Şehirleşmeyle birlikte hepimiz en doğal olanı bulma çabası içine girdik. Bu nedenle kafa dinlemek isteyenlerin son dönemlerde ilk tercihi popüler tatil beldelerinin aksine o sevimli köyler oluyor. Köy deyince hepimizin aklına ilk gelen şey doğal yaşam, organik meyve ve sebzeler, el emeği ürünler olsa da bazı köylerimiz mimari açıdan kesinlikle görülesi bir güzelliğe ev sahipliği yapıyor.
{facility:0}Her fırsat bulduğunda büyük şehrin hengamesinden ve gürültüsünden uzaklaşıp kendini doğanın kucağındaki Anadolu köylerine atanlardansanız sizi buraya alalım. Anadolu'nun bakir kalmış köylerini keşfetmeyi ve gezmeyi sevenlerdenseniz ve mavi ve yeşile tutkunum diyorsanız aşağıda listelediğimiz yerler tam da size göre. Kaçını ziyaret etme şansınız oldu bilmiyoruz ama işte günün birinde hepsini görmenizi temenni ettiğimiz Türkiye’nin güzel köyleri!
Ülkemizin en uç noktasında yer alan bir ilçemizin tarihi köyü burası. Köyde bir zamanlar Rumlar yaşarken, mübadele zamanı hepsi evlerini ve köylerini terk etmiş. Sadece bir elin parmakları kadar aile evlerini ve yurtlarını terk etmeyerek, doğudan gelen ve köye yerleşen Türk ailelerle kardeşçe yaşamaya başlamış ve halen de yaşamaya devam ediyorlar. Artık köyde nüfusun yarısını Rumlar diğer yarısını da doğu ve güneydoğudan gelen Türkler oluşturuyor.
{search:gokceada-otelleri,Gökçeada Otelleri}
{ad:0}Safranbolu ilçe merkezine 11 km mesafede yer alan Yörük Köyü, koruma altına alınan köylerimizden bir diğeri. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 1997 yılından bu yana korunan köyde, Osmanlı döneminin mimari yapısı açıkça görülebiliyor. Bu köyü turistler tarafından bir hayli ilgisini çekici kılıyor. Bitişik şekilde sıralanmış bahçeli evleri ve sokakları ile mutlak görmenizi tavsiye ettiğimiz Yörük Köyü’nü Safranbolu’nun minik bir maketi gibi düşünebilirsiniz.
{search:safranbolu-otelleri,Safranbolu Otelleri}
Toros Dağları’nda saklı bir cennet diyoruz çünkü; doğanın kucağında öyle bir saklanmış ki günümüze kadar asla değişmeden kalabilmeyi başarmış, betonlaşmamış. Saklı bir tarih diyoruz çünkü kurulduğu günden bu yana tarihine öyle bir sahip çıkmış ki zamanı adeta durdurmuş. Köy aynı zamanda, restore edilmiş, yıkılmaya yüz tutmuş ya da hala içinde yaşamın olduğu 300’den fazla tarihi eve ev sahipliği yapıyor. Düğmeli evler olarak ün yapmış bu evlerin en büyük özelliği, harç ve çimento gibi herhangi bir malzeme kullanmadan, taşların ve yörede yetişen Toros sedirinin bir araya gelerek yapıyı oluşturmuş olması.
{search:antalya-otelleri,Antalya Otelleri}
Kaz Dağı’nın yamacında, Ayvacık’ın Küçükkuyu ilçesinde yer alan Adatepe Köyü, eski bir Rum köyü olmasının etkisiyle tahmin edebileceğiniz gibi dört bir yanı Rum evleriyle donatılmış. Ülkemizde birinci, dünyada Alpler’den sonra oksijen oranı en yüksek ikinci yer olan Kazdağları’nın eteklerinde, Rumların ve Türklerin halen birlikte yaşadığı bir köy burası. Doğal ve tarihi SİT alanı olması sebebiyle ise bugün hala tüm köy özenle korunmaya devam ediyor. Taş evleri ve dar köy sokakları ile gelen tüm ziyaretçilerin ilgisini çeken Adatepe Köyü, yalnızca bu değerleri değil, görülesi doğal güzellikleriyle de ön plana çıkıyor.
