Haliç kıyısında yer alan Eyüp nostalji dolu, tarihin izlerini taşıyan ve bir anlamda kendi içimize de dönmenizi sağlayan, İstanbul’un en kutsal yerlerinden. Tarihe tanıklık eden yapıları, pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış semte mistik bir anlam yüklüyor. Osmanlı Dönemi’nde daha çok yazar ve sanatçıların yaşamayı tercih ettiği bu güzel semtte, hem eski zamanların simgelerini inceleyecek hem de türbe ve camilerle kaplı bu huzur dolu semtin ruhuna dokunacağız. Güvenli bir gezi için maske, mesafe ve hijyen kurallarına sıkı sıkıya bağlı kalmamız gerektiğini de hatırlattıktan sonra dilerseniz başlayalım;
{facility:0}{product:789}
Hz. Muhammed’in bayraktarı olan ve birçok savaşta peygambere eşlik eden Eyüp Sultan, aynı zamanda peygamberi evinde misafir etmiş önemli sahabelerden biri olarak tanınıyor. Eyüp’te yer alan Eyüp Sultan Camii ve Türbesi ise bu önemli kişiyi bizlere tanıtıyor. İstanbul’un fethinden beş sene sonra, 1458 yılında inşa edilmeye başlanmış olan ve Eyüp’ün simgesi olan cami, günümüze kadar birkaç restorasyon geçirmiş ve ilk halini koruyamamış olsa da, mistik atmosferi ve verdiği huzurla her göreni kendine hayran bırakıyor.
{ad:0}Adını Osmanlı padişahlarının tahta çıkarken gerçekleştirdikleri törenden alan Cülus, taşlık yoldan oluşan, etrafında türbe ve külliyeleri barındıran bir alanı ifade ediyor. Hüsrev Paşa Külliyesi, Mihrişah Valide Sultan Külliyesi ve Çeşmesi, Adile Sultan Külliyesi bu yol üzerinde bulunuyor. Mihrişah Valide Sultan Külliyesi ve Çeşmesi, III. Selim’in annesi için yapılmış ve özellikle muhteşem bir işçiliğe sahip olan çeşmesi ise kesinlikle görülmeye değer. Cülus Yolu’nda yürürken karşınıza çıkan yüksek duvarlar ve tarihi yapılar sizi eski çağlara sürükleyecek.
Fotoğraf: www.kultursanat.ibb.istanbul
Kanuni Sultan Süleyman zamanı vezirlerinden olan Cafer Paşa adına yaptırılan bu medrese, 16.yy'da Mimar Sinan tarafından inşa edilmiş. Cafer Paşa Türbesi’nin gerisinde yer alan ve kemerli bir kapıdan girilince karşınıza çıkan medrese, Eyüp’ün en önemli tarihi yapılarından biri olarak görülüyor. Tek kubbeli bir yapı olan dershane, 1975 yılında restore edilmiş ve günümüzde Kur’an Kursu olarak işletiliyor. Burası ayrıca kültür merkezi olarak da hizmet veriyor ve medresede birçok mesleki eğitim veriliyor.
İç mekânı çinilerle bezeli, Eyüp’ün en güzel türbelerinden olan Sultan Reşad Türbesi, Osmanlı padişahlarından V. Mehmed’in mezarına ev sahipliği yapıyor. 1900’lü yılların başlarında inşa edilen türbe, kurşun kaplı kubbesi ve kesme taş ve mermerden yapılmış mimarisiyle dikkat çekiyor.
Bir Mimar Sinan eseri olan külliye, Kanunu Sultan Süleyman’ın veziri olan Zal Mahmut Paşa için inşa edilmiş. Bol pencereli bir camiye sahip olan ve ihtişamıyla herkesin ilgisini çeken külliye; mederese, cami, türbe ve çeşmeden oluşuyor.
Haliç’in incisi Pierre Loti Tepesi’ne giderken karşınıza çıkan mezarlık, Ahmet Haşim ve Necip Fazıl Kısakürek’in mezarlarına da ev sahipliği yapıyor. Dallarda öten kuşların hiç eksik olmadığı ve yüksek ağaçların dikili olduğu alana yayılan bir atmosfere sahip.
İster teleferikle isterseniz mezarlık yolundan yürüyerek çıkabileceğiniz muhteşem Haliç manzaralı Pierre Loti Tepesi, hayallere dalabileceğiniz, kısıtlamalar sonrası çay bahçesinde çay veya kahve içebileceğiniz yerlerden. Tepenin adıyla ilgili pek çok rivayet bulunuyor ancak en yaygın olanı, buranın adını Fransız yazar Pierre Loti’den aldığı. Özellikle hafta içi sakin ve sessiz olan tepede anın tadını çıkarabilirsiniz.
Fotoğraf: santralistanbul.org
Asıl adı Silahtarağa Elektrik Santrali olan ve 1914 yılından 1984 yılına kadar İstanbul’a elektrik sağlayan tesis, günümüzde Bilgi Üniversitesi bünyesinde bulunuyor. Kültür sanat etkinlikleri için restore edilen yapı 2007 yılından beri pek çok sergiye ev sahipliği yapıyor. Burada ayrıca çeşitli festivaller, konferanslar ve açık hava aktiviteleri de gerçekleştiriliyor.
Ramazan ayında bambaşka bir kimliğe bürünen ve semaya yükselen ezan sesleri, oruç tutan kişilerin birbirine sunduğu hediyeler, edilen dualar Eyüp’te olan herkesi başka bir aleme sürüklüyor. Her ne kadar pandemi gidilen yeni kısıtlamalar neticesinde bu sene Ramazan etkinlikleri düzenlenemese de sevgi ve saygının dualarla iç içe olduğu, maneviyatın ve yardımlaşmanın had safhada olduğu Ramazan ayında, Eyüp civarında olmak huzur dolu anlara şahitlik etmenizi sağlıyor. Ramazan ayında herkesin mutlaka uğradığı bir semt olan Eyüp’te, Feshane’yi anmadan olmaz. 1800’lü yıllarda Osmanlı ordusunun fes ve aba ihtiyacını karşılamak amacıyla kurulan bina, günümüzde fuar ve kongre merkezi olarak kullanılıyor. Feshane’de özellikle Ramazan ayında eğlenceli etkinlikler düzenleniyor. Her yaştan insana hitap eden bu etkinlikler, eski Ramazan eğlencelerinin coşkusunu günümüze taşıyor. Ne yazık ki bu sene Covid-19 nedeni ile herhangi bir etkinlik düzenlenmiş değil fakat bu manevi olarak orada olamadığımız anlamına gelmiyor.
Zamanın ruhunu yakalayabileceğiniz, mimari ve estetik anlamda büyüleneceğiniz, mistik havası ve Haliç ezgileriyle mest olabileceğiniz Eyüp, her zaman gönülleri fethetmeyi başarıyor. Ancak özellikle Ramazan ayında bu havayı solumak bir başka anlamlı oluyor.