Aylardır kendini bizden saklayan güneş sonunda yüzünü göstermeye karar vererek içimizi ısıtmaya başladı. Önce güneşe kavuştuk şimdi sırada deniz var. Eğer siz de bu aralar bizim gibi hissedip; ‘Deniz beni çağırıyor' diyenlerdenseniz ve su altına da biraz merakınız varsa istikamet Akdeniz ve Ege kıyıları. Ege ve Akdeniz kıyıları özellikle gemi ve uçak batıklarıyla, canlı çeşitliliğiyle ve sahip olduğu arkeolojik hazinelerle her yıl binlerce dalış meraklısını bölgeye çekiyor. İster profesyonel dalgıç olun isterseniz daha önce su altıyla hiç tanışmamış olun, bu listedeki yerler su altını keşfetmeye başlamak için en ideal yerler. İşte Türkiye’nin bölge bölge en güzel dalış yerleri;
{ad:0}Ege Bölgesi yerli ve yabancı turistlerin her daim ilgi odağı olsa da özellikle yaz mevsiminde bu coğrafya çok daha popüler oluyor. Sadece deniz, kum ve güneş üçlemesinden hoşlananlar için değil, aynı zamanda dalış tutkunlarının da uğrak noktası olan Ege Bölgesi, her anlamda ziyaretçilerini memnun ediyor. Peki Ege'de nerelerde dalış yapılıyor?
Muğla'nın kuşkusuz en güzel ve en çok tercih edilen beldelerinden olan Fethiye, yamaç paraşütü ve doğa tutkunları için vazgeçilmez noktalardan. Su altında yer alan mağaralar nedeniyle bu dalış noktasına Türk Hamamı deniyor. Yaklaşık 27 metre derinlikte olan mağaraya indikçe sizi çeşit çeşit mercanlar karşılıyor. O yüzden burası için kullanılan bu adları duyunca şaşırmayın. Tam bir renk cümbüşü sunun bu noktaya, Fethiye limanından kalkan dalış teknesiyle ortalama bir saatlik bir yolculukla ulaşabiliyorsunuz. Burası aynı zamanda Türkiye'nin en iyi duvar dalış noktaları arasında sayılıyor. Aklınızda tarihi yapılara ait kalıntıların gölgesinde dalış yapma fikri varsa, rotanızı Fethiye'ye çevirebilirsiniz. Böylece ülkemizdeki en güvenli dalış alanlarından Afkule'nin zengin ekosistemini detaylıca tanıma fırsatı bulabilirsiniz. Afkule'de ilk defa dalış yapacaksanız, siz de birçokları gibi koydaki iki mağaraya odaklanabilirsiniz. Girişi daha derinde olan ilk mağarada, orfoz ve eşkina sürülerine denk gelmek mümkün. Koyun iç kısmında yer alan ve Türk Hamamı adı ile anılan diğer mağarada ise bol miktarda kırmızı denizgülü bulunuyor. Kayaların üzerinde yaşayan canlıların oluşturduğu renk cümbüşü sizi kendine hayran bırakıyor. Girişi yüzeye yakın olan ikinci mağaraya büyükçe bir delikten geçilerek ulaşılıyor ve bu mağaraya da Türk Hamamı deniliyor. Buranın berrak sularında eşkina sürüleriyle orfozlar karşınıza çıkabiliyor.
Fethiye'de tatil yaparken daha klasik bir dalış deneyimi yaşamak isterseniz, isminin hakkını fazlası ile veren Akvaryum Koyu'nu da tercih edebilirsiniz. Koyun duvar bölgesinde; orfozlar, kum balıkları, ahtapotlar ve lahozlar sıkça görülebiliyor. Deniztavşanı ve denizatı görmek içinse, epey şanslı olmak gerekiyor.
{search:fethiye-otelleri,Fethiye Otelleri}
Bodrum sadece doğası, tarihi ve koylarıyla değil zengin su altıyla da ülkemizin göz bebeği olan yerlerden. Ege'nin tüm canlılığını ve balıklarını buradaki dalış noktasında görebilirsiniz. Küçük Reef, Büyük Reef'in 200 metre kadar Bodrum yönünde bulunuyor. Dik olarak derinleşen Küçük Reef'in tabanı 28-30 metre kadar olup aslında sığ denecek bir derinliktedir. Burada dalış yaptığınızda görebileceğiniz muhtemel canlılar arasında; orfoz, lagos, sinarit, müren, ahtapot gibi su altı faunasını sayabiliriz.
