İzmir, Türkiye'nin en güzel şehirlerinden biri ve Ege Bölgesi'nin gözdesi. Şehir, tarih, doğa ve kültürel miras açısından büyük bir zenginliğe sahip. Tarihi M.Ö. 3000'lere kadar uzanan güzel İzmir, aynı zamanda Türkiye'nin en büyük üçüncü şehri. İzmir'e bir seyahat planlıyorsanız ve İzmir'deki ilgi çekici yerleri ziyaret etmeyi düşünüyorsanız, bu rehber tam size göre.
{ad:0}İzmir gezinizi planlarken ilk iş ulaşımla ilgili karar vermek olacaktır diye düşünerek bildiklerimizi sizinle paylaşmak istiyoruz. Eğer İzmir'e özel araçla gidecekseniz İstanbul-İzmir Otoyol ücretlerine göz atmanızda fayda var. İzmir Adnan Menderes Havalimanı da şehre kolay ulaşım sağlaması, İzmir Metrosu İzban'a ulaşım kolaylığı açısından tercih edilen bir ulaşım noktası. Özellikle Eskişehir ve Ankara'daki öğrenciler için ulaşım önerimiz Ege Ekspresi olur. Hem bilet fiyatları daha uygun hem de bu tren, yol boyunca yolcularına çok güzel manzaralar sunuyor. İzmir'e Türkiye'nin her yerinden otobüsle ulaşmak mümkün. İzmir Otogarı İzotaş İzmir'in Bornova ilçesinde bulunuyor, şehrin her noktasına giden otobüs ve yolcu servisleri ile gideceğiniz yere kolayca ulaşabilirsiniz. İzmir, ister özel araçla ister toplu taşımayla ulaşım konusunda zorluk çekmeyeceğiniz bir şehir. İzmir'in Çeşme, Şirince gibi beldelerine yolculuk etmeyi düşünüyorsanız özel araç kullanmak sizi rahat ettirecektir. Bunun için İzmir'e kadar özel araçla gitmek yerine İzmir'den araç kiralama seçeneğini de değerlendirmek isterseniz Araç Kiralama Rehberimize göz atabilirsiniz.
İzmir seyahatinizi planlanamanıza yardımcı olacak İzmir otel ve konaklama bilgilerini de paylaşmadan geçmeyelim. İzmir Otelleri listemizde binden fazla otel listeliyoruz ve her bir otel için hem acenta fiyatlarını hem de otellerin kendi fiyat tarifelerini listemizden inceleyip fiyatları karşılaştırabilirsiniz.
{search:izmir-otelleri,İzmir Otelleri}
İzmir, Ege Mutfağı'nın geleneksel lezzetlerini yöresel tatlarla sunan bir çok restorana ev sahipliği yapıyor. Sadece İzmir Merkez'de değil Urla, Alaçatı, Seferihisar, Tire gibi İzmir'in meşhur beldeleri de özel mutfaklarıyla turistleri memnun ediyor. İzmirliler geleneksel lezzetlerine sahip çıkma konusunda oldukça başarılılar. Mutfaklarını tanıtmak için bir çok festival ve etkinlik düzenliyorlar. İzmir'in sokak lezzetleri ve geleneksel mutfağından örnekleri derlediğimiz İzmir'de Ne Yenir? yazımıza göz atabilirsiniz.
İzmir Akdeniz şehirlerine mahsus bir sevecenlikle yılın 300 günü güneşli karşılıyor misafirlerini. Hem iş merkezlerinin çokluğu, uluslararası ticarete açık büyük limanı ve nüfus yoğunluğuyla bir metropol, hem de kıyı ilçe ve beldeleriyle bir tatil şehri olarak farklı bir anlam taşıyor. Şehirde nüfusun en çok arttığı dönemler iç – dış turizmin en yoğunlaştığı yaz ayları. Birçok farklı rotada Mavi Bayraklı plaja sahip şehirde deniz sezonu nisan ayının ortasında açılıyor, ekim sonuna kadar da devam ediyor. Şehirden en büyük beklentiniz güneşin en yakıcı, deniz suyunun en sıcak olduğu zamanlarda maviyle buluşmak ise önereceğimiz ay ağustos. Rüzgar sörfüyle ünlü Çeşme’de ise aradığınız o rüzgarı tüm yaz sezonu boyunca bulabiliyorsunuz. Şehri ve şehrin ganimeti tarihi eserleri sıcaktan bunalmadan gezmek istiyorsanız seyahatinizi ilkbahar aylarına planlayabilir ya da yazları akşamüstü vakitlerinde gidebilirsiniz.