{search:adatepe-otelleri,Adatepe Otelleri}
Bursa’da yer alan ve adımınızı atar atmaz tarihi havasının sizi ele geçireceği nadir değerlerden biri de Cumalıkızık Köyü’dür. Osmanlı daha yeni yeni Söğüt’ten çıkmış batıya doğru gelmeye başlamış ve gelirken de öbek öbek yerleşmeye başlamış ya, burası da o yerleşmeye başladığı dağ köylerinden biri. Cumalıkızık, 180 tanesi günümüzde de halen kullanılmaya devam eden konutlara ev sahipliği yapıyor. Diğerleri ise koruma ve restorasyon çalışmalarının devam ettiği evler olup köyde toplam 270 tane ev bulunuyor ve her biri Osmanlı’dan günümüze bozulmamış bir halde ev dokusunu taşıyor.
Genelinin oldukça ilgi çekici bir güzelliğe sahip olduğu köy, yalnızca gelen konukların değil, 2014 yılında UNESCO’nun da ilgisini çekerek Dünya Miras Listesi’nde yer almayı başarmış. Özellikle mimariye, tarihe hatta fotoğrafçılığa ilgisi olan herkesin mutlaka günün birinde bu köyün havasını solumasını şiddetle tavsiye ettiğimizi belirtmek isteriz.
{search:cumalikizik-otelleri,Cumalıkızık Otelleri}
Güney Ege’nin hem yerli hem de yabancı turistler tarafından her fırsatta ziyaret edilen yeri olan Bodrum'da yer alıyor Mazı. Burası doğası hiç bozulmadan, sakin bir şekilde kalabilmeyi başarmış bir köy. Tertemiz, masmavi denizi, yemyeşil doğası ve sıcakkanlı yöre insanı ile sakin, bol dinlenmeli, deniz – güneş – kum tatili isteyenlerin vazgeçilmez yerlerinden biri. Mazı'da pansiyon ve apart seçeneklerinden oluşan samimi bir konaklama anlayışı benimsenmiş durumda.
{search:mazi-otelleri,Mazı Otelleri}
Güzel atlar ülkesi olarak bilinen Kapadokya bölgesinde yer alıyor Çavuşin. Burada Rumlar ve Türkler asırlarca kayalara oyulmuş evlerde yaşamış taa ki 1964 yılına kadar. Sonrasında ise yaşanan erozyonlarla ve depremlerle mağara evler çökmüş ve halk ovada yaşamaya başlamış. Köy geçmişten günümüze başta; Vaftizci Yahya Kilisesi olmak üzere, sınırları içerisinde çok sayıda tarihi kilise ve manastıra, eski yerleşim noktaları ve kaya evlerine ev sahipliği yapıyor. Hatta; Kızılçukur Vadisi, Peri Bacaları Vadisi, Meskendir Vadisi, Zindanönü Vadisi, Güllüdere Vadisi, Kılıçlar Vadisi ve Ak Vadi’nin sınırları da bu köyden geçiyor.
{search:cavusin-otelleri,Çavuşin Otelleri}
Doğanın neredeyse hiç olmadığı kadar cömert davrandığı bu köy, aynı zamanda Zigana Dağı eteklerinde yeşillikler içerisinde, huzur dolu bir kaçamak yapmayı düşünenler için gidilebilecek en ideal seyahat rotalarından sadece biri. Köyün adından dolayı hamsi balığının meşhur olduğu düşünülebilir ama değil. Zannedilenin aksine bu köyde en meşhur lezzet sütlaç.
