Nehrin kıyısında çimlere yayılmış, ellerinde gitarlarla şarkı söyleyen arkadaşlar. Hemen önlerinde, Porsuk Nehri üzerinde yavaş yavaş süzülen gondollar. Yollarda bisikletli insanlar. Enerjisi her daim canlı genç bir nüfus. Sanatla yoğrulmuş bir atmosfer. Yemyeşil, cıvıl cıvıl ve heykellerle selamlayan sokaklar. Herkes tarafından çok sevilen bir belediye başkanı. Hayır, burası Avrupa’da bir şehir değil. Ülkemizde, Anadolu’nun tam ortasında yer alıyor. Hani marşı da var; Es! Es! Es! Ki! Ki! Ki! Eski! Eski! Es! Evet, Eskişehir’den bahsediyoruz.
{ad:0}Avrupa şehirlerini andıran cadde – sokak kültürü ve modern tarzıyla Anadolu’da ama Anadolu’da değilmiş gibi duran yaşanılası bir memleket Eskişehir. 1958 yılında kurulan Anadolu Üniversitesi şehrin havasını yumuşatıp ruhuna da gençlik katmış. Orta yaşlardaysanız ve üniversite çağlarını da geride bıraktıysanız bu şehirdeki öğrencilere özenip keşke burada okusaydım diyebilirsiniz. Çünkü şehir resmen gülümsüyor, canlandırıyor, mutlu kılıyor. Hemen hemen herkesin yüzünde mutlu bir ifade var Eskişehir'de.
Kışı soğuk mu soğuk yazı da olabildiğince sıcak olan Eskişehir’i 2 güne sığdırıp, bir hafta sonu rotasına dönüştürebilirsiniz. Ama hazır okullar sömestr tatiline girdi, çocuklarla da bir şeyler yapmanın vakit geldi diyorsanız alın kuzuları müze ve park zengini şehri iyice bir keşfedin. Mevsim soğuk diye ertelemeyin, kışsa kalın giyinin ama yine de gezin. Eskişehir sürprizli bir şehir, gitmişken bol bol anı biriktirin.
Eskişehir gezinizi ilgi alanlarınızla, yapmak istediklerinizle, ailenizle ya da yalnız gezip gezmeyeceğinizle alakalı olarak programlayabilirsiniz. Söz konusu bir sömestr tatiliyse ve çocuklarınızla hem geliştiren hem de eğlendiren zamanlar yaşamak istiyorsanız bambaşka bir karışım önerebiliriz size. Bu karışımda bolca müze, park – bahçe ve elbette ki yöresel lezzetlerle dolu Eskişehir yeme-içme mekanları var. Biz hafta sonuna sığdıracak bir rota sunsak bile, Eskişehir gezilecek yerler listesi öyle 2 güne sığabilecek kadar mütevazi değil. Siz tatili uzatmak isterseniz şehirde size lütufkâr davranıyor ve beni tanımak istiyorsan en az bir haftalığına gel diyor.
Hayatımıza hızlı tren girdiğinden beri Eskişehir’e gitmek daha bir kolay. İş ne zaman gideceğinize karar verip TCDD seferlerine bakıp online bilet almaya kalıyor, yani gerçekten de çok kolay. Çünkü çoğu trenin güzergahı Eskişehir’den geçiyor ve maliyeti de otobüs ve özel araç yolculuğu ile karşılaştırıldığında daha uyguna geliyor. Eskişehir treni de en çok öğrenci işi. Hem hızlı, hem manzaralı, hem de yolculuğu eğlenceli. Ankara-Eskişehir arası 1 saat 35 dakika, İstanbul-Eskişehir arası yaklaşık 3 saat, İzmir-Eskişehir arası ise 12 saat sürüyor trenle. Bir diğer alternatif de otobüs. Hemen hemen her şehirden Eskişehir’e otobüsle ulaşabiliyorsunuz. İstanbul-Eskişehir arası 5-5 buçuk saat, Ankara-Eskişehir arası 2-2 buçuk saat, Bursa-Eskişehir arası ise 2-3 saat sürüyor otobüsle. Otogardan Eskişehir Merkez’e ise tramvay, otobüs ya da taksi ile ulaşım sağlayabilmek mümkün. Dilerseniz kendi aracınızla da kolayca gelebiliyorsunuz. İstanbul-Eskişehir arası 280 km ve yaklaşık 4 saat 26 dakika, Bursa-Eskişehir arası 153 km ve yaklaşık 2 saat 11 dakika, Ankara-Eskişehir arası ise 233 km ve yaklaşık 2 saat 35 dakika sürüyor arabayla.