Bodrum Küçük Reef'ten bahsedip de Bodrum'a 20 dakikalık tekne mesafesindeki Büyük Resif ya da Büyük Reef'ten bahsetmemek olmaz. Ege Bölgesi'ndeki bütün su altı canlılarını bir arada görmek ister misiniz? O halde sizi Bodrum'daki Büyük Reef'e alalım. Yaklaşık 4 metreden başlayıp, 32 metreye kadar dalış yapılabilen bu bölgede ayrıca Kızıldeniz'den göçen balıkları da görmek mümkün. Yeni başlayanlar için de uygun olan dalış bölgesine sabah erken saatlerde giderseniz su daha berrak oluyor, aklınızda olsun. Bodrum'da ayrıca resif dalışı da yapabilirsiniz. Delikli Mağara da en güzel dalış noktalarından biri. Bodrum, Gümbet ve Kos taraflarında kademeli olarak, Karaada tarafındaysa duvar şeklinde derinleşmeye başlıyor. Büyük Reef'in sığ olarak değerlendirilen eteklerde bir tür antik testi anlamına gelen amfora parçalarını görebilirsiniz. Büyük Reef'te gezinirken karşınıza bir anda barakuda ve kaplumbağa çıkabilir. O yüzden dikkatli olan ve kaçırmayın. Oldukça canlı bir su altına sahip olan Büyük Reef'te size; akya, orfoz, lagos, sinarit, müren, ahtapot ile karagöz ve sarpa sürüleri size eşlik ediyor olacak.
{search:bodrum-otelleri,Bodrum Otelleri}
Kuzey Ege denilince ilk akla gelen tatil beldelerinden olan Ayvalık, her mevsim ayrı bir güzel olsa da yaz mevsiminde cıvıl cıvıl oluyor. Ayvalık canlı çeşitliliği ve İstanbul'a yakınlığıyla dalış severlerin yılın dört mevsimi tercih ettiği yerler arasında. Ayvalık dalış noktaları ve adalarıyla en kaprisli dalgıçları bile memnun edebilecek bir kapasiteye sahip. Özellikle Deli Mehmet, Kerbela ve Ezher Bey resifleri deniz tabanından yukarı doğru çıkarken tüm dalgıçlara görsel bir ziyafet sunuyor. Gorgonia denilen bir mercan türüne ev sahipliği yapan bölgede dalış yapmak çok keyifli. Her dalışta tüplü mercanlar, karagöz sürüsü, mığrı, müren, böcek, gelincik balığı, orfoz ve ahtapot gibi deniz canlılarını görmek işten bile değil. Burada resif üzerinde yer alan her türlü canlı kolayca izlenip fotoğraflanabilir.
{search:ayvalik-otelleri,Ayvalık Otelleri}
Türkiye'nin en mavi, en güzel körfezlerinden olan Gökova Körfezi bir gidenin tekrar tekrar gitmek isteyeceği eşsiz güzellikte bir yer. Koyları ve berrak deniziyle unutulmaz bir deniz tatili sunan Gökova, dalış yapmak için de ideal yerlerden. Kocadağ eteklerinde yapılan dalışta Ege Bölgesi'ne ait pek çok su altı canlısını görebilirsiniz. Su üstünde olduğu gibi su altında da sizi hayallere sürükleyen Gökova, her zaman özel ve güzel yerlerden.
{search:akyaka-gokova-otelleri,Akyaka Gökova Otelleri}
Yunanistan'ın Simi Adası'na doğru dalış yapmak nasıl olurdu? Bu deneyimi Hisarönü Körfezi'nde yaşamanız mümkün. Tertemiz sularda dalış yaparken pek çok deniz canlısıyla tanışmak inanılmaz bir deneyim olabilir. Az kişi tarafından bilindiği için su altı canlı hayatı oldukça zengin olan bölge, özellikle nisan ve mayıs aylarında izmarit balıklarına ev sahipliği yapıyor. Bu dönemde bölgede dalış yaptığınızda sürüler halinde yol alan izmarit balıklarını görebilirsiniz. Yeşil ve mavinin iç içe olduğu Ege Bölgesi, hem deniz ve doğa tatili hem de dalış yapmak isteyenler için Türkiye'nin gözde bölgelerinden. Dört mevsim ayrı bir güzelliğe bürünen bölgede de dalış yapmak bambaşka bir deneyim sunuyor. Görsel şölen yaşatan bu dalış bölgesinde bir kez olsun dalmak kesinlikle denemeye değer. Ne dersiniz?
