Siren Kayalıkları, Ege’nin mitoljik hikayelerine konu olmuş, tarihi ve doğal güzellikleri ile öne çıkan yeri olan Foça’da bulunmaktadır. Yunan mitolojisindeki adıyla Seireneler veya bildiğimiz adlarıyla Sirenler, Sirenum Scopuli olarak adlandırılan bir adada yaşadıklarına inanılan deniz yaratıklarıdır. Hatta hikayede bu adanın uçurumlarla ve kayalıklarla çevrili olduğu anlatılır. Sirenlerin mitolojik efsanesine göre de; adada yaşayan Sirenler, yaptıkları doğaüstü müzikle etraflarından geçen tekneleri ve denizcileri büyüleyerek dikkatlerini çekerlermiş. Müziğin ve Sirenlerin güzelliğinin büyüsüne kapılan tüm erkek denizcilerin içlerinde sonsuza kadar burada, onların yanında kalma gibi bir isteğe kapılarak gemileriyle sarp kayalıklara çarparlarmış ve gemilerini de batırarak ölürlermiş.
Bazı kaynaklarda anlatılan efsaneye göre de, Sirenler büyülü şarkılarıyla denizcileri tehlikeye düşüren yarı kuş, yarı kadın yaratık olarak betimlenir. Bu yaratıların sayılarıysa genellikle iki ile beş arasındadır. Sirenler kimi anlatılara göre de Persephone’un oyun arkadaşları olarak geçerler.
Mitolojiye göre Sirenlerden kurtulanlar yalnızca; Jason, Argo ve Odysseus’tur. Homeros’un anlattığı, bir mitte Odysseus’un Sirenler’le arasında geçen olaylardan bahsedilir. Odysseus savaşçı ve güçlü arkadaşlarıyla birlikte Siren kayalıklarına yaklaştığı anda Tanrıça Kirke altın tahtından onlara seslenmiş. Demiş ki; ’Kim yaklaşırsa bilmeden ve dinlerse sirenleri, yandı. Bir daha evinde onu ne karısı karşılar ne çocukları. Durma orada yürü, arkadaşlarının da tıka kulaklarını. Tatlı balmumuyla tıka ki, sirenlerin sesini duymasınlar. İstersen dinle sen ama bağlasınlar ayakta seni. Hızlı geminin içinde iplerle bağlasınlar orta direğe. Ondan sonra dinle sirenleri doya doya. Ama dostlarına yalvarır da, dersen ki iplerimi çözün, bağlasınlar onlar senin bağlarını bir kat daha sıkı.’
Odysseus Tanrıça’nın sözlerini kulak ardı etmeyip dinlemiş. Sirenler’in yaşadığı kayalıklara doğru yaklaştığını anladığında teknesindeki tüm arkadaşlarının kulaklarını balmumuyla tıkar. Adamları da onu teknenin en sağlam direğine sımsıkı bağlar. Çok geçmeden Odysseus sirenlerin o büyüleyici seslerini duyar. ’Gel buraya dillere destan Odysseus, Akhalıların şanı şerefi, durdur gemini de duy bizim sesimizi. Hiç bir gemi buradan geçemedi, durup dinlemeden tatlı ezgilerimizi.’ Odysseus o çekici seslerin geldiği kayalıklara doğru gitmek için alıkonulmaz bir isteğe kapılır. Ama gemicilerin hepsinin kulakları balmumuyla kapalı olduğundan onun çözün beni sesini duymazlar. Bu şekilde Tanrıça Kirke’nin sözünü dinleyen tüm denizciler ve Odysseus ölmekten kurtulur.