Eskişehir’de konaklama yapabileceğiniz çok sayıda alternatif mevcut. Her bütçeye uygun bir otel ya da pansiyon mutlaka var. Bizim önerimiz Eskişehir merkez otelleri arasından bir seçim yapmanız yönünde olacak. Bunun dışında Odunpazarı otellerini de mercek altına alabilirsiniz. Şehir merkezinde konaklamak, pek çok yere rahat ulaşım sağlayabilmeniz açısından daha avantajlı bize kalırsa. Eskişehir otellerinin çoğu açık büfe kahvaltı servisi sunuyor ve dekorasyon olarak da göze hitap etmesini biliyor. Sitemiz üzerinde yer alan Eskişehir otellerini, Eskişehir butik otellerini ve Eskişehir apartlarını inceleyebilir, fiyat karşılaştırmaları yapabilir ve yorumlarını okuyarak sizin için uygun olup olmadığına karar verebilirsiniz.
Eskişehir hem merkezi hem de ilçeleriyle keşfe açık bir rota. Sanatla, tarihle ve eğlenceyle dolu bu rotada önceliğiniz en çok ilgilendiğiniz alanla ilgili keşifler olmalı. Ama mutlaka uğrayın diyeceğimiz yerler var ki gezi listelerinin de olmazsa olmazı.
Örneğin Odunpazarı ve Odunpazarı Evleri. Burası şehrin en turistik noktası olarak biliniyor ve en önemli özelliği de sahip olduğu Türk mimarisi. Eski ve otantik dokusu ile Odunpazarı sizi gerçekten büyüleyecek ve bir bakmışsınız 1 tam gününüzün çoğunu burada harcamışsınız. Odunpazarı’nda ise; Eskişehir Kurtuluş Müzesi, Cumhuriyet Tarihi Müzesi, Atlıhan El Sanatları Çarşısı, Kurşunlu Camii ve Külliyesi, Osmanlı Evi mutlaka görülmesi gereken yerlerin başında geliyor. Küçük bir bilgilendirme yapalım; aracınızla geliyorsanız hele de bayram ve hafta sonu gibi kalabalık günlerde geliyorsanız park sizin için sorun olabilir. Gözlemlediğimiz kadarıyla arabalar külliyenin hemen yanındaki ana caddeye park ediliyor.
Fotoğraf: eskisehir.bel.tr
Eskişehir’de görülmesi gereken noktalardan biri de Eskişehir Balmumu Heykel Müzesi. Bu müze Madame Tussauds Müzesi’nin bir benzeri. Buradaki heykellerin hepsinde Eskişehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in el emeği var. Atatürk, Obama, Einstein’ın yanında çok sayıda sanatçı ve sporcunun balmumu heykelleri ile selfie çekebilirsiniz. Burası Eskişehir’in en keyifli müzelerinden biri bize kalırsa. Pazartesi hariç 10:00-12:00 ve 14:00-17:00 saatleri arasında müzeyi ziyaret edebilirsiniz. Ancak hafta sonu, turların da etkisiyle aşırı derecede sıra oluyor. Mümkünse hafta içi gezmenizi tavsiye ederiz. Bu arada, müzenin gelirinin kız çocukların ve engelli çocukların eğitimi için kullanıldığını da hatırlatmak isteriz.