{search:hisaronu-otelleri,Hisarönü Otelleri}
Çeşme'ye bağlı Ildır köyü, kendine has atmosferi nedeni ile her zaman dalış noktaları arasında farklı bir yerde. Çünkü köyün hemen açığında, harika bir dalış noktası olan Fener Adası bulunuyor. Fener Adası çevresindeki dalış alanlarında, ortalama derinlik sadece 18 metre. Bu durum sayesinde bölge, dalış sporuna yeni başlayanlar için adeta biçilmiş kaftan olarak nitelendiriliyor. İlk metrelerinde sarpa sürüleri ile karşılaşma olasılığınızın yüksek olduğu dalışta, fokların barındığı mağaralara göz atabilirsiniz. Belli mi olur? Belki birkaç fok siz daha kayalıkların arasındaki oyuklara ulaşmadan bir anda yanınızda belirebilir. Ildırı açıklarında dalış yaptıktan sonra daha farklı deneyimler yaşamak isterseniz, rotanızı Karaburun'a çevirmenizi öneririz. Özellikle Büyük Ada çevresi, ekosistem bakımından bayağı zengin. Karaburun Gezilecek Yerler listemize Keşif Rehberi'nden ulaşabilirsiniz.
{search:cesme-otelleri,Çeşme Otelleri}
Bakir koyları ve tertemiz deniziyle yaz mevsiminde capcanlı olan Karaburun, aynı zamanda bölgenin en güzel dalış noktalarından. Ahtapotların sıkça görüldüğü, eğitim dalışlarının yapıldığı ve İzmirlilerin sık sık tercih ettiği Karaburun, dalış tutkunlarını mutlu etmeye yetiyor. Yıl boyu açık olan dalış merkezlerinde dilediğinizce dalış yapabilir, bu konuda eğitim de alabilirsiniz. Karaburun koylarını tanımak, İzmir'in farklı bir yönünü keşfetmenizi sağlayacak.
{search:karaburun-otelleri,Karaburun Otelleri}
Türkiye'nin dört bir yanından en güzel dalış alanlarını sıralarken Ayvalık'taki İlyosta Adası'nı es geçmemek gerektiğini düşünüyoruz. Adanın gerek yerli gerek yabancı gezginler arasında popüler olmasının sebebi, Gavur Limanı'nı bünyesinde barındırması. Bu bölgede dalış yapanlar, 3 ila 35 metrelik aralıkta bölgeye özgü birçok türü gözlemleme ve fotoğraflama fırsatını rahatça yakalayabiliyor. Ayvalık tatilinizi kusursuz dalış deneyimi ile taçlandırmak gibi bir niyetiniz varsa, listenize Deli Mehmet'i de ekleyebilirsiniz. Sığlık, daha ziyade orta ve üst seviye deneyime sahip dalgıçlar tarafından tercih ediliyor. Eğer orta seviyedeyseniz, Deli Mehmet 1'e yönelebilirsiniz. Profesyonellerin gözdesi olan iki numaralı alanda ise 50 metreye kadar tatmin edici görüntüler ile karşılaşılabiliyor. Gavur Limanı ve Deli Mehmet Sığlığı, mercan çeşitliliği açısından epey zengin. Bu özelliklerine ek olarak her iki bölgede de mürenlere, antiaslara, mığrılara ve gelincik balıklarına sıkça rastlayabilirsiniz.
{search:ayvalik-otelleri,Ayvalık Otelleri}
Özgürlüğün tanımlarından biri de maviliğin içinde balık olmak! Madem öyle yukarıdaki seslerden, kalabalıklardan ve telaşlardan uzaklaşıp "an" da kalmanın başarılabildiği yegane yerlerden olan derin maviliklere dalalım dedik biz de.
