Neredekal Turizm Seyahat Acentası Belge No: 7301
Neredekal.com
Üyelik
Giriş Yap
Üye Ol
Türkiye’deki Antik Tiyatrolar

Türkiye’deki Antik Tiyatrolar

Paylaş
Arzu Aksaya  
Eklenme: 25 Mart 2021 - 17:52
 • Son Güncellenme: 17 Mart 2023 - 20:19
Türkiye’deki Antik Tiyatrolar
Bildiğimiz bilmediğimiz nice uygarlığın izleriyle dolu Anadolu dünyanın en büyülü coğrafyalarından biri. İlk insanların medeniyetler kuran ve medeniyetler yıkan tarihi gelişimlerine tanıklık etmiş bu topraklarda sanata verilen değerin kanıtı ise dört bir yana dağılmış antik tiyatrolar! Antik Tiyatrolar Hakkında Kısa Kısa… sapendos

{ad:0} Tiyatro eski Yunanca’dan türemiş bir kelime ve dilimize çevrildiğinde "izliyorum, görüyorum" anlamına geliyor. Günümüzde sanatın toplum için önemi hala tartışıladursun, büyük çoğunluğu Güney ve Ege sahillerinde konumlanan ve sayıları 150’yi bulan bu tiyatrolardaki ihtişam ‘o zamanlar sanat başka bir şeymiş’ dedirtecek kadar etkiliyor. Tiyatroların sahnelendiği, konserlerin verildiği ve aslanların gladyatörleri kovaladığı bu devasa yapıların kapasiteleri de 2.000 ila 24.000 kişi arasında değişiyor.

Sahnesinde bir sanatçıya dönüşeceğiniz, binlerce Romalı sizi alkışlıyormuş gibi reverans vereceğiniz ve "kimler geldi kimler geçti" modunda bir tarih atmosferine gireceğiniz bu antik tiyatrolar hangileri ve neredeler bilmek ister misiniz? Aspendos Antik Tiyatrosu (Serik - Antalya) aspendos2

Sadece ülkemizin değil dünyanın da en iyi korunmuş antik tiyatrosu Aspendos. Fotoğraflamaya doyamayacağınız ve bir zamanlar nasıldı hayallerine dalacağınız bu tiyatronun akustiği de diğer tiyatrolardan farklı. Ölçmek için illa şarkı söylemenize de gerek yok, orta oktavlı bir seslenişiniz bile bu akustiği anlamanıza yetiyor. Bu yüzden günümüzde de çeşitli sanat etkinlikleri için kullanılıyor.

Aspendos M.S. II. yüzyılda tipik Roma mimarisiyle yapılmış. Ortalama 15.000 kişi kapasiteli ve yarım daire planlı yapının mimarisinde kullanılan malzemenin kalitesinden olsa gerek, büyük bir bölümü günümüze sağlam olarak gelmiş. Tiyatroyu hakkını vere vere gezmek için sıcağın çekildiği saatlerde gitmenizi özellikle tavsiye ediyoruz. {search:serik-otelleri,Serik Otelleri} Efes Antik Tiyatrosu (Selçuk – İzmir) efes

Dünyanın da tanıyıp bildiği ve ülkemizin gezi rotasının baş tacı duraklarından olan Efes, antik tiyatrosunun büyüklüğüyle dünyada birinci. UNESCO Dünya Mirasları Listesi’ne alınmış bu şehrin en güzel köşelerinden biri olan açık hava tiyatrosu 150 metre çapında ve 24.000 kişi kapasiteli.

İlk inşası Helenistik Dönem’de yapılmış, bugünkü halini ise II. yüzyılda almış Efes Antik Tiyatrosu’nun 3 katlı sahne binası dışındaki kısımları günümüze sapasağlam gelmeyi başarmış. Eskiden kahraman gladyatörlerin zafer seremonilerine, tüm şehrin coşup eğlendiği renkli şenliklere ve Aziz Paul’un Hristiyanlık vaazlarına sahne olan yapının günümüzdeki işlevi ise muhteşem orkestralarla muhteşem konserlere ev sahipliği yapmak.

Bu arada tiyatronun simgesi olan ağlayan ve gülen maskeli suratların hikayesi de Efes’teki bu sahnede doğmuş. Siyasetçilere atıp tutan veya hicveden Romalı sanatçılar yüzlerini halktan ve devlet yöneticilerinden saklamak için maske takarlarmış. Aradan yüzlerce yıl geçip birçok şey değişmiş değişmesine ama Efes’in akustiğinde yankılanan alkışlar ve maskelerin sakladığı o anlamlı suratlar her ziyaretçinin hayallerine misafir olmuş. Henüz görmediyseniz haydi keşfe! {search:selcuk-otelleri,Selçuk Otelleri} Pergamon Antik Tiyatrosu ( Bergama – İzmir) pergamon bergama

Helenistik Dönem’den kalan en etkileyici eserlerden biri de Bergama’daki Pergamon Antik Tiyatrosu. Athena Tapınağı’nın batı yamacında konumlanan tiyatroyu muadillerinden ayıran en önemli özelliği ise oldukça dik bir oditoryuma sahip olması. Tiyatronun tepesine doğru tırmanırken bayağı yoruluyorsunuz ama zirvedeki manzarayı görünce de kolay kolay aşağıya inmek istemiyorsunuz. Yüzyıllar önce yaklaşık 10.000 kişinin izlediği sahnesinin katlanabilen ahşap bir platform olarak dizayn edildiği ve oyun bitiminde kaldırıldığı düşünülen tiyatronun genel formu ise bir yelpazeyi andırıyor. {search:bergama-otelleri,Bergama Otelleri} Milet Antik Tiyatrosu (Didim – Aydın) milet

