Kökleri Farsça’ya dayanan ve dilimize “dört yol” anlamıyla geçen "Çarşı" kelimesi, tarih boyunca ticaretin ve sosyal hayatın merkezi olan alanları tanımlıyor. Kent merkezinde dükkanların toplandığı alanları ifade eden bu kelime, zamanla kapalı mekanlarda toplanan büyük ticaret yerleri için kullanılmaya başlanmış. Günümüzde hızla çoğalan ve birbirine benzeyen AVM’lerin aksine, çarşılar her köşesinde kendine özgü hikayeler barındıran, buram buram tarih kokan yerler. İstanbul’un merkezi noktalarında yer alan tarihi çarşılar, yalnızca alışverişin değil, aynı zamanda kültürün ve geleneğin de merkezinde duruyor. İşte bu yazıda, sizi geçmişin izlerini sürmeye davet eden o eşsiz çarşılardan birine, Mısır Çarşısı’na doğru büyülü bir yolculuğa çıkaracağız.
{ad:0}{search:eminonu-otelleri,Eminönü Otelleri}
İstanbul’un en kıymetli ve tarihi çarşılarından biri olan Mısır Çarşısı, köklü geçmişi ve kültürel zenginliğiyle adeta başlı başına bir hikaye anlatıyor. Dünya genelinde Egyptian Bazaar adıyla bilinen Mısır Çarşısı, İstanbul’un en eski alışveriş merkezlerinden biri olarak hem yerli hem de yabancı ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Osmanlı Dönemi’nde 1597 yılında Safiye Sultan’ın isteğiyle, Yeni Camii külliyesine ek olarak inşa edilmeye başlanan çarşının inşa amacı, çarşıdan elde edilen gelirlerin Yeni Camii’nin masraflarını karşılaması. Fakat çarşının yapımı uzun yıllar boyunca tamamlanamamış ve III. Murat döneminde başlayan inşaat, IV. Mehmet’in annesi Hatice Turhan Sultan’ın talimatıyla 1663-1664 yılları arasında nihayet tamamlanmıştır. Bu 67 yıllık süreçte, çarşı hem ekonomik hem de kültürel anlamda büyük bir öneme sahip olmuştur. İlk açıldığında “Yeni Çarşı” adıyla anılan yapı, bir dönem “Valide Çarşısı” olarak da isimlendirilmiştir. Bugünkü ismini ise Kahire’den toplanan vergilerle inşa edildiği için almıştır. Mısır Çarşısı adı, çarşının o dönemdeki baharat ticaretindeki önemini ve Mısır’la olan bağını da simgeliyor.
Bugün hala aynı isimle anılan Mısır Çarşısı, yalnızca baharatlarıyla değil, kültürel dokusu ve tarihi atmosferiyle de ziyaretçilerini büyülüyor. Hem yerli hem de yabancı turistler için İstanbul’un vazgeçilmez duraklarından biri olan çarşı, geçmişin zenginliklerini bugüne taşımaya devam ediyor. Eğer tarih kokan bir alışveriş deneyimi yaşamak isterseniz, Mısır Çarşısı kesinlikle rotanızda olmalı!
Tarihi kadar mimarisiyle de büyüleyici olan Mısır Çarşısı, Osmanlı Klasik üslubunu yansıtan yapısıyla İstanbul’un önemli simgelerinden biri. İki çarşının birleşiminden oluşan ve “Çifte Çarşı” olarak da anılan Mısır Çarşısı, “L” şeklindeki bir plana sahip ve altı farklı kapısı bulunyor. Çarşının üst kısmını süsleyen kubbeler, yapıya özgün bir ruh katarken, ziyaretçilere mistik bir atmosfer sunuyor. Zaman içerisinde yangınlar nedeniyle tahribata uğrayan çarşı, özellikle 1940 yılında İstanbul Belediyesi tarafından gerçekleştirilen kapsamlı bir restorasyonla bugünkü haline kavuşmuştur. Tarihi dokusunu koruyarak günümüze ulaşan Mısır Çarşısı, hem mimarisi hem de atmosferiyle geçmişin izlerini yaşatmaya devam ediyor.