Kaş'a olan yakınlığıyla Kalkan dalış için tercih edilebilecek noktalardan biri. Burası özellikle batık dalışı sevenlere hitap ediyor. Kalkan açıklarında uzun yıllar evvel batmış olan Sakarya batığı ile İngiliz kargo gemisi batığı bölgenin en popüler dalış noktalarından. Bölgede dalış kanyon biçiminde bir yarıktan aşağı inilerek başlıyor. Yarıktan indikçe içerisinde her tür balığın yaşadığı bu batıklara bir anda karşınıza çıkıveriyor. Batıklar 15 ile 65 metre arası derinlikte. Özelliği su altı bitkileri yönünden de zengin olması burayı daha bir çekici kılan özellikler arasında. Her seviyeden dalgıcın kıyıdan uzakta, denizin ortasında dalabileceği ender yerlerden. Tüm nedenlerden dolayı da batık sevenler istikamet Kalkan.
{search:kas-otelleri,Kaş Otelleri}
Fransızlar da amma gemi batırmış diye düşünebilirsiniz çünkü bu batık da onlardan! Kemer Yat Limanı'nın 1-1,5 km kadar yakınındaki batığın hikayesi ise 1917 yılına dayanıyor. I. Dünya Savaşı esnasında Türk zabiti topçu Mustafa Ertuğrul tarafından batırılan gemi 33 metre derinde kum bir zeminde konumlanıyor. İçinde halen savaş yıllarından kalma torpil kovanları ve uçaksavar topları olan Paris Batığı'nın en sakin zamanları genelde sabah saatleri oluyor. Diğer vakitlerde dalış okullarının dalgıç akınına uğradığı için su bulanıyor ve görüş açısı daralıyor. Deneyimli dalgıçlar için Antalya’nın en keyifli dalış bölgelerinden olan batık, dünyada ilk 100 arasında gösterildiği gibi uluslararası birçok derginin sayfalarında da tanıtılmış.
{search:kemer-otelleri,Kemer Otelleri}
Uluslararası platformlarda ve dergilerde dünyanın en iyi dalış noktalarından biri olarak gösterilen Paris 2 Batığı, Antalya'nın Kemer ilçesi yakınlarında yer alıyor. Batığın bulunuş hikayesi de en az kendisi kadar enteresan olmuş. Uluslararası bir komite tarafından yıllarca süren araştırmalardan sonra batık geminin, 1917 yılında Türk zabiti Mustafa Ertuğrul tarafından, topla batırılmış olan Paris 2 adlı Fransız gemisine ait olduğu tespit edilmiş. 1995 yılında yeri tespit edilen batığın üstünde 6 uçaksavar top ve 2 torpil kovanı bulunmaktadır. 50 metre boyunda, 8 metre eninde ve 551 groston ağırlığında olan batık 25-33 metre derinlikte yatmaya devam ediyor.
{search:antalya-otelleri,Antalya Otelleri}
Hatay'ın Samandağ ilçesi, daha çok doğal güzellikleri ve kültürel açıdan zenginliği ile ön plana çıkıyor. Özellikle uzun plajları, yazın gezginlere hem hoş manzaralar hem de serinleme fırsatı sunuyor. Bu plajların hemen açığında ise harika dalış alanları sualtı dünyasını keşfetmeye niyetli misafirlerini bekliyor. Süveyş Kanalı'na yakınlıkları nedeniyle su sıcaklığı kış aylarında bile 19 °C'nin altına düşmüyor. Bu sayede de 7 farklı vatoz türü de dahil olmak üzere Kızıldeniz'e özgü birçok sualtı canlısı, bölgeyi üreme alanı olarak kullanıyor. Sualtı fotoğrafçılarına cennet gibi gelen derinlerdeki yaşam ise oldukça renkli. Ekim – aralık ayları arasında çiftleşmek için bir araya gelen ve çoğalan vatozlar, kışın gelip burada yavrulayan köpekbalıkları, mercanlar, orfozlar ve nicesi Samandağ sahillerinde yılın her zamanı tecrübeli dalgıçları bekliyor. Samandağ'ın farklı bir bölgesinde daldığınızda ise 16 -25 metre arasında ters dönmüş Aksu-1 yük gemisiyle karşılaşıyorsunuz. ‘’Samandağ’da Nerede Dalış Yapılır?’’ diye soruyorsanız Samandağ Dalış Noktaları Rehberi’mizi okumanızı öneriyoruz.