{search:trabzon-otelleri,Trabzon Otelleri}
Her detayı büyüleyici bir güzelliğe sahip olan Kaz Dağı’nın en özel köylerinden biridir Yeşilyurt Köyü. Zaten zeytin ve çam ağaçlarıyla çevrilmiş doğası dillere destan olan bu köyü özel kılan bir diğer ayrıntı ise sokak aralarındaki o huzurlu görünümdür. Öyle ki yıllanmış taş evleri ve bu evlerin bahçesinden sarkan yeşillikleri ile Yeşilyurt’un tüm sokaklar sanki bir türlü fırsat bulup da gidemediğimiz köyünüze gelmişisiniz hissiyatını uyandırıyor. Siz siz olun Ege’nin saklı cennetlerinden biri ola bu köyü ziyaret etmeyi sakın ihmal etmeyin.
İzmir’in Selçuk ilçesine bağlı eski bir Rum köyü olan Şirince, tahmin ediyoruz ki tüm şirinliğiyle hepimizin severek gittiği ya da mutlaka gitmek istediği yerlerin başında geliyor. Meyvenin her çeşidinden yapılmış meyve şarapları ve her köşe başında karşınıza çıkacak el emeği ürünler satan teyzeleri ile köy, cıvıl cıvıl tatil beldelerinin aksine her daim yalnızca kafa dinlemek isteyenlere kapısını açıyor. Dört bir yanı Rum evleriyle donatılmış olan Şirince’de aslına sadık kalınarak yapılan minik restorasyonlarla konaklama birimi haline gelmiş onlarca butik otel yer alıyor. Yerel halkın yaşadığı evlerin yanı sıra otel ve kafelerin mimarisi de henüz köye adım atar atmaz dikkatinizi çekmeyi başarıyor.
İzmir - Seferihisar’a bağlı olan Sığacık, özellikle İzmirliler ve civar ilçelerde yaşayanların kaçış duraklarının başında geliyor. Denizin yanı başında kurulmuş olan köyün yerel üreticilere fırsat veren meşhur pazarında, ev yapımı yemeklerden tutun, sebzeye, zeytine, bala kadar her şeyin en doğal hali bulunabiliyor. Sığacık’ın en dikkat çeken özelliklerinden bir diğeri de hiç şüphesiz içinizi ısıtan müstakil evleri oluyor. Hatta insanın adeta ahşap panjurlu, çiçeklerle bezenen evlerin bulunduğu daracık sokaklarında kaybolası geliyor. Bu evlerin bir kısmı bugün konaklama birimi olarak hizmet vermeye devam ediyor.
Yaz aylarının sık sık ziyaret edilen duraklarından biri haline gelen Behramkale Köyü, tarihi dokusu, denize açılan ara sokakları, taş işçiliğinin en güzel örneklerinden olan evleri ile listemizde yer almayı fazlasıyla hak ediyor. Assos Antik Kenti, limanı ve denize nazır taş konaklama birimleriyle ön plana çıkan köyde, yazın yaşanan ziyaretçi akınıyla birlikte nüfusunda bir hayli artışı olsa da kış aylarında yalnızca 150 haneli bir köy olmasıyla biliniyor.
Şanlıurfa’ya 44 km uzaklıkta yer alan Harran, hem tarihi hem de mimari açıdan oldukça dikkat çekiyor. Yalnızca ülkemizden değil dünyanın dört bir yanından turist ağırlayan bu yerleşim yeri, dünyanın ilk bilim merkezlerinden biri olarak biliniyor. Dünyada kurulan ilk üniversitenin burada yer almasından tutun kerpiçten yapılmış konik kubbeli evlerine kadar her detayı ilgi çekici olan köy, 1979 yılından bu yana SİT alanı ilan edilerek koruma altın alınmış.
Akdeniz'in kristal sularına nazır Üçağız Köyü, doğal koyları ve büyüleyici güzellikleriyle ünlü. M.Ö. 5. yüzyıla dayanan zengin tarihi ve doğal liman olma özelliğiyle dikkat çeken bu köy, tarih severler için benzersiz bir atmosfer sunuyor. Eğer huzurlu bir kaçamak yapmak istiyorsanız, rotanızı Demre yönüne çevirin ve Akdeniz'in bu saklı cennetinde, Üçağız Köyü'nün eşsiz güzelliklerini keşfetme fırsatını yakalayın.