Şehrin en önemli kültür – ticaret etkinliklerinden olan İzmir Enternasyonal Fuarı her yıl ağustos sonu – eylül başlarında kapılarını açıyor. Ayrıca yıl boyunca hem şehir hem de ilçelerde düzenlenen festivaller de büyük ilgi görüyor.
İzmir’de yapacağınız otel seçimlerinin şehre hangi amaçla geldiğinizle direkt ilgisi var. Şehre geliş amacınız sıcak iklimin ve deniz – güneş – kumun tadını çıkaracağınız, tarihi anıtları gezeceğiniz bir yaz tatiliyse kıyı beldelerindeki İzmir otellerini inceleyebilirsiniz. Şehir merkezindeki iş ve kültür gezileri için ulaşım ağının daha geniş, daha alternatifli olduğu meydan/cadde lokasyonlarındaki oteller arasından seçim yapmanızı öneririz.
Sığacık İzmir’in Seferihisar ilçesine bağlı ve misler gibi deniz kokan bir mahalle. Seferihisar da sakin ve telaşsız haliyle ülkemizin ilk "Cittaslow" şehri. İzmir’den beklentiniz maviyle ve huzurla buluşmak ise Sığacık’taki Kalyon Otel de düşlediğiniz o tatil keyfini bulabiliyorsunuz. Sığacık’ın Kaleiçi mevkiinde konumlanan Kalyon Otel’in hepsi özenle hazırlanmış 7 odası bulunuyor. Aile sıcaklığında butik bir işletme olan Kalyon Otel "Oda - kahvaltı" konseptinde çalışıyor. Otelin kuş sesleriyle dinlendiren bir bahçesi, 850 metre uzağında da maviliğiyle büyüleyen Akkum Plajı var. Kalyon Otel’den Teos Antik Kenti'ne yürüyerek 10 dakikada gidebiliyorsunuz.
Kalyon Otel hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
İzmir’in göbeğinde ve her yere kolay gidebileceğiniz bir konaklama planlıyorsanız, şehrin bol nostaljili Basmane bölgesini ve bölgede en tercih edilen otellerden biri olan Hotel Baylan’ı seçebilirsiniz. 30 odası ve 57 yatak kapasitesiyle hizmet veren otelin birçok bölümü 2020 yılında yenilenmiş. Ayrıca misafirler için ayrılmış özel bir otoparkı da var. Hotel Baylan metroya ve Basmane Tren Garı’na 150, enternasyonal fuar alanına 400 metre uzaklıkta. Ayrıca şehrin gözbebeği Kemeraltı ve Agora’ya da yürüyerek gidebiliyorsunuz.
Hotel Baylan Basmane hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
İzmir şehir merkezine yakın mesafedeki Üstün Hotel’in balayı çiftlerine özel hazırlanmış odalar da dahil olmak üzere toplam 30 odası var. İzmir Limanı’na ve enternasyonal fuar alanına yakın konumdaki otelden şehrin simgesi Saat Kulesi’ne, İzmir Arkeoloji Müzesi’ne, Konak Meydanı’na ve Kadifekale’ye kolay ulaşabiliyorsunuz. Otel İzmir Otogarı’na 7 km, Adnan Menderes Havalimanı’na da 27 km uzaklıkta.
Üstün Hotel Alsancak hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
Eski evlerin nostaljisini seviyorsanız 150 yıllık iki Rum evinin restore edilmesiyle oluşan Beyevi Alaçatı Butik Otel aradığınız o otel olabilir. Otelin hepsi birbirinden konforlu 15 odası arasında klasik, delüks, kral odalardan birini tercih edebilirsiniz. Beyevi Butik Otel’de bölgede üretilen şarapları tadabileceğiniz, nefis Ege mezeleriyle donatılmış sofralara oturabileceğiniz bir bahçe restoranı ve açık – kapalı havuzlar da bulunuyor. Üstelik Alaçatı’nın merkezine ve su parklarına da yürüyerek 10 dakikada ulaşabiliyorsunuz.
Beyevi Alaçatı Butik Oteli hakkında detaylı bilgi almak için tıklayınız.