{search:hatay-otelleri,Hatay Otelleri}
1942 yılında Kaleiçi Yat Limanı açıklarında batan Fransız savaş gemisinin adı aslında ‘St. Didier'. Onu sosyetik bir batığa dönüştüren ise gemi batarken can değil de kişisel eşyalarının peşine düşen Fransız mürettebatı. Çöl şartlarında kullanılabilen arabalar ve silahlar taşıyan geminin yükü en son 1974 yılındaki kurtarma çalışmalarıyla çıkarılmış. Yat limanından 1 km ötedeki batık artık bomboş ama yine de deneyimli dalgıç ziyaretçilerin ilgi odağı. Hatta dünyadaki batıklar içinde ilk 10'da gösteriliyor. 35 metre derinlikteki bu dalışın en tedbir gerektiren yönü bulunduğu yerde tekne trafiğinin fazla olması. Batığa dalış yaparken Antalya Valiliği ve Deniz Polisi Şube Müdürlüğü'nden izin alınması gerekiyor.
{search:antalya-otelleri,Antalya Otelleri}
İster deneyimli ister deneyimsiz olun, Kanyon her seviye dalgıç için çok uygun bir dalış noktası. Çünkü Kaş denizi yılın her ayı sıcak ve duru, içindeki dünya ise rengarenk ve su altı olarak oldukça zengin yerlerden biri. Hem canlılık arayanlar em de batık ve mağara dalışı isteyenler için ideal yerlerden diyebiliriz. Özellikle Dimitri (Pamuk) batığı tam bir Kaş klasiğidir. Bu gemi Kaş'a bundan 60 yıl kadar evvel Mısır'dan pamuk getirirken fırtınaya yakalanıyor ve batıyor. Bir de bu bölgeye ‘Kanyon' denilmesinin sebebi 2 tane duvarın olması. Batık gemi de bu duvarlardan birinin hemen bittiği yerde duruyor. Batık gemi 30'lu metrelerden başlayıp 40 metreye kadar ilerliyor. Batık panoramasının güzelliğiyle dikkat çektiği için dalgıçlar ve su altı meraklıları arasında çok popüler. Kanyon'da dalarken sanki bir zirveden kayarmış gibi yavaş yavaş süzülüyor ve 42 metre derinliğe kadar inebiliyorsunuz. Dalışın 20-22 metresinde kumluk ve kayalık zemine ulaştığınızda bir yengeçler ve anemonlar metropolüne gelmiş gibi hissedebiliyorsunuz mesela. Kanyonun en güzel zamanları gümüş balıklarının yakamoz gibi parladığı temmuz – ağustos ayları.
{search:kas-otelleri,Kaş Otelleri}
Bu dalış noktası konum olarak Yunanistan'a bağlı olan Meis adasının tam karşısında yer alıyor. Burası 55 metrede derinlikte ama parçaları 70 metre derinlere kadar yayılmış durumda, 2. Dünya Savaşı'ndan kalma, üç motorlu, adı Savoai olan bir İtalyan keşif uçağı batığına ev sahipliği yapıyor. Uçağın içindeki cephaneden bazısı patlamış bazısı ise öylece kalmış. Bu batığın olduğu alanda birçok dalış noktası olduğundan hemen hemen her gün aktif bir şekilde ziyaret ediliyor. Batığın yanında zengin bir deniz altı florası da sizi bekliyor. Canlılık olarak da otuzlu metrelere indiğinizde sizi burada lagos ve orfozlar karşılıyor. Ayrıca burada Grida gibi Akdeniz'e ait balıklardan da bolca görebilirsiniz.
{search:belek-otelleri,Belek Otelleri}
Dünyanın yakinen tanıyıp bildiği Akdeniz dalış noktalarından biri de Üç Adalar. Buraya hem Kemer'den hem de Tekirova'dan yarım saatlik mesafede ve teknelerle ulaşılabiliyor. 2 su altı mağarası ve 9 resifle oldukça geniş bir keşif alanı sunan Üç Adalar'da gece dalışları da yapılabiliyor. Üç Adalar'da dalmanın en güzel yönlerinden biri de her türlü deniz canlısının görsel şöleniyle karşılaşma olasılığı. Yalnız gezen barakudalar, kocaman vatozlar, Akdeniz fokları derinlerin sürprizlerinden. Ağustos – eylül aylarında dalarsanız orkinoslarla, gece dalışı yaparsanız ahtapot ve deniz tavşanlarıyla rastlaşmanıza karşı kameralarınız hazır olsun.
