyüleyici olan Kalpazankaya'nın İstanbul'u ve diğer adaları kucaklayan manzarası karşısında evrenin sunduğu güzelliklere bir kez daha şükredeceksiniz. Eylül ayında gidilecek yerler listenizde bulunmayı kesinlikle hak ediyor Burgazada. Manzaralarına ve atmosferine doyum olmayan Burgazada, birbirinden kaliteli konaklama tesislerine sahip. Siz de bu tesislerden yararlanmak isterseniz Burgazada Otelleri sayfamızı ziyaret edebilirsiniz. {search:burgazada-otelleri,Burgazada Otelleri}
Bursa'da yer alan Ulubat Gölü'nün kıyısında şirin ve küçük bir balıkçı köyü Gölyazı. Sonbaharda ayrı bir güzelliğe bürünen Gölyazı'yı mutlaka keşfetmelisiniz. Muhteşem doğası ve manzaraları sayesinde içinizi ısıtan bir sonbahar rotası. Gölün üzerinde yüzen ördekleri ve göç eden kuşları izlemek de bir o kadar keyifli ve insanı huzurla dolduran cinsten. Kasım ayında gidilecek yerler listenizde Gölyazı’na yer verirseniz hiç pişman olacağınızı sanmıyoruz. Birbirinden güzel konaklama tesislerini Gölyazı Otelleri sayfamızdan keşfedebilirsiniz.
{search:golyazi-otelleri,Gölyazı Otelleri}
Yeşilyurt Köyü, Kaz Dağları'nın eteğinde, Ege'nin tüm güzelliklerini bünyesinde barındıran eski bir Rum köyü. Sonbaharda Ege esintisi bir başka olur diyenlerdenseniz, Yeşilyurt Köyü'nü gezi listenize mutlaka eklemelisiniz.Yeşilyurt o kadar güzel bir köy ki sokaklarının her karışında tarihi havasını hissedebiliyorsunuz. Yerlilerle sohbet etmek ve onlardan hikayeler dinlemek son derece keyifli. Organik malzemeler kullanarak hazırlanan kaliteli köy kahvaltılarını deneyebileceğiniz samimi işletmeler de yer alıyor. Ekim aylarında gitmek için uygun bir rota diyebiliriz. Doğal güzelliklerini ve atmosferini keşfetmek için Yeşilyurt Köyü’ne bir yolculuk planlarsanız, konaklayabileceğiniz en güzel yerleri Yeşilyurt Köyü Otelleri sayfamızdan keşfedebilirsiniz. {search:canakkale-otelleri,Çanakkale Otelleri}
Sakarya'da bulunan Taraklı, sonbaharda ayrı bir güzelliğe bürünüyor. Ülkemizin keşfedilmemiş güzelliklerinden biri olan Taraklı, geçmiş yıllarda tek bir turist bile ağırlamazken, çekilen bir reklam filmiyle yavaş yavaş bilinirliğini arttırıyor. Özellikle yürekleri ısıtan sonbahar manzaralarını izlemek için çok doğru bir seçenek olabilir. Eğer fotoğraf çekmeyi seviyorsanız kesinlikle Taraklı’da fazla vakit geçirirsiniz. Hem doğa alanlarında yürüyüş yapmak ve yeni yerler keşfetmek de bir o kadar zevkli olabilir. Gittikçe daha da popülerleşen Taraklı’nın en güzel yerlerini Taraklı Gezilecek Yerler ve Tarihi Yerler sayfamızdan keşfedebilirsiniz. Eğer konaklayacak bir yere ihtiyacınız olursa da Taraklı Otelleri sayfamızdan en güzel seçenekleri bulabilirsiniz. {search:tarakli-otelleri,Taraklı Otelleri}
Karadeniz kıyılarında bulunan yegane güzelliklerden biri olan İğneada, sonbaharın tüm cümbüşünü yaşayabileceğiniz adreslerden biri. Özellikle zengin doğasıyla ziyaretçilerine görsel bir şölen sunan İğneada'yı da mutlaka gezi listenize eklemelisiniz.Kırklareli’nin coğrafi açıdan sahip olduğu tüm güzellikleri sergileyen İğneada, mükemmel bir oksijene sahip. Adeta yaşam kokuyor desek abartmış olmayız. Manzaraları, sabaha karşı hafif sisi olan havası ve usul usul esen rüzgarlarıyla tam bir sonbahar rotası. İğneada aynı zamanda çeşitli tarihi ve doğal alanlara da sahip. Tüm bu yerleri keşfetmek için İğneada Gezilecek Yerler ve Tarihi Yerler sayfamızı ziyaret edebilirsiniz. Eğer konaklayacak kaliteli tesisleri keşfetmek isterseniz de İğneada Otelleri sayfamıza göz atabilirsiniz. {search:igneada-otelleri,İğneada Otelleri}
