Çeşme’nin Çiftlikköy mevkiinde yaşayan Çeşme Sakız Ağacı, kendine has mis gibi kokusuyla Çeşme’nin en özel varlıklarından biri. Yaklaşık 6000 yıldır Çeşme’de hayatını sürdüren bu ağaç, ilk zamanlarda zeytin ve makiliklerin arasında yaşamını sürdürüyormuş. Sonrasında ise özel olarak yetiştirilmeye başlanmış. Çeşme Sakız Ağacı’nın bu denli dikkat çekmesinin sebebi ise hiçbir mevsim yaprak dökmemesi ve gövdesi ile yapraklarının dışında toprağının da sakız kokması.
Antepfıstığı ailesinden olan Çeşme Sakız Ağacı, yaklaşık 4 metre boylarında, çalı görünümünde ve sık dallı bir ağaç. Kırmızı renkte, küçük çiçeklere ve ufak, sivri bir meyveye sahip olan Çeşme Sakız Ağacı’nın, her yılın Mayıs ayında gövdesi dikine çizilerek sıvısının akması sağlanıyor. 2-4 hafta süre ile sertleşen bu sıvıdan, kırılabilen parça ve damla şeklinde sakız elde ediliyor. Bu sakızdan da kahveler, likörler, rakılar ve kurabiyeler yapılıyor.
Kutsal kitaplarda da ismine sıklıkla rastlanan Çeşme Sakız Ağacı, oldukça köklü bir geçmişe sahip. Eski ismiyle mastika olarak bilinen sakız reçinesi, yalnızca yemeklerde değil, tedavilerde de kullanılıyormuş. Dişeti temizliği, nefesin ferah olması, ağız kokusuna engel olması, çene kaslarını güçlendirmesi ve midenin düzenli çalışması gibi sayısız yararı var bu hammaddenin.
Çeşme’ye gidenler bilirler, 5 çayının yanında mis kokulu damla sakızlı kurabiyeler iyi gider. Bir de akşam salaş bir restoranda balığınızı yedikten sonra üstüne içeceğiniz damla sakızlı Türk kahvesi keyfinize keyif katacaktır. Şimdiden keyifli bir tatil geçirmenizi dileriz.