{search:tekirova-otelleri,Tekirova Otelleri}
Antalya 650 km sahil şeridiyle dalışçılar için kalabalık bir rota. Mağarası, kanyonu, batığı derken insanın sudan çıkası gelmiyor. 1984 senesinde süngerci bir dalgıcın keşfettiği batık ise şaka gibi gelse de tam 3.400 yıldır suların altında. Kaş'a 8,5 km mesafedeki bu noktadaki antik gemi yaklaşık 15 metre boyunda ve sedir ağacından yapıldığı tahmin ediliyor. Keşfedildikten sonra yapılan dalışların 60 metre derine ittiği gemi batığından çıkanlar ise altın ve gümüş gibi takılarla, kılıç gibi eski silahlar. Ayrıca 149 tane amfora ve küp tarzında gıda saklama kabı da bulunmuş. Buradan çıkan onlarca eser Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi'nde sergileniyor.
{search:kas-otelleri,Kaş Otelleri}
Ege'yle Akdeniz'in kesiştiği noktada, her iki denizin suyuyla mavileşen Akvaryum Koyu'nun güzelliğinden bahsedelim şimdi de. Her seviye dalgıç için uygun bir dalış alanı bölgede turuncu süngerler, kum balıkları ve ahtapotlarla birlikte kameralara poz verebiliyorsunuz. 10 metreyi geçmeyen derinliğinde hem kumlu bir zemin hem de kayalık bir yapı görebiliyorsunuz. Gece dalışı da yapabileceğiniz Akvaryum Koyu çok şükür ki şimdilik koruma altında.
İtalyan şövalyelerinin yaşadığı ve izlerini bıraktığı noktalara şöyle bir dalış yapmaya ne dersiniz? Mersin denince çok uzak olmadı şimdi dediğinizi duyar gibiyiz. İstanbul'a biraz uzak diyebiliriz ama göreceklerinizden sonra bu yolculuğa kesinlikle değeceğini anlayacaksınız. Silifke'ye bağlı Boğsak Köyü'nün tam karşısında yer alan Dana Adası'nın batı burnunda ters dönmüş bir yük gemisi olan Aksu-1, 16 metreden başlayarak 25 metre derinliğe iniyor. Pervanesi ve geminin içinde bulunan her şey etrafa savrulmuş durumda. Bu dalış esnasında batığı sık sık ziyaret eden domuz balığı ve akyalar size eşlik edecek. Batık ters dönmüş durumda ama yine de fotojenik. Dana Adası'nın kuzey batısında batık bir ada var. Sıncak Koyu'nda büyük amphoralar yer alıyor. Kurt Burnu ve Fok Burnu da diğer enteresan dalış noktalarından.
{search:silifke-otelleri,Silifke Otelleri}
Bu dalış noktası sanki elimizi uzatsak Meis'e dokunabilecekmişsiniz hissi yaratan bir konuda. Yunanistan'ın Meis Adası'nın tam karşısında yer alan bu noktada büyükçe bir kayalık var diyebiliriz. Bu kayalığın 2 tarafı var. Güney tarafından uzanan bir reefi bulunuyor. Özellikle reefin uç kısmı balık açısından çok canlı bir nokta. Kuzey tarafının 35 ve 40 metre arasında kalan zeminde ise amphoralar var. Bizler Besmi dalış noktası için; bir yanda tarih bir yanda balık diyoruz. Yani Kaş’taki dalış noktasının en önemli özelliği bir tarafta tarihi keşif yapabilme şansınızın olması bir tarafta Akdeniz'e ait canlıları bolca bulabilmeniz.
{search:kas-otelleri,Kaş Otelleri}
Dalış dendiğinde Ege ve Akdeniz'in karşısında daha bir yalnızlaşan Karadeniz için henüz tam da keşfedilmedi diyerek başlayalım söze. Bazen derinlerinde es kaza bir batık bulunuyor ve kim bilir diplerde başka neler var diye iştah kabartıyor. Ama diğer denizlere göre görüş mesafesinin az olması ve balık kolonilerindeki mütevazilik dalgıçları biraz da güneye yönlendiriyor. Karadeniz Bölgesi'nde yerin üstü yemyeşil bir cennetken denizin payına ne düşmüş merak ediyorsanız ve maviliğin koynunda iyi ki yaptım diyeceğiniz bir keşfe çıkmak istiyorsanız buyurun kıyılarındaki dalış noktalarına! Bizce sevecek, yine geleceksiniz.