Bir diğer gezi noktası ise Porsuk Çayı ve Adalar Bölgesi. Eskişehir neden Avrupa şehirlerine benzetiliyor diye merak ediyorsanız, cevabı bu bölgede saklı. Adalar Bölgesi, üniversite gençlerinin sürekli takıldıkları, çimlere yayılıp şarkılar söyledikleri, bambaşka atmosferi olan bir yer. Ortasından geçen Porsuk Çayı’nın etrafında ise çok sayıda kafe bulunuyor. Eğlenceli bir kalabalığın yer aldığı bu bölgeye uğramadan Eskişehir’den dönmeyin deriz. Türkiye’nin ilk ve tek yerli üretim otomobili olan Devrim Otomobili’ni de kesinlikle görmeniz gerekiyor bizce. Ne yazık ki seri üretime geçemeyen ve yalnızca 4 adet üretilebilen Devrim Otomobili, Türkiye için bir hayalin gerçeğe dönüşmesini temsil ediyor aslında. Tepeden tırnağa Türk yapımı olan Devrim Otomobili, Tülomsaş Fabrikası’nın bahçesinde sergileniyor. Kendisine uğrayıp bir merhaba demelisiniz.
Çocuk olmaya özendiren Sazova Parkı, bize göre Eskişehir’in en kıskanılası parklarından biri. Devasa bir şehir parkı olan Sazova, istisnasız görülmesi ve vaktiniz varsa uzun uzun keşfetmeniz gereken bir park. Bilim, Sanat ve Kültür Parkı olarak da anılan Sazova Parkı içerisinde Sabancı Uzay Evi, Eti Sualtı Dünyası, Masal Şatosu ve Korsan Gemisi gibi pek çok farklı bölüm var. Aynı zamanda kafeler, yemek stantları ve büyük bir gölete de ev sahipliği yapıyor. Müzelerin ziyaret bilgileri ve diğer park rotaları için Eskişehir gezilecek yerler yazımıza da bir göz atabilirsiniz.
Deniz olmayan şehirde plaj olur mu demeyin, oluyormuş. Bunun en büyük kanıtı da Kentpark’ta mevcut. İçerisinde yapay bir plaj barındıran Kentpark, Eskişehir’i ayrıcalıklı kılan yerlerden biri olduğu için, vaktiniz yoksa bile kısa da olsa uğramanız gereken bir yer. Yazın yüzebildiğiniz Kentpark bizce kışın da görmeye değer. Kentpark’taki plaj gibi şehrin dalış severlere de bir sürprizi var. Sakarya Nehri’ni deniz farz edip Çifteler ilçesinde dalış yapabiliyorsunuz. Dalış severler, bilmiyorduk demeyin.
Eskişehir’e fazladan 1 gün daha ayırma sebebi olarak Frig Vadisi’ni gösterebiliriz. Eskişehir-Kütahya-Afyon arasında bulunan Frig Vadisi, 3000 yıllık koskocaman tarihi bir geçmişe sahip. Frigyalıların kayalara oyduğu evler, kaleler, anıtlar ciddi anlamda hayranlık uyandırıyor. Burası gerçekten de enteresan bir coğrafyaya ve atmosfere sahip. Doğa ve tarih eşsiz bir şekilde bütünleşmiş Frig Vadisi’nde. Eskişehir’e yaklaşık 1 saat mesafede bulunan Frig Vadisi, bisiklet sürmek ve kamp yapmak için oldukça uygun. Ama Frig Vadisi’nin kışın çok soğuk olduğunu da söylemeden geçmeyelim. Rotanıza alıyorsanız tedbirli gelin.
Gelmişken pek kimsenin keşfetmediği müthiş bir tarihi yapılı ile de buluşturmak isteriz sizleri; Midas Anıtı. Eskişehir’in Seyitgazi ilçe sınırları içerisinde yer alan Midas Anıtı, M.Ö. 550 yılına tarihleniyor. Frigya sanatının önemli bir örneği olan Midas Anıtı, efsanevi Kral Midas’ın mezarı olarak biliniyordu ancak bu bilginin gerçek olmadığı tespit edildi ve aslında Tanrıça Kibele için inşa edilmiş bir tapınak olduğu anlaşıldı. Yüksekliği yaklaşık 20 metre olan anıt, yazın da güneş ışıklarının yüzeyine vurmasıyla kıpkırmızı bir hale bürünüyor.
