En güzel manzaraların ve tabi ki en keyifli tatillerin başkahramanı olan denizin, her daim büyüleyici bir yanı var. Onu böylesine ilgi çekici kılan şeylerden biri de hiç şüphesiz su altı dünyası. Tamamen bilinmezlerle dolu bir dünyaya tanık olabildiğimiz su altını keşfetmek ise kimilerimiz için adeta bir tutku. Ülkemiz de batıkları, canlı çeşitliliği ve tarihi kalıntılarıyla bu konuda oldukça şanslı. İşte size özel hazırladığımız ve mutlaka şnorkelle yüzmeniz gereken eşsiz koylar.
{facility:0}Fotoğraf: Gökçe Devecioğlu
Yazı, baharı hatta kışı ayrı güzel olan tatil beldelerimizden Bodrum, ülkemizde denizin muhteşem olduğu yerler arasında şüphesiz ilk sıralarda yer alıyor. Akvaryum Koyu’nun ise özellikle şnorkelle yüzmek isteyenler için Bodrum’un en keyifli denizlerinden biri olduğunu söyleyebiliriz. Suyunun berraklığı ve o muhteşem turkuaz rengiyle daha görür görmez sizi etkisi altına alan bu koya, merkezden kalkan günübirlik tekne turlarının neredeyse hepsi uğruyor. Bunun yanı sıra koyun konumu özellikle sabahın erken saatlerinde bisikletinizle gitmek ve farklı bir deneyim yaşamak için ideal.
{search:bodrum-otelleri,Bodrum Otelleri}
{ad:0}Bu listeyi hazırlarken en güzelini seçmek için bir hayli zorlandığımıza emin olabilirsiniz. Kaş da o bölgelerden biri; ancak şunu biliyoruz ki burada nereye giderseniz gidin şnorkelle yüzerken sizi mutlu etmeyecek bir yer yok. Bizim tercihimiz suyun diğer plajlara göre daha sıcak olduğu, muhteşem bir dağ manzarasına sahip ve nispeten daha sakin olan İnceboğaz oldu. Burayı tercih ederken en etkili olan şeylerden biri de kıyıdan biraz uzaklaşınca görebileceğiniz eski bir batık tekne. Plaja Kaş merkezinden Çukurbağ Yarımadası'na döndükten sonra kısa bir sürüş ya da yürüyüş mesafesi ile kolaylıkla ulaşılabiliyor.
{search:kas-otelleri,Kaş Otelleri}
Bünyesinde 50’yi aşkın bük ve koy olan Datça nasıl bu listede yer almasın ki? Dolayısıyla biz size ne söylersek söyleyelim siz Datça’ya gittiğinizde günün sonunda kendinizi tüm bu koylarda yüzmek isterken bulacaksınız. Ancak siz küçük mercan kayalıklarını görmek, çeşitli deniz canlılarına tanık olmak ve berrak bir denizde yüzmek istiyorsanız o halde sizi Dimitri Koyu’na doğru alalım. Burası Datça’da su altının harika olduğu yerlerden biri. Koy Datça Aktur’un karşısında yer alıyor ve merkezden kalkan günlük tekne turlarıyla ulaşılabiliyor.
{search:datca-otelleri,Datça Otelleri}
Daha önce Gökçeada’ya gitme şansınız olduysa adanın deniz altını keşfetmek için en ideal yerlerden biri olduğunu biliyorsunuzdur. Bu sebeple de her yıl özellikle dalış meraklılarının uğrak noktalarından biri oluyor. Gökçeada Mavi Koy ise Türkiye’nin ilk ve tek su altı parkı olma özelliğine sahip. Haliyle bu koyda ziyaretçileri bekleyen su altı manzarası da bir o kadar büyüleyici. Koy genellikle ada yerlileri ve müdavimleri tarafından biliniyor olması sebebiyle bakir kalabilmiş. Siz de Gökçeada ziyaretiniz sırasında şnorkelinizi kapıp, bu gizli cenneti ilk fırsatta keşfe koyulmayı ihmal etmeyin.
{search:gokceada-otelleri,Gökçeada Otelleri}
Fethiye-Göcek’te tarihi kalıntılar arasında unutulmaz bir deneyim yaşayacağınız Kleopatra Hamamı, yalnızca ülkemizden değil, dünyanın dört bir yanından ziyaretçinin ilgisini çekmeyi başarıyor. Koy ismini Kleopatra’nın yaptırdığı söylenen hamamdan alıyor ve kalıntılar Likyalılar dönemine uzanıyor. Zamanla sular altında kalan hamam özellikle şnorkelle dalış için ideal bir tatil rotası oluşturuyor. Koya ulaşım Fethiye ya da Göcek’ten kalkan tekne turlarıyla sağlanıyor ve çevresindeki yemyeşil doğa, yürüyüş yapmanıza da olanak sunuyor.
{search:gocek-otelleri,Göcek Otelleri}
Gelibolu’dan araçla yaklaşık 45 dakikalık uzaklıkta yer alan Despot Koyu, gerçek anlamda doğal bir koy. Hatta öyle doğal ki sizi çetrefilli bir yol beklediği için biz arazi aracıyla ziyaret edilmesi taraftarıyız. Muhteşem deniz altı ve el değmemiş doğası koyun en ilgi çekici yanlarından biri. Özellikle de su altında karşılaşacağınız pek çok balık türü sizi bir hayli tatmin edecek. Üstelik burası kamp yapmak için de oldukça ideal. Yola çıkmadan önce hatırlatalım ki yol üzerinde herhangi bir işletme bulunmuyor. Bu nedenle kamp ya da yüzmek için ziyaret edecekler yiyecek-içecek tüm ihtiyaçlarını mutlaka yanlarında götürmeliler.
{search:canakkale-otelleri,Çanakkale Otelleri}
Kaş’ın en güzel duraklarından biri olan Kekova, yılın tüm yorgunluğunu üzerinizden atmanızı sağlayacak dillere destan bir güzelliğe sahip. Kaleköy ve Üçağız açıklarında küçük bir ada niteliğine sahip Kekova, bünyesinde öylesine güzel koylar barındırıyor ki içlerinden biri seçerek diğerlerine haksızlık yapacağımızı düşündük. Bu nedenle bizim tavsiyemiz eğer Kekova’da şnorkelle dalış yapmak istiyorsanuz Kaş limanından kalkan tekne turlarına katılmalı ve bölgenin size verdiği enfes doğanın tadını çıkarmalısınız.
{search:kas-otelleri,Kaş Otelleri}
Mersin’in Silifke ilçesine 31 km uzaklıkta yer alan Tisan Koyu’nun ziyaretçileri genelde müdavimlerden oluşuyor. Adeta ülkemizin saklı cennetlerinden biri olan koy, çok geniş kitleler tarafından bilinmiyor. Müthiş doğasının yanı sıra Tisan’ı ilginç kılan özelliklerinden biri olan Yunan antik kenti olması ziyaretçilere tarih ve doğanın iç içe olduğu bir ortamda yüzme deneyimi yaşatıyor. Siz de ilk fırsatta şnorkelinizi kapın ve Tisan Koyu’nu ziyaret edin. Pişman olmayacaksınız.
{search:silifke-otelleri,Silifke Otelleri}