Doğal güzellikler ve tarihi değerleri bakımından ne kadar şanslı bir ülke olduğumuzu her fırsatta dile getiriyoruz. Bu sayede hem kültür turu yapmak hem de unutulmaz bir yaz tatili geçirmek için harika olanaklara sahibiz. Peki ama daha önce tarihle doğanın bütünleştiği bir yerde yüzme şansınız hiç oldu mu? Her anlamda unutulmaz bir deneyim yaşayacağınız bu duraklar sizi tarihle iç içe çok keyifli bir yolculuğa çıkarıyor.
{ad:0}
Burası hem bir plaj hem de Likya’nın en eski ve önemli yerleşim yerlerinden biri. Yerli, yabancı fark etmeden çok sayıda turist ise her yıl yaz aylarında Patara Antik Kenti’ni görmek ve o muhteşem Patara Plajı’nda yüzebilmek için buraya akın ediyor. Ziyaretçiler güne günümüze kadar korunarak gelen ve Likya uygarlığının önemli eserlerini keşfedebilecekleri Patara Antik Kenti’ni ziyaret ederek başlıyor. Ardından ise 1,5 kilometre uzaklıkta yer alan upuzun kumsalı ile Patara Plajı’nda denizin tadını doyasıya çıkarıyor. Patara Plajı 18 kilometrelik uzunluğu, bembeyaz kumsalı ve kum tepeleri ile bir hayli dikkat çekiyor.
{search:patara-otelleri,Patara Otelleri}
Dört bir yanı eşsiz koylarla çevrili Datça’da denize girebileceğiniz en keyifli yerlerden biri de şüphesiz Knidos Antik Sahili’dir. Sahilde tıpkı bir açık hava müzesini andıran ve Karya dönemine ait antik kalıntıları ile değerli bir ören yeri olan Knidos Antik Kenti, gerek manzarası gerek tarihi dokusu ile görülmeye değer. Ziyaretçileri burada bekleyen sahil ise tam da Datça’ya yakışır türden. Bir yanında tarih bir yanında doğal güzellikler ile bu sahilde denize girmek yaşamınızda bir kez olsun deneyimlemeniz gereken şeylerin başında geliyor.
{search:datca-otelleri,Datça Otelleri}
Gelibolu Yarımadası’nda yer alan ve Çanakkale Savaşı sırasında Anzaklar’ın çıkarma yaptığı Anzak Koyu, tarihi önemi kadar güzelliği ile de biliniyor. Her yıl atalarını anmak için binlerce turistin akın ettiği koy, gerçek anlamda bir tarihi bünyesinde barındırıyor. Hem şehitlikleri ziyaret edebileceğiniz hem de Anzak Koyu’nun buz gibi sularında serinleme imkanı bulabileceğiniz plajın uzunluğu ise 600 metreyi buluyor. Üstelik otel konaklaması tercih etmeyenler koyda çadır kampı yapabiliyor.
{search:gelibolu-otelleri,Gelibolu Otelleri}
Mersin-Erdemli’de yer alan ve Deniz Kalesi ismiyle de bilinen Kızkalesi, tarih ile doğanın bütünleştiği eşsiz yerlerden biri. Kıyıdan uzaklığı 600 m olan bu kalenin tarihinin 1199 yılına kadar uzandığı biliniyor. Üstelik kalenin yapımı hakkında bir de efsane bulunuyor. Efsane İstanbul’daki Kızkulesi efsanesi ile benzer özellikler taşıyor. Tatilcileri tarihi doku ile denizin buluştuğu Kızkalesi’nde farklı keşif rotaları ve konaklama alternatifleri ile unutulmaz bir seyahat bekliyor.
{search:kizkalesi-otelleri,Kızkalesi Otelleri}
Listemizde yer alan bir diğer durak bu kez plaj değil, antik bir yüzme havuzu. Pamukkale Hierapolis Antik Kenti’nde yer alan Antik Yüzme Havuzu, ziyaretçilerine olağanüstü bir tarihe de tanıklık etme şansı tanıyor. Burada yer alan havuzun, M.Ö. II. yüzyılda depremler sonucu bölgede oluşan çukura, çevreden savrulan sütunların ve şifalı suyun dolması ile oluştuğu söyleniyor. Şifa bulmak isteyen turistler de yaz-kış fark etmeden havuzu ziyaret edip, bu atmosfere yakından şahit olabiliyor. Havuz suyu sıcaklığı her mevsim sabit olarak 36 dereceyi gösteriyor.
{search:pamukkale-otelleri,Pamukkale Otelleri}
Yüzmek için tercih edilen diğer tarihi değerimiz ise Yozgat’ın Sarıkaya ilçesinde yer alan Tarihi Roma Hamamı. İsminden de anlaşılacağı üzere Roma dönemine ait bir halk banyosu olan hamam, 2018 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne eklendi. Hamam günümüzde hala kullanılıyor ve tarihi dokusu görenleri kendisine hayran bırakıyor. Kral Kızı Hamamı ismiyle de bilinen tarihi hamam hakkında anlatılan bir de efsane bulunur.
{search:yozgat-otelleri,Yozgat Otelleri}
Antalya-Kemer’de yer alan Phaselis Plajları ismini elbette ki yanı başındaki meşhur Phaselis Antik Kenti’nden alıyor. Antik dönemin en ünlü limanlarından biri olma özelliğine sahip Phaselis’in tarihi ise M.Ö. 7. Yüzyıla kadar uzanıyor. Phaselis Plajları ise bölgedeki Kuzey Liman, Merkez Liman ve Güney Liman olarak adlandırılan üç ayrı koyun toplamına verilen isim oluyor. Her birinde ziyaretçileri muhteşem bir doğa ve önemli tarihi değere sahip Antik Yunan ve Roma kalıntıları bekliyor.
{search:kemer-otelleri,Kemer Otelleri}
Büyük bir kısmı sular altında kalsa da Likyalılar dönemine ait tarihi hamam kalıntılarına rastlanan Kleopatra Hamamı Koyu, Fethiye-Göcek’teki tekne turlarının müdavimi olduğu durakların başında geliyor. Koy ismini Kleopatra’nın yaptırdığı söylenen hamamdan alıyor ve tarihi kalıntılar kadar berrak denizi ve koyu çevreleyen yemyeşil doğasıyla da bir hayli ilgi çekiyor. Yolu buraya kadar düşen ziyaretçiler dilerse koydan tepeye doğru yarım saatlik bir yürüyüş ile antik kent Lydae’ye çıkabiliyor.
{search:gocek-otelleri,Göcek Otelleri}