{ad:0} Ankara’nın hatırlattığı birçok güzel şeyin içinde en güzeli Atamız! Bu çiftlik de 1925 yılında Atatürk tarafından Türk tarımına katkı sağlamak için kurulmuş. 1937’de ise Atatürk bu arazinin tümünü Hazine’ye bağışlamış. Çiftlikte güzel bir gün geçirmeniz için gereken her şey var. En başta alan yemyeşil ve ülkemizin en büyük hayvanat bahçesi de burada. Gezmek isteyenler için bir müze, Atatürk’ün Selanik’teki evine benzeyen bir ev, istasyon, saat kulesi de çiftliğin rotası içinde sizi bekleyen noktalar. Ayrıca içerdeki mağazalardan süt, peynir, bal gibi çiftlik ürünleri de alabiliyorsunuz. Gezerken acıktınız mı ya da çiftliğin en meşhur lezzetleriyle tanışmak mı istiyorsunuz, o zaman kokoreç yemenizi şiddetle öneriyoruz. Ama alternatif lezzetler de var ve tercihiniz ne olursa olsun ardından iyi gider dediğimiz dondurma da burada başka güzel! Bu arada, adı çiftlik olmasına rağmen Ankara’nın en büyük yeşil alanı olan Atatürk Orman Çiftliği sit alanı olarak korunmaya çalışılsa da maalesef yavaş yavaş yapılanmaya açılıyor. Keşke olmasa, keşke Atatürk nasıl bıraktıysa hep öyle kalsa!
Kaplıcalarıyla tanınıp bilinen Kızılcahamam’ın milli parkına da ‘Soğuksu’ denmesi elbette ki çok doğal. Ama milli parkın içinde sıcak su kaynakları ve bunlardan yararlanabileceğiniz 300 kişilik bir SPA da var. 1050 hektara yayılan ve sadece yüzde yirmi beşi halka açık olan parkın, kuş türlerinin ve tilki, ayı gibi yaban hayvanlarının yaşadığı diğer tarafı koruma altında. O tarafa giremiyor olsanız bile korunan floranın bir parçası olan Kara Akbaba’yı bir dalda tünerken ya da gökte süzülürken görme imkanınız da var. Sarıçam ve karaçamlar arasında piknik için donanımlı bir alan bulabileceğiniz, kamp, trekking yapabileceğiniz parkta kafe ve restoran hizmeti de alabiliyorsunuz. Şehrin merkezine 78 kilometre mesafede olan parka girişte ücret ödeniyor mu diye soruyorsanız hayır, ödenmiyor.
1990’lı yıllarda bir bataklıkken şimdi Japonya’nın kartpostal yüzü olan Sakura ağaçlarıyla kaplı bir yoldan yürüyebileceğiniz bu park, şehirde siteler arasına sıkışmış akciğerler gibi. Tabii parktaki tek ağaç türü Sakura değil; huş ağaçları, meyve ağaçları ve nice farklı cinsten onlarca ağacı da bu alanda görebiliyorsunuz. Toplam 6 kilometrelik bir yürüyüş parkuruna sahip Dikmen Vadisi Parkı 707.000 metrekare bir alan kaplıyor. Parkın içinde çocuklar için oyun alanları, ekstrem sporları sevenler için bir tırmanma duvarı ve soluklanırken güzel menüler bulabileceğiniz restoranlar var. Şehrin içinde ama şehirden soyutlanmış Dikmen Vadisi Parkı’na girişler ücretsiz. {product:39908}
Milli Park statüsündeki Eğriova Tabiat Parkı Ankara’nın Beypazarı sınırları içerisinde. Şehir merkezinden 150 kilometre mesafedeki bu yeşil rota, uzak ama uzun soluklu bir dinlence için de biçilmiş kaftan. Piknikçilerden çok kampçılara hitap eden Eğriova Tabiat Parkı’nda doğa sporları ve izcilik de yapılıyor. Buradaki göl, orman yangınlarına önlem amacıyla bir bent olarak oluşturulmuş. Gölün güneydoğu tarafındaki Eğriova Yaylası’nda ise doğayı farklı bir konumda izleyebiliyor ve 5-10 kilometrelik yollarında trekking yapabiliyorsunuz. Eğriova Tabiat Parkı’na girişler ücretsiz.
200’ün üzerindeki kuş türüyle ülkemizin sayılı kuş cennetlerinden biri olan Nallıhan Kuş Cenneti sizi hem Ankara’dan hem de dünyadan koparacak bir huzurun adresi. 425 hektara yayılan koruma altındaki bu alanda gökte süzülen kartallar, şahinler ve akbabalar vahşi hayatı; yemyeşil doğa ve masmavi göl de sinirleri alınmış yumuşacık bir yaşamı simgeliyor. Sazlıklardan havalanan dizeleriyle başlayan bir İlhan İrem şarkısını anımsatan kanat çırpmalarıyla kuşlar bu mekanın asıl sahibi. Ankara’nın Beypazarı ilçesinde konumlanan bu gizli cennet tam da belgesellik bir fon. Bol bol fotoğraf çekebilir, çevredeki restoranlarda köy kahvaltısı ve yemek molası verebilir, dağın renkli katmanlarında yürüyüş yapabilir, tekneyle gölde tur atabilirsiniz. {product:14440}
Rotanız Eryaman’a düşecekse bol oksijenli ve rengarenk bir doğa noktası önerelim size, Göksu Parkı. Hobileriniz arasında balık tutmak varsa buradaki gölette oltanızı sallayacağınız tam 9 iskele var. Parkın kapladığı alanın yarısı ise yeşil alan olarak düzenlenmiş olup 1,6 kilometrelik yaya yolunda yürüyebiliyor, kafe-restoran hizmetinden yararlanabiliyor ve barbekülü alanlarda piknik yapabiliyorsunuz.
Ankara’nın rengini değiştiren ve bürokrasi havasını dağıtan doğal alanları bu kadarla da sınırlı değil. Kentin sembolikleşmiş parklarından Güven Park ve Gençlik Parkı, hem çocukları hem büyükleri neşelendiren Harikalar Diyarı, Altınpark gibi yeşil alanlar da oksijen rotalarından birkaçı. Ankara Otelleri listemizi inceleyerek Ankara'nın eşsiz doğasına yakından tanık olabilirsiniz. Yeşiliniz bol, baharınız coşkulu olsun!
{search:ankara-otelleri,Ankara Otelleri}