Türkiye'nin Karadeniz Bölgesi'nde yer alan Sümela Manastırı, sarp kayalıkların üzerine kurulmuş antik bir yapıdır. Hem dini hem de tarihi açıdan büyük bir öneme sahip olan bu manastır, yüzyıllar boyunca Hristiyanlar için önemli bir hac yeri olmuştur. Heybeti ve gizemli atmosferi ile Sümela Manastırı, bugün de Türkiye'nin en çok ziyaret edilen turistik yerlerinden biridir. Sümela manastırının konumu, giriş ücreti, ziyaret saatleri gibi konuları sizin için derledik. İşte detaylar!
{facility:0}Sümela Manastırı, Trabzon’un Maçka ilçesinde, deniz seviyesinden 1150 metre yükseklikte yer alıyor. Maçka ilçesine bağlı Altındere Köyü’nde, Karadağ’ın eteklerinde sarp bir kayalık üzerine inşa edilmiş olan bu tarihi manastır, bölge halkı tarafından ‘Meryem Ana’ olarak da adlandırılıyor. Altındere Vadisi’nden yaklaşık 300 metre yükseklikte bulunan Sümela Manastırı, etkileyici manzarasıyla ziyaretçilerini büyüleyen bir yapı.
{search:trabzon-macka-otelleri,Maçka Otelleri}
{ad:0}Trabzon'un Maçka ilçesinde yer alan Sümela Manastırı’na ulaşmak için farklı seçenekler mevcut.
Bazı büyük şehirlerden Sümela Manastırı'na olan mesafe ve ortalama araç ile yolculuk süreleri aşağıdaki gibidir:
Sümela Örenyerine yerli ziyaretçiler müzekart eşliğinde giriş yapılabiliyor. Müzekart ücreti yetişkinler için 60,00 TL, öğrenci için ise 30,00 TL. Yabancı ziyaretçi için ise Sümela Manastırı bilet ücreti ise 20 Euro.
Karadeniz'in nefes kesici manzaraları arasında yer alan Sümela Manastırı, Meryem Ana'ya ithafen inşa edilmiş ve ismini Yunanca'da 'siyah' anlamına gelen 'melas' kelimesinden almıştır. Sümela Manastırı’nın tarihi, Bizans İmparatorluğu dönemine kadar uzanır. M.S. 4. yüzyılda başlayan inşaatı, zaman içinde genişlemiş ve gelişmiştir.
Sümela Manastırı'nın hikayesi, 375-395 yılları arasında Atina'dan bölgeye gelen iki rahip olan Barnabas ve Sophronios'un rüyalarıyla başlar. Rüyalarında Meryem Ana'nın kendilerine buraya bir manastır inşa etmelerini emrettiğini gören rahipler, Sümela Manastırı'nın temellerini atarlar.
Manastır, 6. yüzyılda İmparator Justinianus'un emriyle genişletilmiş ve onarılmıştır. Trabzon'un Osmanlı himayesine girmesiyle birlikte de manastırın hakları korunmuştur. 18. yüzyılda büyük bir yenileme gören manastır, 19. yüzyılda ise yeni binalarla büyütülmüştür.
Sümela Manastırı'nın kuruluşuyla ilgili birçok efsane ve gizem de mevcuttur. Bir efsaneye göre, manastırın bulunduğu yer Meryem Ana'nın gözyaşlarından oluşmuştur. Bir başka efsaneye göre ise manastır inşası sırasında bir kayadan Meryem Ana'nın mucizevi bir şekilde ikonu belirmiştir. Bu ikon, manastırın en kutsal hazinesi olarak kabul edilmektedir.
Doğu Karadeniz kıyılarının Osmanlı topraklarına katılmasıyla birlikte Sümela Manastırı'nın statüsünde bir değişiklik olmamıştır. Osmanlı padişahları manastırın haklarını korumuş ve Hristiyanların dini özgürlüklerine saygı duymuştur. Hatta Yavuz Sultan Selim, manastıra iki şamdan hediye ederek Hristiyanlara güvence vermiştir.
Sümela Manastırı’nda kayalara oyulmuş kiliseleri, şapelleri, mutfakları, yemek salonları ve hücreleri görmek mümkün. Manastırın duvarları Hz. İsa'nın ve Meryem Ana'nın hayatından sahneleri tasvir eden Bizans freskleri ve süslemeleriyle bezenmiştir. Manastırın en önemli bölümleri arasında Meryem Ana Kilisesi, Taksiyarhis Kilisesi ve Kayalık Kilisesi yer almaktadır.
Sümela Manastırı Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı bir müze olduğu için manastıra Müze Kart ile de giriş yapılabiliyor.
Sümela Manastırı, sabah 08:00 ile akşam 19:00 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor. Manastır, haftanın her günü ziyaretçiye açık.