Özellikle son yıllarda birçok kişinin dilindeki eşsiz güzelliğe sahip bir yapı olan Gelidonya Feneri, bilmeyenler için “Gelidonya ne demek?” sorusunun ortaya çıkmasına neden oluyor. Gelidonya, ismini Likya dilinde kırlangıç anlamına gelen “Kaledonya” kelimesinden alıyor ve günümüzde de hala bu şekilde anılıyor. Fener; Gelidonya Burnu, Kırlangıç Burnu ya da Taşlı Burun olarak birden fazla isme sahip olan ve bu isimlerle anılan bir burun üzerinde yer alıyor.
Her yıl yerli ve yabancı birçok turistin ziyaret ettiği Gelidonya Feneri, aynı zamanda Likya Yolu rotalarından biri olma özelliği de taşıyor. Gelidonya Feneri Likya Yolu yürüyüşçülerinin en çok merak ettiği lokasyonlardan biri olarak bahar aylarında ziyaretçilerine ev sahipliği yapıyor.
Antalya bölgesine bağlı ve antik dönemden itibaren pek çok deniz kazasının gerçekleştiği kritik bir noktada yer alan Gelidonya Feneri, denizciler tarafından ise "Beş Adalar" olarak isimlendiriliyor. Antalya’nın Karaöz, Adrasan ve Kumluca ilçeleri arasında bulunan Gelidonya Feneri, Adrasan’ın merkezine ve Karaöz’e 8 km uzaklıkta kalan bir mesafede yer alıyor.
1934 yılında Fransızlar tarafından inşa edildiği tahmin edilen Gelidonya Feneri’nin açılış tarihinin 1936 yılı olduğu biliniyor. Fenerin bekçiliğini ise 3 kuşaktır bu işi yapan bir ailenin mensubu olan Mustafa Demir yapıyor. Gelidonya Feneri’ni kendisi için bir aile yadigarı olarak nitelendiren Mustafa Demir, güneş enerjili sistemler neticesinde fenere yalnızca haftanın bir günü uğradığını anlatıyor.
227 km yükseklikte inşa edilmiş olan Gelidonya Feneri, ülkemizin en yüksek deniz feneri olma özelliği taşıyor. 9 metre yüksekliğe ve 10 mil görünüş mesafesine sahip olan fener, “Gelidonya Feneri kaç metre?” şeklindeki bir merak konusunun da cevabı niteliğinde oluyor. Her detayı ile farklı bir özelliğe sahip olan fenerin bulunduğu bölgeye araçla erişim sağlanamadığı için bu bölgeye elektrik getirilemiyor ve fener 2000’li yıllara kadar elle çalıştırılarak hizmet veriliyor.
Gelidonya Feneri hikayesi hakkında bilgi vermek gerekirse; üç tarafı denizlerle çevrili olan ülkemizin denizcilikte stratejik bir bölge olduğu biliniyor. Türkiye genelinde bulunan 369 deniz fenerinin bir tanesi de Antalya Körfezi’nin en tehlikeli bölgesi olan Gelidonya Burnu’nda yer alıyor.
Aralarında 3000 yıllık Fenike teknesinin de bulunduğu ve yıllar boyunca bu bölgede ters akıntıya kapıldığı için kaybolan yüzlerce geminin akıbeti tespit edilemediği için bir fener yapılması ihtiyacı duyuluyordu. Bu nedenle de 1934 yılında Fransızlar tarafından inşa edilen Gelidonya Feneri 1936 yılından beridir bu bölgeden geçen gemilerin yollarına ışık oluyor. Artık denizcilerin korkulu rüyası olmayı bırakan Gelidonya Feneri, muhteşem manzarası ile gören herkesi kendine hayran bırakıyor.
Bununla birlikte “Gelidonya Feneri’ne nasıl gidilir?” diye merak ediyorsanız; bu bölgeye özel araçla gitmek için önce Adrasan’a ulaşmanız ve ardından yaklaşık 8 km kadar ilerleyerek Karaöz mevkisine ulaşmanız gerekiyor. Bundan sonrasında ise araç yolu olmadığı için yolu yürüyerek devam etmelisiniz. Yürüme hızınıza göre değişmekle birlikte tahmini 4-6 km’lik bir yürüyüş sizi bekliyor.
Söz konusu yürüyüş parkurunun, orta-kolay seviyede olduğu söyleniyor. Fakat son kısımları bir hayli dikleştiğinden dolayı tırmanış insanı biraz zorlayabiliyor. Gelidonya Feneri’nin yaya olarak devam eden etabı dik yolları çıkış, hızınıza bağlı olarak 2 ya da 2,5 saat sürebiliyor.
Gelidonya Feneri’ne ulaşmak dik yolları nedeniyle orta zorlukta bir yolculuk gerektiriyor. Bu nedenle fenere çıkarken yanınıza su almayı ihmal etmemenizi tavsiye ederiz. Zira yol üzerinde su bulmanız imkansız. Ayrıca acıkabilme ihtimalinize karşı dilerseniz manzaraya karşı yemek üzere, yanınıza atıştırmalık bir şeyler de alabilirsiniz.
Bununla birlikte dik yokuşları çıkarken zorlanmamanız ve yaralanmamanız için ayakkabı tercihinizi ise bileğinizi saran modellerden yapmaya özen gösterin. Çok zorlu bir rota olmadığı için sandalet ya da babet giymediğiniz sürece bir sorun olacağını düşünmüyoruz. Her ne kadar zorlu bir yolculuk olsa da, sonunda ulaşacağınız manzaranın buna kesinlikle değeceğini göreceksiniz.
Gelidonya Feneri’ne çıkmak isterseniz, bunun için uygun zaman diliminin nisan ve haziran ayları arasında olduğunu söyleyebiliriz. Yürüyüş parkuru çok zor değil lakin çok sıcak günlerde etki eden güneş ve hava sıcaklığı, yürüyüşü zorlaştıracak unsurlar arasında yer alıyor.Bu nedenle Gelidonya Feneri gezinizi planlarken bu ihtimalleri göz önünde bulundurmanızı tavsiye ederiz.
2007 yılında Türkiye’nin en güzel manzarası seçilmiş Gelidonya Feneri ve manzarasının görülmeye değer olduğunu fenere vardığınız an anlayacaksınız. Bu nedenle ilk fırsatta Gelidonya Feneri’ni mutlaka ziyaret etmenizi tavsiye ediyoruz. Eğer şehir dışından gelerek feneri ziyaret etmeyi planlıyorsanız sizin için hazırladığımız Antalya otelleri sayfamızı ziyaret etmenizi öneririz.