İzmir'in Ödemiş ilçesine bağlı Birgi Köyü, kiremit çatılı evleri ve dar sokakları ile ziyaretçilerine huzur dolu bir atmosfer yaşatıyor. Türkiye'nin en büyüleyici köylerinden biri olarak kabul edilen Birgi, ahşap işçiliğinin en mükemmel örneklerini sergiliyor. 5000 yıl öncesine dayanan zengin bir tarihe sahip olan Birgi, Osmanlı mimarisinin nadide örneklerini ziyaretçilerine sunan bu tarihi köy, hem sit alanı statüsünde korunmakta hem de UNESCO Dünya Mirası geçici listesinde yer alarak kültürel önemini ortaya koyuyor.
Birgi Köyü'nde yer alan 1761 yılında inşa edilmiş Çakırağa Konağı, ahşap cumbalarıyla ziyaretçilerini adeta bir zaman tünelinden geçirirken. İç mekandaki etkileyici tasvirlerle adeta tarih öncesi bir Türk filmi havası yaratıyor. Küp Uçuranlar Kulesi, köyün panoramik manzarasını izleyebileceğiniz tarihi bir gözetleme noktası. Ayrıca, köyün tarihi dokusuna eşlik eden Şeyh Muhiddin Hamamı ve Aydınoğlu Mehmet Bey Cami gibi önemli yapılar da Birgi'nin ziyaret edilmesi gereken diğer tarihi zenginliklerinden.
Borçka, Artvin'e bağlı Camili Köyü, endemik bitkilerin, doğal harikaların ve yaşlı ormanların barındığı Camili Havzası'nın ruhunu yansıtıyor. Doğal güzelliği ile Türkiye'nin en etkileyici köyleri arasında yer alan Camili Köyü, havzada bulunan altı köyden biri.
Bölge, sadece Camili Köyü ile sınırlı kalmayıp, çevredeki diğer köyleri ve doğal güzellikleri de keşfetmek için mükemmel bir başlangıç noktası. Özellikle Maral Şelalesi, bölgenin doğal güzelliklerine tanıklık etmek isteyenler için kaçırılmaması gereken bir yer.
Yıl boyunca hem yerli hem de yabancı turistleri ağırlayan Antalya, köyleriyle de ünlü. Antalya'nın Kale ilçesinde bulunan Kaleköy, muhteşem manzarası ve sunduğu huzurlu atmosferle benzersiz bir deneyim sunuyor. Doğal güzelliklerin yanı sıra, köyün sınırları içinde yer alan Simena Antik Kenti'nin kalıntıları da kesinlikle görülmeye değer.
Doğanbey Köyü, Rum mimarisinin nadide dokusunu günümüze taşıyan, Türkiye'nin en göz alıcı köylerinden biri. M.Ö. 7. yüzyıldan itibaren kesintisiz yaşamın sürdüğü bu köy, sadece Aydın'ın değil, aynı zamanda Türkiye'nin de en huzurlu mekanlarından biri olarak öne çıkıyor. Sakin atmosferi ve tarihi dokusu ile dikkat çeken Doğanbey Köyü'nde zamanın ötesinde bir deneyim yaşayabilirsiniz.
Apçağa Köyü, Kemaliye, Erzincan içerisinde kültürel zenginliği ve misafirperverliği ile öne çıkan, turistler tarafından sıkça ziyaret edilen önemli bir destinasyon. Köy, kahvesinde içeceğiniz sıcak bir çayın keyfi ve bölgenin büyüleyici doğal güzellikleri, kesinlikle unutulmaz anılarınız arasında özel bir yer edinecek.
Kayaköy ülkemizde mutlaka görülmesi gereken yerlerden. Kayaköy, Osmanlı zamanında Rumlar yaşıyormuş, mübadeleden sonra boşaltılmış. Günümüzde yerli ve yabancı turistler tarafından ziyaret edilen bir müze gibi. Köyün antik evlerinin arasında gezerken tarihe tanık olabilir, gece turlarına çıkabilirsiniz.