İstanbul Boğazı’nda yer alan ve muhteşem duruşuyla boğaza ayrı bir güzellik katan Kız Kulesi’nin tarihi hakkında birden çok rivayet bulunur. Bu bilgilere göre kuleden tarihte ilk defa M.Ö 400’lü yıllarda söz edilmeye başlanmıştır.
Üsküdar Salacak’tan ve Kabataş’tan kalkan teknelerle ulaşabileceğiniz kulenin manzarası şehrin en güzel manzaraya sahip yerleri arasında sayılmaktadır. Kulenin bir dönem deniz feneri olarak kullanılmış olmasıyla Kız Kulesi Feneri ortaya çıkmıştır. Hatta bazı kaynaklara göre kulenin asıl yapılış amacı deniz feneri görevi görmesi içindir.
Tüm bunların yanı sıra Kız Kulesi Feneri ile ilgili birden çok efsaneden de bahsedilmektedir. Hatta bu efsanelerden biri şöyledir; aşk ve güzellik tanrıçası Afrodit’in rahibelerinden biri olan Hero Kızkulesi’nde görev yapmaktadır ve Leandros adındaki bir rahibe görür görmez tutulur. Rahibe olduğu için aşık olması yasak olan Hero’nun Leandros ile buluşmaları gizli olmaya başlar. Kavuşa bilmeleri için Leandros her gece yüzerek Kızlkulesi’ne gelmesiyle olmaktadır. Dönüş yolunda Hero Leandros’a kulenin fenerini tutarak yol göstermektedir. Günün birinde kulenin feneri aniden söner ve Leandros yolu kaybederek boğulur. Bunu gören Hero’da acısına dayanamaz, kendini boğaz sularına bırakır.