Mısır Çarşısı, tarihi boyunca iki büyük yangına maruz kalmıştır ve bu olaylar yapının dayanıklılığını ve tarihsel değerini sınamıştır. İlk yangınlardan sonra yapılan küçük çaplı onarımlar, çarşının ayakta kalmasını sağlarken, 1940 yılında yaşanan büyük yangın, kapsamlı bir restorasyonu gerekli kılmıştır. İstanbul Belediyesi’nin gerçekleştirdiği yenileme çalışmaları, çarşıyı yalnızca kurtarmakla kalmamış, aynı zamanda mimari detaylarını modern tekniklerle güçlendirmiştir.
Mısır Çarşısı’nın dikkat çekici mimari unsurlarından biri de Osmanlı Klasik üslubunu temsil eden kubbe ve taş işçiliği. Çarşının üzerinde yer alan kubbeler, yapının estetik duruşunu güçlendirirken içerideki akustik düzeni de sağlıyor. Taş duvarlar ve kemerli geçitlerle desteklenen buyapı, zamana meydan okuyan sağlamlığı ve detaylarıyla dikkat çekiyor. Kubbe altındaki dükkanlar, Osmanlı döneminin ticaret kültürünü yansıtan otantik bir atmosfere. sahip. Mimarideki bu ince işçilik, çarşıya yalnızca bir alışveriş mekanı değil, aynı zamanda bir sanat eseri kimliği de kazandırıyor.
Bugün İstanbul’un en büyük ikinci kapalı çarşısı olan Mısır Çarşısı, başlarda aktarlar ve pamukçuların dükkanlarına ev sahipliği yapıyordu. Zamanla bu küçük dükkanlar büyüyerek, çarşıyı baharat ticaretinin merkezi haline getirdi. Çarşıya girdiğiniz anda sizi karşılayan kokular, yalnızca baharatların değil, tarihin de bir yansıması. Kurutulmuş bitkiler, çeşitli baharatlar ve egzotik aromalar, baharat tezgahlarının renkli görüntüsü ve şifa kaynağı bitkilerin kökleri, çarşıya eşsiz bir atmosfer kazandırıyor.
Mısır Çarşısı, baharatların yanı sıra otantik temalı hediyelik eşyalarıyla da dikkat çekiyor. Osmanlı Dönemi’nden izler taşıyan bakır tavalardan çinilere, cam mozaik lambalardan el işçiliği ürünlere kadar birçok nostaljik eşyayı burada bulabilirsiniz.. Özellikle cam mozaik lambalar, renkli ve zarif görünümleriyle ilgi çekici. Bu ürünleri, evinize ya da sevdiklerinize hatıra olarak götürebilirsiniz.
Kapılarından içeri adım attığınızda sizi mistik ve büyülü bir atmosfere davet eden Mısır Çarşısı’na ulaşmak oldukça kolay. İstanbul’un Avrupa yakasında, Eminönü semtinde yer alan Mısır Çarşısı, Eminönü Vapur İskelesi’ne birkaç dakikalık yürüme mesafesinde, Yeni Camii’nin hemen arkasında ve Çiçek Pazarı’nın bitişiğinde bulunuyor.
Mısır Çarşısı, Anadolu yakasından gelecekler için vapur, hem keyifli hem de pratik bir ulaşım seçeneği. Eminönü’ne ulaştığınızda, iskeleden çıkar çıkmaz geniş meydanda Mısır Çarşısı’nın girişini görebilirsiniz. Avrupa yakasında ise tramvay, otobüs ve metro hatlarıyla çarşıya rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Tramvay kullanmayı tercih ederseniz, T1 Kabataş-Bağcılar hattıyla Eminönü durağında inebilirsiniz. Otobüsle seyahat edenler için de Eminönü’ne sefer yapan pek çok hat mevcut.
Mısır Çarşısı haftanın her günü gezilebiliyor. Fakat günlere göre açık olduğu saat aralıkları değişiyor.
Mısır Çarşısı tüm dini bayramlarda ve 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nda kapalı.