Kaz Dağı Milli Parkı, Sarı kız efsanesiyle, mitolojisiyle 1993 yılında milli park ilan edilen Kazdağı, Ayvacık, Bayramiç ve Yenice Orman İşletme Müdürlüklerinin kontrolü altın bulunan geniş bir alan sahiptir. Balıkesir iline bağlı olan dağ antik dönemlerde İda Dağı adıyla anlılmaktadır. Asırlar boyunca birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış olan Kaz Dağı, mitolojiye göre ilk güzellik yarışmasının da yapıldığı yerdir. Hatta Afrodit’in bu yarışmada güzelliği tescil eden bir tanrıça olarak ilan edilmiş olduğu da bilinmektedir. Hasan Boğuldu ve Sütüven şelaleleri de burada mutlaka görmeniz gereken yerlerdendir.
Asırlık sık ağaçların oluşturduğu ormanları, gürül gürül akan zengin su kaynakları ve termal kaynak sularıyla dünya çapında ün yapmış olan Kaz Dağ’ın çokta güzel bir efsanesi anlatıla gelir günümüze değin. Bu efsane de Kaz Dağı’nın Sarıkız’ı yanı Sarıkız Efsanesi
Efsaneye göre Sarıkız adında bir kız Ayvacık’ta yaşlı babasıyla yaşamaktadır. Kız o kadar güzeldir ki köyün bütün delikanlıları Sarıkız’ın peşindedir. Sarıkız ise hiç birine tek bir kelime bile etmez. Kalbi temiz iyilik yapan, kuşları bile besleyen bu kızın hakkında köy delikanlıları kötü dedikodular çıkarır. Babası köy halkı tarafından dışlanınca kızını öldürmeye karar verir. Çıkarır kızını Kaz Dağı’na. Evladına kıyamayan adam kızını orada tek başına bırakır ve köy halkına öldürdüm diyerek yalan söyler. Aradan zaman geçer ve Kazdağı’nda yardıma ihtiyacı olan herkese yardım eder Sarıkız. Bir dedikodu yayılır etrafa. Kaz dağında ermiş olan güzel bir kız olduğu söylenir. Kulağına gelen bu dedikoduları duyan baba, kızının ölmediğini anlar ve onu köye tekrar getirmek için Kaz Dağı’na çıkar. Sarıkız babasını görür görmez sarılır. Hasret giderirler. Babası sürekli özür diler kızından. Ardından yaşlı adam abdest almak için kızından bir testi su getirmesini ister. O sırada Sarıkız testiyi uzanamayacağı kadar uzak olan denizden sadece elini uzatarak suyu doldurur. Buna şahit olan baba gerçekten kızının ermiş olduğunu anlar.
Kaz Dağı için anlatılan bu mitolojik efsaneyi anlatan kitap yazılmış hatta sinema filmi bile çekilmiştir. Günümüz bu yer Kaz Dağı Milli Park alanı olarak kabul edilmiştir. Milli park olmasıyla da bu muazzam yerin doğası ev sahipliği yaptığı hayvanları ve bitkileri de özel koruma altındadır. Doğa ananın ve tabiatın bir hediyesi olan bu toprakları sadece anlatmak yetmez. Kaz Dağı’nı görmek, yaşamak ve havasını solumak gerekir.