MÖ. 64 yılında tarihlenen Pompeipolis Antik Kenti, Kastamonu ilçesi Taşköprü’de, Roma dönemine ait bir yapı olup, bölgede kazı çalışmaları devam etmektedir. Kent, Efes’e eş değer güzellikte olması ile önemlidir. Antik Pompeipolis Kenti, Paflagonya eyaletinin merkezi olan antik Pompeipolis kenti günümüzdeki Taşköprü ilçe merkezinin hemen kuzeyinde yer alan Zımbıllı Tepesi adı verilen bölgede kurulmuştur. Şehrin yöneticisi olan valinin sarayı ve mabetlerin bu antik kentte olduğu ve kentin ileri gelenlerinin burada yaşadığı bilinmektedir.
Günümüzde bu antik kentin toprak altından çıkarılması için çok büyük çapta kazıların düzenlenmesi gerekmektedir. Kısmi de olsa zaman zaman bir takım kazı çalışmaları yürütülmüştür bölgede. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yürütülen kazı çalışmalarını, Kastamonu Arkeoloji Müzesi gerçekleştirmektedir. Yörede gerçekleştirilen sınırlı sayıdaki kazı çalışmalarında çıkarılan eserler Kastamonu Müzesi’nde sergilenmektedir. Yapılan çalışmalarda Roma dönemine kadar inildiği ve en eski tarihi kalıntılara ulaşılmıştır.
1983 yılında yapılan kurtarma kazısı, antik kentin bulunduğu alanın (1. derecede sit alanı) içerisine inşa edilmiş olan pancar deposu ve kantarlarının antik şehre verdiği zararın giderilmesi için başlatılmıştır. Bu kazı çalışmalarıyla gün yüzüne çıkarılan yerlerin neredeyse tümünün mozaikli alanlarla kaplı olduğu görülmüştür. Bu mozaiklerin büyük bir kısmı ünik motiflere sahip çalışmalardan oluşmaktadır. Bunlardan biri de ’Burçlar Mozaiği’ olarak adlandırılırken, bir diğeri de muhtemel Gökırmak’ı sembolize eden ’Nereid ve Okeanos’un’ sahnesidir. Önemli bir mozaikte ise Grekçe alfabe ile ’İyilik için iyilikle gir’ cümlesi yazmaktadır.
Kazılar sırasında çıkan mozaikler de Kastamonu Arkeoloji Müzesine taşınmıştır. Yapılan kısa kazı sırasında bulunan mozaiklerle birlikte çıkan diğer arkeolojik eserler bize bu antik kentin ne kadar önemli, zengin ve büyük olduğunu göstermektedir.
Bunların dışında Taşköprü Belediyesi ilçenin çeşitli yerlerine dağılmış antik kente ait birçok yapı malzemesi, heykel, büyük kaplar gibi arkeolojik parçaları Zımbıllı Tepesi eteklerine kurmuş olduğu mini park içerisinde koruma altına almış ve sergiye açmıştır.