Birbirine yakın mesafedeki bu iki şehrin dalışları da iç içe ve sualtı turizmi neredeyse 10 yıl öncesine dayanıyor. Ordu'da Perşembe ilçesinde Hoynat Adası, Yason Burnu, Aktaşlar ve Dedeoğlu Mevkii; Altınordu ilçesinde ise Liman ve Bozukkale mevkiinde dalış yapılabiliyor. Giresun'un en çok dalış yapılan yeri ise Giresun Adası. Ordu'da Fatsa ve Ünye de dalış için uygun parkurlar olmasına rağmen henüz turizme açılmamış bu noktalar. Dalgasının bolluğu ve hırçınlığıyla tanıyıp bildiğimiz Karadeniz'in durgun zamanlarında dalış yaparsanız kıyı bölgelerinde birçok deniz canlısı görebiliyorsunuz. Yengeçler, kaya balıkları, horozbinalar, tekir, karagöz ve lapinler kalabalık bir şekilde ortamı şenlendiriyor. Yaz aylarında 20 -25 metre olan görüş alanı kışın 10 -15 metreye düşse de sualtı florasının güzelliğini her daim gözlemleyebiliyorsunuz. Bu bölgelerdeki dalış noktalarının dezavantajı ise denizanalarının da tıpkı balıklar gibi bol olması. Bu arada dalış için en güzel zamanların temmuz – eylül arası olduğunu da belirtmeden geçmeyelim.
{search:ordu-otelleri,Ordu Otelleri}
Karadeniz'de batığın ve sualtı arkeolojisinin en yoğun olduğu yer Sinop. Ama gelgelelim bir Akdeniz, bir Kaş gibi tanıtımı yapılmamış, bir parkur oluşturulamamış. Oysa ki Sinop'un derinliklerinde 1990'lı yıllarda tescillenmeye başlanmış birçok batık var. M.Ö. 7. yüzyıldan bu yana deniz ticaretiyle haşır neşir olan şehrin en bilinen batıkları ise Antik Dönem'den kalma yük gemileri, Osmanlı-Rus Savaşı'ndan kalma donanma gemileri ve II. Dünya Savaşı'nda Almanların vurduğu bir Yunan gemisi. Daha önce yapılan keşiflerde Antik Dönem gemisinin yükü olan tuğlaların deniz dibinde ilk günkü gibi durduğu gözlemlenmiş. Bu gemilerin bulundukları derinlikler 8 ila 120 metre arasında değişiyor. Kısacası Sinop dalgıçlar için bir cennet ve bakın şehirde nerelerde dalınıyor!
{search:sinop-otelleri,Sinop Otelleri}
Limanın hemen girişinde ise Almanların batırdığı Yunan gemi batığı konumlanıyor. Batığa dalmak isterseniz tehlikeli olduğu için çok zor izin verildiğini ayrıyeten söylemiş olalım. Sinop'ta dalış noktalarının genel özelliklerine gelince; Su bulanık olduğu için görüş açısı da dar. Denizin dibi genellikle yosunlu fakat temmuz ayında gelirseniz akıntı yosunları alıp götürüyor ve size duru bir deniz bırakıyor.
Karadeniz'in en uzun sahil şeridinin olduğu Samsun'un, doğal yapısından dolayı su altında çok renkli bir seyri olduğunu söyleyemeyeceğiz. Ama liman içi ve Kirazlık Sanayi dolum tesisleri dışındaki noktalarda dalış aktiviteleri gerçekleşiyor. Şehirde dalış turizmi gelişsin diye 2016 yılında Atakum Yat Marina'nın biraz ötesinde bir sahil güvenlik botu batırılmış. Şamandıralarla işaretlenen konumu da dalışçılar için yeni bir rota olmuş. Bu noktada ayrıca mavi bayraklı plajlar da bulunuyor ve suyu temiz olduğundan iyi bir görüş alanı sunuyor.