Sonbaharda Ege bir başka güzel diye söylenir hep. Bodrum'un Gökova Körfezi'nde yer alan Mazı, bunu doğrular nitelikte. Bodrum'un keşfedilmemiş doğal güzelliklerinden biri olan Mazı, sonbaharın keyfini ayrıca yaşayabileceğiniz bir yer. Pek fazla bilinmese de keşfedilmeye değer harika bir yer olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle boş plajlarda Bodrum manzaraları eşliğinde yürüyüşler yapmak kulağınıza iyi geliyorsa kesinlikle Mazı’ya hayran kalırsınız. O yüzden yaz aylarının bunaltıcı kalabalığını sevmiyorsanız, sonbahar da buraya bir şans verin deriz. Özellikle kasım gibi giderseniz iyice boşalmış bir şekilde bulabilirsiniz. Size en uygun oteli bulabilmek için Bodrum Otelleri sayfamızı inceleyebilirsiniz.Aynı zamanda Bodrum’un bu az bilinen gizli bölgesini keşfetmeden önce Bodrum'un Az Bilinen Cenneti Mazı'yı Keşfetmek İçin 7 Sebep adlı içeriğimizi de incelemek faydalı olabilir. {search:bodrum-otelleri,Bodrum Otelleri}
Rize'nin eşsiz doğasını gözler önüne seren Çamlıhemşin, sonbaharda apayrı bir güzelliğe bürünüyor. Düşen yaprakların oluşturduğu renkler adeta bir sanat eseri gibi. Zaten Karadeniz’in güzellikleri anlatmakla bitmiyor fakat Çamlıhemşin’in de farklı bir ruhu var. Vadileri, düzlük manzaraları, atmosferi çok farklı. Başka bir yerde olduğunuzu hissedebiliyorsunuz. Bölgede sadece ikliminden dolayı sert rüzgarlar esebiliyor. Bu yüzden sonbahar olsa da kalın montlarınızı yanınızda bulundurun deriz. Eğer bu rüzgarlara kalmak istemezseniz de eylül ayında Çamlıhemşin’i ziyaret edebilirsiniz.Bölge gezilebilecek pek çok önemli yere sahip. Karadeniz coğrafyasının eşsiz güzelliği üzerine tuzu biberi oluyor. Tüm bu bölgeleri keşfetmek için Çamlıhemşin Gezilecek Yerler ve Tarihi Yerler sayfamızı ziyaret edebilirsiniz. Ayrıca konaklayabileceğiniz en güzel tesisleri keşfetmek için de Çamlıhemşin Otelleri sayfamızdan faydalanabilirsiniz. {search:camlihemsin-otelleri,Çamlıhemşin Otelleri}
Sonbaharda Van'ın bambaşka bir güzelliğe büründüğü söylenir. Akdamar Adası da, Van'ın bu güzelliklerine şahit olabileceğiniz en doğru adreslerden biri. Eğer Akdamar Adası’nı keşfetmeye karar verirseniz, kesinlikle Van’da da zaman geçirmelisiniz. Hem mükemmel manzaraları izleyebilir hem de yürüyüşler yapabilirsiniz. Özellikle sonbahar aylarında sakin bir havaya bürünmesi burayı daha da özel kılıyor. Manzaralarının profesyonel fotoğrafçıları tatmin edecek özelliklere sahip olduğunu da ekleyelim. Işık açıları oldukça kaliteli ve gölgelik alanlar da mevcut. Eğer Akmar Adası’nı keşfetmek isterseniz ekim zamanları için planınızı yapabilirsiniz. Gitmeden önce 4 Günlük Keşif Önerisi: Van Gezi Rehberi içeriğimize göz atarak planlarınızı yapabilirsiniz.En kaliteli konaklama tesislerine ulaşmak için Van Otelleri sayfamızı ziyaret etmeyi unutmayın. {search:van-merkez-otelleri,Van Merkez Otelleri}
