Elimizde Abana'ya ilişkin İkçağ'dan kalma 4-5 mimarlık yapıt ve Geç Bizans'tan kalma "vaftiz teknesi" var. Ayrıca Kastamonu Müzesi'nde Hacıveli'den çıkma kanatlı at başı, Yeşilyuva ve Çayırcık'tan testi, tas-tabak var.
1924 değişimi öncesinde Abana, Bozkurt, Yakaören ve Çatalzeytin'de de azınlık var. 1900 dolayında doğanlar bu azınlıkları tanıyor.
Fatih, Trabzon Rum İmparatorluğu'nu 1461'de ortadan kaldırdı, sonrasında Gedik Ahmet Paşa Kırım'ı da alınca Karadeniz bir Türk gölü durumuna geldi. Kıyılarımızdaki gemi geçişini güvence altına almak ve Osmanlı Donanması'nın halat, sicim, kereste gibi birçok gereksinimini sağlamak amacıyla Abana2ya da Türk denizciler yerleştirildi.
100 yıl önce Abana önündeki düzlüğün eni yaklaşık 100 metreyken, Harmason'daki en az 400 yıllık çınarların dağ eteğine uzaklığı 200 metredir. Ezine Çayı'nın Bayramgazi'ye dek koy olduğu dönemde bile Harmason önünde küçük bir düzlük var.
Bunun nedeni, Harmason'da, çınarların 60 m kadar deniz yönünde, zamanla kumlar altında kaybolan bir kayalığın varlığıdır.
Abana düzlüğünün hızlı büyümesinin başlıca nedeni, o dönemde ormanların hızlı kesimi yüzündendir. Orman kesimi başlıca iki nedenle hızlanmıştı: 1- Patates ekimi için ormanlıkların tarlaya dönüştürülmesi. 2- Zonguldak kömür bölgesine maden direği sağlanması.
Abana, 19. yüzyılda bucak olmadan önce kimi kez Küre'ye, kimi kez Ginolu'ya, kimi kez Istefan'a, Kimi kez Ayandon'a, son kez de İnebolu'ya bağlı görünüyor. Anılan bu yerler "ilçe" konumundadır. Bucaklık öncesi dönemde Abana'da "kadılık" kurulmuştur.
Abana 1882'de İnebolu'ya bağlı bir "bucak" durumuna getirildi.
1945'te ilçe olan Abana, bugünkü Bozkurt ve Çatalzeytin ilçelerini de içine alıyordu ve 83 köyü vardı. 1948'de Devrekâni'nin Şeyhoğlu Köyü de Abana'ya geçti.
1949'da Abana'nın 8 köyü İnebolu'ya bağlandı. Bu köyler Ayvat, Çerçille (Gökbel), Evrenye (Gemiciler), Namazgâh, Keti, Güde, Kazla ve Zerveli'dir.