M.Ö. IV. yüzyılda inşa edilen tiyatro antik kente girer girmez kendini gösteriyor. M.S. II. yüzyılda Romalılar tarafından onarılan ve 5.000 kişilik kapasitesi 20.000’e yükseltilen tiyatronun mimarisi ise Yunan – Roma tarzında. Roma hükümdarları değiştikçe ilk inşası tek katlı olan sahne binası 3 kata kadar yükseltilmiş. Sonraları üçüncü kata hem Bizanslıların hem de Osmanlıların kullandığı bir kale inşa edilmiş. Eski şaşaasını günümüzde de hissedeceğiniz bu muhteşem eserin sahne binasında av sahnelerinden esinlenmiş kabartmalarla birlikte, oturma yerlerindeki hiyerarşi de oldukça dikkat çekici. Mesela üst sıralarda Latince "Yahudi’nin Yeri" yazarken, sahneye yakın alt sıralar kuyumculara ve imparatora ayrılmış. Kim bilir belki şu "rezerve" meselesi de taaa Roma’dan kalmıştır! {search:didim-otelleri,Didim Otelleri} Priene Antik Tiyatrosu (Söke – Aydın) priene

Çok akıllı bir çağda yaşadığımızı düşünsek de aslında tam da öyle değil! Bundan tam 2.500 yıl önce Romalıların inşa ettiği Priene Antik Kenti her detayı düşünülmüş şehir planıyla günümüzün birçok kentinden daha derli toplu. Kentin antik tiyatrosu da akustiği ve görüş açısı ince matematik hesaplamalarıyla düzenlenmiş Eski Çağ harikalarından biri. 5.000 kişi kapasiteli tiyatronun 50 koltuk sırası var. Tiyatronun Dilek Dağı’na yaslanmış sahnesi tarih öncesi yılları da devirerek günümüze sağlam gelebilmiş. Sahnenin karşısındaki ilk tribün ise taht formunda yapılmış 5 koltuğuyla protokol için ayrılmış. Priene Antik Tiyatrosu’nun ritüeli de bu koltuklarda oturup bol bol fotoğraf çektirmek. Madem bu çağda olamadık, bari Roma’da kral olalım diyenlere… {search:aydin-merkez-otelleri,Aydın Merkez Otelleri} Afrodisias Antik Tiyatrosu (Karacasu – Aydın) afrodisias

Ara Güler’in fotoğraf çekerken yolunu şaşırıp kaybolmasıyla keşfettiği antik kentin en güzide köşelerinden biri de antik tiyatrosu. 1960’lı yıllarda Kenan Erim tarafından başlatılan tiyatro kazıları öncesi tüm bölgenin üzeri evlerle kaplıymış. Kazılar köylülerin yeni bir yerleşim bölgesine aktarılmasından sonra başlamış. Kent akropolünün doğusundaki tiyatronun yapım tarihi M.S. I. yüzyıl, oturma kapasitesi ise yaklaşık 8.000 kişi. Tiyatronun sahne binasındaki Yunanca yazıtlar hala sağlam olmasına rağmen bölgedeki depremler ve geçip giden zaman, genel formundan çok şey kaybettirmiş.

Adını aşk ve güzellik tanrıçası Afrodit’ten alan antik kent, tiyatrosunda bulunan maskeler kadar keşifçisi Ara Güler’in şakaya karışık sözleri ile de tarihe geçmiş.Ben o fotoğrafı çekmeseydim, Kenan Erim burayı rüyasında bile göremezdi! {search:aydin-otelleri,Aydın Otelleri} Hierapolis Antik Tiyatrosu (Pamukkale – Denizli) hierapolis

Pamukkale Travertenleri’ne komşu Hierapolis Antik Kenti’nin en önemli anıtlarından olan tiyatro tamı tamına 1.800 yaşında. Yapımına I. yüzyılda başlanan tiyatronun tamamlanması neredeyse 150 yıl sürmüş ve III. yüzyılda gladyatörlerin savaştığı, oyunların alkışlandığı en sosyal alan haline gelmiş. Tiyatro tipik Roma mimarisinde olmasına rağmen sahne arkasındaki din ve eğlence temalı duvar kabartmalarıyla ilklerden olma özelliği taşıyor. 50 oturma sırası 9 ayrı parsele ayrılmış tiyatronun kentin ileri gelenlerine ayrılmış bazı oturakları aslan ayaklarıyla diğerlerinden ayrılıyor. Hierapolis Antik Tiyatrosu’nun bir diğer farkı da sahne binası restore edilen ilk tiyatro olması. Ve artık sahnede Romalılar olmasa da son basamağa tırmanınca karşılaşacağınız Honaz Dağı manzarası o günlerde neyse şimdi de aynı! {search:pamukkale-otelleri,Pamukkale Otelleri}

William Shakespeare dünyayı büyük bir sahneye benzetmiş ve demiş ki Herkes bu sahnede rolünü oynar ve rolü bitince de sahneyi terk eder. Yüzyıllar öncesinin Romalıları sahneyi boşaltıp gitseler de günümüzdeki tiyatro sahneleri muhteşem oyunculuk ve oyunlarla seyircisini bekliyor.

Dileriz tüm koltuklar dolsun ve hepimizin Dünya Tiyatro Günü kutlu olsun…