Yerli çizgi roman (Göl Canavarı – Bekir Sıtkı Turhan – Erdem Çocuk Yay.) ve yerli edebiyatta (Van Gölü Canavarı – Mustafa Kul – İkinci Adam Yay.) ender eserlerde karşımıza çıkan Van Gölü Canavarı’nın tarihine kısa bir bakış atalım mı? Bakalım Van ve Bitlis arasında bulunan Van Gölü’nün köylülerin anlatılarıyla şekillenmiş olan canavarının tarihi nereye kadar uzanıyor? Van Gölü Canavarı İlk Kez Ortaya Çıktığında…
{facility:0} Van Gölü Canavarı hakkındaki anlatıların kökenine inmeye çalıştığımız zaman 1800’lü yılların sonlarına kadar uzanmamız gerekiyor. İstanbul’da yayın yapan Saadet Gazetesi 29 Nisan 1889 tarihinde yayımlanan nüshasında, Van Gölü’nde abdest almaya çalışan bir kişinin canavar tarafından kapılarak göle sürüklendiğini haberleştirir. Haber o kadar detaylıdır ki insanın merakını cezbeder.
İddialara göre göle girer girmez ayağından bir göl yaratığı tarafından tutularak göle sürüklenen adamı arkadaşları kurtarmaya çalışmış. Arkadaşlarının tutup kıyıya kadar çıkardıkları adamcağızın ayağı, topuğundan dizine kadar yaratığın kuyruğu tarafından tutulmaktaymış. Çabalar sonuç vermeyince yakalanan adamı kurtarmak için bir ateş yakarak yaratığın kuyruğunu yakmaya çalışmışlar…
Ateşin etkisiyle büyük bir çığlık atan yaratık, bacağını bırakmadığı adamı kuyruğuyla birlikte 20 ila 25 metre göğe kaldırıp, gözden kaybolmuş. Van Gölü Canavarı Efsanesi
İstanbul kaynaklı Saadet Gazetesi’nin haberinin ardından bu canavarı gördüğünü iddia eden pek çok kişi ortaya çıkmış. 15 metre uzunluğunda, oldukça koyu renkli ve sırtında sivri çıkıntıları olan Van Gölü Canavarı’nı görenlerin sayısı günden güne artınca yetkililer bölgeye bir bilimsel araştırma ekibi göndermiş. Bütün gölü tarayan ekip olağan dışı bir varlıktan pek de iz bulamamış… Ancak, olağan dışı varlıkların en büyük özellikleri de iz bırakmamaları değil midir? Van Gölü Canavarı Cambridge’de
Van Gölü Canavarı hakkında araştırmalar yapmaya başlayan akademisyen Ünal Kozak, gölde yaptığı çalışmalar sonucunda yaratıkla karşılaştığını ve hatta onu kameraya aldığını iddia ederek çektiği videonun analizi için bazı yazışmaları başlatmış. Kozak’ın videosu, Cambridge Üniversitesi biyologları tarafından bile incelenmiş. Ancak bu videoda kayda alınan yaratığın hiçbir yöne sapmadan dümdüz ilerlemesi, kamera açısının da sol tarafa hiç kaymaması nedeniyle bir tekne tarafından çekilen maket olduğu kuşkuları uyanmış. Dolayısıyla görüntüler “gerçek” olarak kabul edilmemiş. Van Gölü Canavarı Heykeli
Van’ın Gevaş ilçesi, bölgenin uluslararası turizme dönük en büyük yatırımı olarak kabul edilebilecek Van Gölü Canavarı’na ayrı bir özen göstermiş. Bu özenin arkasında ise Van Gölü Canavarı’nı gören bir belediye başkanı var. 1997 yılında canavarı gördüğünü iddia eden Gevaş Belediye Başkanı Nazmi Sezer canavarın dört metrelik heykelini Gevaş’a diktirmiş. Bir ton ağırlığında olan ve bir haftada tamamlanan bu heykel 2004 yılından bu yana Gevaş’ta sergilenmekte. İşte başlığımızın ilhamı da bu heykelden geliyor. Van Gölü Canavarı heykeli bir efsanenin elle tutulur, gözle görülür bir forma kavuşmasını sağlıyor. Canavarı Görenler
Van Tarih ve Kültür Araştırmaları Derneği’nin eski başkanlarından İkram Kali, Van Gölü Canavarı’na inananlardan. Kali “Geçmişte askeri, polis, mülki idare mensupları ve sporculardan bu canavarı gördüğünü söyleyen ve tarif eden insanlar var. Siyah, hızlı yüzebilen, zaman zaman ses çıkarabilen Van Gölü Canavarı gölün farklı kıyılarında görülebilmekte” açıklamasını yapıyor.
Siz de Van Gölü çevresine bir seyahat yaptığınızda, hele ki puslu havalarda, göle dikkatli bakın. Siyah, sırtı dikenli ve upuzun bir yaratık sizi izliyor olabilir. {search:van-otelleri,Van Otelleri}