Şehir belleği denildiğinde akla ilk olarak yapılar, yapılar denildiğinde ise tarihi binalar geliyor. Günümüzde İstanbul tarihi otelleri ile şehrin belleğini diri tutan şehirlerimiz arasında başta gelse de pek çok şehrimizde daha önce farklı amaçlarla kullanılmış ve otele dönüştürülmüş tarihi binalar dikkat çekiyor. Şimdi sizi tarihin adeta canlı birer tanığı olan, günümüzde otel olarak kullanılan Türkiye’nin en eski otelleri arasında bir gezintiye çıkaracağız!
{ad:0}''Türkiye’de ilk otel ne zaman kuruldu?'' diye soracak olduğunuzda; sorunun cevabı bizi günümüzdeki bir adrese götürüyor. Şaşırtıcı ama gerçek, ülkemizin ilk oteli hala ayakta ve otel olarak hizmet vermeye devam ediyor. Modern anlamda inşa edilen ilk otel, 1892 yılında Uluslararası Yataklı Vagonlar ve Büyük Avrupa Ekspresleri Kumpanyası’nın inşa ettiği, günümüzde İstanbul Otelcilik ve Turizm Ticaret A.Ş. tarafından işletilmeye devam eden Pera Palas! İstanbul’un en eski oteli olan Pera Palas’ı bütün gizemleriyle ve dikkate değer detaylarıyla başka bir blog yazımızda ele almıştık. Pera Palas hakkında bilgi sahibi olmak için yazımıza göz atabilirsiniz.
''Türkiye’nin ilk oteli nerede?'' sorusunun cevabı olduğu kadar, Türkiye’nin pek çok ilk otelinin de adresi İstanbul. Nitekim, günümüzde her odasının ismini İstanbul’un farklı bir semtinden alan Sumahan Otel, 1800’lü yılların sonunda inşa edildiği günden bu yana ayakta. Ancak Sumahan Otel, ilk inşa edildiğinde bir otel değildi. Bir rakı fabrikası olarak kurulan otelin adı da tarihine bir selam duracak şekilde tasarlanmış. Zira ''suma'', kuru ve yaş üzüm ispirtolarının anason tohumlarıyla ikinci kez damıtılması yoluyla elde edilen özel bir tür rakının adı. Otel, 19. Yüzyıl Osmanlı mimarisini detaylı biçimde incelemek isteyenlerin vazgeçilmez adreslerinden biri…
Günümüzde hem otel olarak hizmet veren hem de Dünya Anıtlar Fonu’nun ''Dünyanın Kurtarılmayı Bekleyen 100 Anıt Yapısı'' listesinde olan bir yapı var. Ankara’nın tarihi otelleri arasında ilk akla gelen bu adres Divan Çukurhan Oteli. Ankara’yı bir tepeden seyretmek isteyenlerin vazgeçemeyeceği adreslerden biri olan Divan Çukurhan Oteli, aslında 16. Yüzyılda bir kervansaray olarak inşa edildi. Ardından restorasyon çalışmaları geçirerek otele dönüştürüldü.
İnşa edildiği 1443 – 1461 yılları arasından itibaren Kastamonu’nun en önemli ticaret merkezi olan Kurşunluhan; bir kervansaray olarak hizmet vermekteydi. Ardından bir otele dönüştürülen Kurşunluhan Hotel; tarihi dokuya uygun biçimde ahşap ağırlıklı bir restorasyon geçirdi. Kastamonu’nun en otantik otelleri arasında başta geldiği gibi tarihi en eskiye dayanan oteller arasında da Avrupa düzeyinde başta geliyor.
İstanbul tarihi otelleri ile boy ölçüşebilecek tarihe sahip, farklı şehirlerimizin otelleri arasında Yazmacılar Hanı Butik Otel ilk akla gelenlerden birisi. Selçuklu mimarisinin tipik bir örneğini yansıtan otelin 13. Yüzyılda inşa edildiği düşünülmektedir. Tokat Kalesi’nin eteğine inşa edilmiş olan yapının günümüzde otel olarak hizmet verdiği hâle dönüşme sürecinde odalar Tokat yazması motifleriyle bezenirken, tabanda cam korumalıkların olmasıyla tarihe tanıklık etme olanağı misafirlerine sunulma yoluna gidilmiş.
Listemiz itibarıyla dikkatinizi çekmiş olabileceği üzere pek çok tarihi otelin geçmişinde ilk rol oynayan yapılar kervansaray olarak şekilleniyor. Gaziantep’teki Şirehan Otel de bu geleneği bozmuyor…1885 yılında, dönemin Halep Valisi tarafından kervansaray olarak yaptırılan Şirehan; tarihi ipek yolu üzerinde iki katlı inşa edilmiş ender hanlar arasında. Üç farklı kapıdan giriş yapılabilen Şirehan’ın diğer hanlardan farklı biçimde üç cephesinde de anıtsal taç kapılar bulunuyor.
Tarihi ipek yolu üzerinde bulunan bir diğer otelimiz ise Safranbolu’da yer alan Cinci Han Hotel. Osmanlı padişahlarından 1. İbrahim’in döneminde Anadolu kazaskerlerinden biri olan Kazasker Hüseyin Efendi, ya da namı diğer Cinci Hoca, tarafından 17. Yüzyılın ortalarında inşa edilen yapı başta bir kervansaraydı. Ardından ipek yolunun önemini yitirmesiyle Safranbolu esnafına depo olarak hizmet sunan bina, bir restorasyondan geçerek otel olarak hizmet vermeye başladı.
Diyarbakır’ın en eski yapılarından biri olan, günümüzde de otel olarak hizmet veren Deliler Hanı’nın adı da geçmişinden geliyor… 1500’lü yıllarda Hüsrev Paşa’nın yaptırdığı, dolayısıyla Hüsrev Paşa Hanı adıyla da anılan Deliler Hanı’nın adı Osmanlı döneminde hacı adaylarına rehberlik yapan ‘deliler’ grubunun hac öncesinde konakladığı yapı olmasından geliyor. İnşaatında siyah ve beyaz taşlar kullanılan yapı günümüzde otelin yanı sıra restoran olarak da hizmet vermektedir. Evliya Çelebi’nin fazla sayıda odası olduğunu hususi olarak vurguladığı Deliler Hanı; 1603 tarihli bir vakfiyede de Mardin Kapusu Menzil Han ismiyle geçmektedir.
Sizin de sevdiğiniz veya görmek istediğiniz Türkiye'de bulunan eski ve tarihi oteller varsa, yorumlarda bizimle paylaşmanızdan mutluluk duyarız!