Sonbaharda gidilecek yerler deyince akla gelen ilk yerlerden biri de Safranbolu'dur hiç şüphesiz. Karabük Safranbolu'da bulunan Yörük Köyü de sonbahar mevsiminde apayrı bir güzelliğe bürünen yerlerden biri. Eğer köy gezmeyi sevmiyorsanız bile Yörük Köyü’ne bir şans vermelisiniz. Manzaralar eşiğinde o dar ve eski ruhlu sokaklardan yürümek adeta benzersiz bir keyif. Köşe başındaki bir çay bahçesinde dinlenebilir, sevdiklerinizle doyasıya sohbetler edebilirsiniz. Akşam saatlerine doğru da köyün yüksek kısımlarına çıkıp sonbahar güneşinin batışını izleyebilirsiniz. Gerçekten benzersiz bir deneyim.Yörük Köyü tüm sonbahar aylarında ziyaret etmek için uygun. Fakat dar sokaklardan esen sert rüzgarlar sizi rahatsız ederse eylül zamanında gitmeyi düşünebilirsiniz. Eğer bölge hakkında daha kapsamlı bilgiler edinmek isterseniz, Safranbolu'nun İncisi: Yörük Köyü içeriğimiz de dikkatinizi çekebilir. {search:karabuk-otelleri,Karabük Otelleri}
Küçücük bir koyda sadece huzurun varlığını hissedeceğin Narlıkuyu’da sabah Kızkalesi manzarasına karşı yapacağın Yörük kahvaltısının tadı damağında kalacak. Kahvaltı sonrası Cennet Cehennem Mağaraları, Astım Dilek Mağarası, Narlıkuyu Mozaik Müzesi’nin dünyaca ünlü 3 Güzeller Mozaiği’ni gördükten sonra, özellikle gün batımında koyda bulunan balık restoranlarından birinde olmaya özen göster. Rakının da sana eşlik edeceği bu saatlerde başka hiçbir yerde bu tadı yakalayamayacağın balık (ki tavsiyem kesinlikle kaya lagosu denemendir), mezeler (özellikle kalamarı ve kaya koruğu) ve salatalar ile eşsiz bir keyif seni bekliyor.
Tanrıların dağı Nemrut. Nemrut Dağı’ndaki harabelerle ilgili duyduğu söylentiler üzerine merakını yenemeyerek dağa çıkmaya karar vermişti Karl Sester. Gördükleri karşısında adeta dili tutulan Sester’in, yalnızca bir merak sonucu başlayan bu keşif hikayesi Nemrut Dağı'nın gizli tarihinin ortaya çıkması ile sonuçlandı. Sadece Sester’in değil Nemrut’a çıkan herkesin bu eşsiz güzellik karşında özellikle de gün batımında dili tutuluyor. Bu arada unutmadan sonbaharda güneşin batışında ve doğuşunda ayrı bir havaya, güzelliğe büründüğünü de hatırlatmak isterim.
Kocaeli’nin kaçış rotası Yuvacık, bilenin bildiği, herkes tarafından daha keşfedilmemiş gizli bir cennet. Yöre halkının kendisine has yemekleriyle bizim gibi doğaseverlere ev sahipliği yapan Yuvacık’ta şelalelerden akan suyun üzerine kurulan masalarda balık yemenin tadına varabilirsin. Nehir boyunca yeşilin son demlerini sarıya ve turuncuya nasıl da güzel bıraktığını görmenin, kuş cıvıltılarının eşsiz uyumunun sana eşlik ettiği yürüyüşün keyfi ise paha biçilemez. Unutmadan nehrin üzerinde kurulmuş olan salıncakta sallanmanın da keyfi bir başka.
Balıklıgöl sadece yurt içinden değil yurt dışından da gelen on binlerce turisti büyülüyor. Sonbaharda farklı bir güzelliğe bürünen Balıkgöl’ün etrafında sıralanan asırlık çınarların ve kavak ağaçlarının sarı yaprakları bu kutsal topraklara ayrı bir güzellik katıyor. Hazreti İbrahim'in doğduğu ve dönemin hükümdarı Nemrut tarafından ateşe atıldığı yer olarak rivayet edilen bu kutsal mekan ziyaretçilerini huzura ermiş bir şekilde uğurlamaya devam ediyor.