Eskişehir’de iseniz mutlaka Çibörek’in tadına bakmalısınız. Eskişehir’in en ünlü çibörekçisi Papağan Çibörek. Bununla birlikte Eskişehir Mutfağı Çibörek Evi, Kırım Tatar Kültür Evi ve Alpu Çibörek de Eskişehir’de Çibörek yiyebileceğiniz diğer noktalar.
Ağzınızda havai fişekler patlatacak bir lezzetle tanıştıralım sizleri; Balaban Kebap. Pide, köfte, tereyağı, sos, yoğurt ve ızgara biber-domatesten meydana gelen Balaban kebabı, mutlaka tatmanız gereken bir lezzet. Fahrettin Usta Kebap Salonu, Abdüsselam Balaban Kebap ve Es Balaban Kebap, bu lezzeti deneyimleyebileceğiniz yerler.
Eskişehir’e özgü bir lezzet olan Met Helvası da denemeniz gereken bir diğer lezzet. Tereyağı aromalı bir tatlı olan met helvasını Tanınmış Helvacı’da deneyebilirsiniz. Yalnız burası günlük ve taze ürünler sattığından, akşama pek kalmıyor. Met helvası dışında cevizli yaz helvası ile nuga helvası da denemeye değer.
Bir Eskişehir klasiği; ayaküstü boza içmek. Madem sömestr tatilinde Eskişehir’e geldiniz, o zaman kışın favori içeceklerinden biri olan bozanın da tadına bakmak lazım. Karakedi Bozacısı tavsiye edebileceğimiz mekanlardan biri. Boza sevmiyorsanız bile fikrinizin değişeceğine adımız kadar eminiz.
Eskişehir’in 3. nesil kahvecileri de bir hayli meşhur. Girdiğinizde çıkmak istemeyeceğiniz kitapçı ve kahveciler, size şehrin ruhunu tam anlamıyla yaşatacak mekanlar. Varuna Gezgin Cafe del Mundo; 10 yılda 145 ülke gezen kurucuları, tecrübelerini ve farklı ülkelerin kültürlerini paylaşmak adına bu kafeyi açmışlar. Türkçe anlamı "Dünya Kafe" olan kafenin muhteşem bir atmosferi olduğunu söylememize gerek yok herhalde. Eskişehir Kitapçısı; 3. nesil kahveci dediğimiz türün babası bu mekan aslında. Kitapseverler mutlaka ziyaret etmeli. Pikaptan çalan müzikler ve düzenlenen şiir geceleri de cabası. Hey Joe Coffe Co; Burası da 3. nesil kahvecilerden biri Eskişehir’de. Burada bir kahveden çok daha fazlasını bulacağınızı garanti ediyoruz. İçerideki ortam ve atmosfer gerçekten de şahane. Eskişehir gastronomi rehberi sayfamızı inceleyerek ağız tadınıza uygun lezzetler, iyi yapan yerler ve fiyatlar hakkında da bilgi edinebilirsiniz.
Ülkemizin en eğlenceli gece hayatına ev sahipliği yapan şehirlerden biri Eskişehir. Özellikle Eskişehir Barlar Sokağı’nda şarap evlerinden publara kadar çok sayıda mekan yer alıyor. Canlı müzik yapan başarılı grupların sahne aldığı mekanlar da mevcut. Sıkı bir eğlence için Eskişehir Barlar Sokağı’na mutlaka uğramalısınız. Fotoğraf ise Haller Gençlik Merkezi'nden!
Bilindiği gibi Eskişehir, öğrenci şehri olarak nitelendiriliyor ve dolayısıyla hayat bildiğiniz büyük şehirler kadar pahalı değil. Eskişehir’e geldiğiniz zaman lületaşından yapılan eşyalar, en iyi hediye alternatiflerinden biri. Özellikle lületaşından yapılan pipolar son derece popüler.
Cam işlemeler ve met helva da kendiniz ve sevdikleriniz için alabileceğiniz diğer hediye alternatifleri. Odunpazarı’nda bulunan Atlıhan El Sanatları Çarşısı’nda da çok sayıda hediyelik eşya bulabilirsiniz.