{search:samsun-otelleri,Samsun Otelleri}
II. Dünya Savaşı'nın geride bıraktığı hazin hikayelerden biri de bu denizaltı olsa gerek! Hitler'in Sovyetler Birliği'ni Karadeniz'de ekarte etmek için gönderdiği 3 denizaltı, boğazlardan geçmesine izin verilmediği için yine Almanlar tarafından batırılmış. U23 adındaki bu denizaltının şu an bulunduğu yer ise Karadeniz kıyısındaki Kocaeli'nin Kandıra açıkları. Kerpeli dalgıçların bulduğu denizaltının önce yeri tespit edilmiş, iki yıl sonra da 36 metreye inilerek resmen keşfedilmiş. Silahları ve periskobu hala yerinde duran bu batık ona dokunmak isteyen tecrübeli dalgıçların uğrak noktası. Diğer denizaltı batıklarından biri önceki yıllarda Sakarya açıklarında bulunmuş. Üçüncü denizaltının ise Zonguldak suları altında olduğu düşünülüyor.
{search:amasra-otelleri,Amasra Otelleri}
Karadeniz Bölgesi'nde Rize, Samsun, Ordu'da dalış okulları olmasına rağmen kalabalık grupların aynı anda dalabileceği parkurlar ve ekipmanlar yok. Sinop'ta ise sadece üniversite kampüsü içinde bir dalış okulu mevcut.Dalgalarıyla kıyıları döven hali asabi gibi görünse de Karadeniz derinlerinde birçok sır saklıyor.
Dileriz bir gün tıpkı Akdeniz, Ege gibi Türkiye’nin pek çok noktası hareketlenir ve denizlerin altı keşfedilir.
Dalış da dahil olmak üzere hemen hemen her aktiviteden ve hobiden aldığınız keyfi arttırmanın en güzel yolu, kendinize ait ve sevdiğiniz ekipmanlarınızın olmasıdır. Bir dalış takımı, dalış gözlüğü ve kaliteli paletler zaten bu aktivitenin olmazsa olmazları. Bu eşyaları neredeyse her dalış noktasındaki işletmelerden kiralayabileceğiniz gibi satın da alabilirsiniz. Eğer aktiviteyi düzenli olarak yapıyorsanız ve hobiniz haline getirmişseniz, bu temel malzemeleri kesinlikle satın almanızı tavsiye ederiz. Böylelikle dalış anında yeni ekipmanlara alışma süresinden tasarruf edebilir, kendinize ait ekipmanlarla bütünleşerek tutkunuzu daha keyifli bir hale getirebilirsiniz.
Yazımızın sonundaki bu küçük bölümde ise biz, ana ekipmanlar yerine daha çok ihtiyacınız olabilecek küçük bir eşyaya yer verdik. İyi bir dalış bıçağı, size suyun altında pek çok avantaj sağlayabilir. Genel olarak göz ardı edilen bir ekipman olsa da rahatlığını gördüğünüz zaman yanınızdan ayırmak istemeyebilirsiniz. Amazon.com üzerinden güvenle satın alabileceğiniz dalış bıçağı önerimize dilerseniz gelin, yakından bir bakalım.
Eğer derinlikleri keşfederken dar ve kayalık alanlara giriyorsanız yosunlar biraz problem olabilir. Yosunlar olmasa da suyun altında ne zaman ihtiyacınız olacağını pek kestiremeyebilirsiniz bu yüzden güzel bir dalış bıçağı taşımanızda fayda var. Apnea Dalış Bıçağı hem kompakt hem de hafif. Kılıfının yanında gelen kayışları kullanarak rahatlıkla dalış takımınıza takabilirsiniz. Ne tür manevralar yaparsanız yapın bıçak kılıfında sağlam bir şekilde duruyor, asla düşme veya gevşeme gibi problemler yaratmıyor.
Bıçağın bir kısmının da testere işlevi görmesi gerçekten de çok iyi düşünülmüş. Bu sayede ince halatları da rahatlıkla kesebilirsiniz. Demir ve kabza büyüklüğü ise suyun altındaki kullanım senaryoları için gayet yeterli. Hareketlerinizi kısıtlamadan bıçağı rahatlıkla çıkarıp kılıfında geri koyabiliyorsunuz.