Foça İzmir’in en sevilen yerlerinden biri. Atmosferinde huzur, yakınında deniz olan bir konaklama vadeden Marina Boutique Hotel de Yeni Foça’da denize sadece 20 metre mesafede konumlanıyor. Butik tarzda hizmet veren otel Ege’nin gönül çelen taş evlerinden biri olup, misafirine kendini özel hissettiren 5 konforlu oda ve büyük bir bahçeden oluşuyor. "Oda –kahvaltı" konseptinde hizmet veren otelden limana yürüyerek 10 dakikada ulaşabiliyorsunuz.
Marina Boutique Hotel Foça hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
Urla İskele Mahallesi’nde konumlanan Maison Vourla Hotel birbirinden şık 20 odasıyla "Oda – kahvaltı" konseptinde hizmet veriyor. Bir aile işletmesi olan ve misafirlerini de aile sıcaklığıyla karşılayan otel, İzmir’in merkezine 30, Adnan Menderes Havalimanı’na 50 km uzaklıkta konumlanıyor. Otelin otoban ulaşımı çok kolay, ayrıca Urla’nın merkezinde olması da avantajlı.
Maison Vourla Hotel hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
İzmir denilince akla ilk gelenlerden biri de çağlar öncesinin ihtişamını sergileyen Efes Antik Kenti. Bu güzelliğe yakın konaklamak ve konaklarken de otantik bir köy dokusu deneyimlemek isterseniz, Mayaların kehanetlerinde adı geçen Şirince Köyü de tam size göre. Selçuk ilçesine bağlı bu köyde konumlanan Selanik Pansiyon özgün mimarisi, zeytin ağaçlarıyla çevrelenmiş bahçesi ve etkileyici oda dekorasyonlarıyla size farklı bir tatil deneyimi sunuyor. Hemen yanından kalkan dolmuşlarla ulaşım kolaylığı da sağlayan pansiyonun sadece 4 odası var.
Selanik Pansiyon Şirince hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
Ege’nin başkenti kabul edilen İzmir’e havayolu, karayolu, denizyolu ve demiryolu ile Türkiye’nin her yerinden zengin bir ulaşım ağıyla ulaşım mümkün. Zaman planlamanız ve bütçenize bağlı olarak değerlendirebileceğiniz ulaşım kanalları ise şöyle;
İzmir’e her şehirden otobüs kalkıyor. Şehre otobüsle geldiğinizde ineceğiniz son durak Bornova Şehirlerarası Otobüs Terminali oluyor. Terminalde indikten sonra otobüs firmalarının servisleri, taksi, kiralık araç, belediye otobüsleri ve metroyu kullanarak gitmek istediğiniz yerlere kolayca ulaşabiliyorsunuz. Ankara’dan İzmir’e otobüs yolculuğu 8 saat, İstanbul’dan İzmir’e otobüs yolculuğu ise yaklaşık 5,5 saat sürüyor.
Ayrıca 54 no’lu Kemer, 555 no’lu Halkapınar, 204 – 505 no’lu Bornova Merkez Metro, 277 no’lu Buca Tınaztepe ve 302 no’lu Konak aktarma istasyonu otobüsleriyle de şehir içindeki noktalara gidebiliyorsunuz.
Ülkemizde havayolu ulaşımının en yoğun olduğu yerler arasında başı çeken İzmir’e hem yurt içinden hem de dünyanın birçok şehrinden direkt uçuş düzenleniyor. Ülkemizden THY, Anadolujet, Pegasus ve Sunexpress firmaları sık aralıklarla İzmir’e sefer yapıyor. Uçak biletlerinde kampanyaları takip ederek ve biletinizi erkenden alarak İzmir yolculuğunuzu daha ekonomik kılabilirsiniz. Ülkemizin 3 büyük şehri arasındaki İstanbul’dan İzmir’e 1 saat 10 dakikada, Ankara’dan İzmir’e 1 saat 15 dakikalık sürelerde uçabiliyorsunuz. Şehrin tek havalimanı Gaziemir ilçesindeki Adnan Menderes Havalimanı. Havalimanı ulaşımı ise belediye otobüsleri, İZBAN raylı sistem hattı, Metro ve Havaş otobüsleriyle sağlanıyor. Otobüslerde basılan elektronik kartta ulaşım ücreti havalimanı tarifesi üzerinden ve Bilet35’le 2 kontör olarak; İZBAN raylı sistemde ise gidilen durak sayısına bağlı olarak değişkenlik gösteriyor. İzmir Adnan Menderes Havalimanı’ndan şehir içine transferlerde ise;
Havalimanından şehir merkezine kalkan belediye otobüsleri:
202 no’lu hat rotası ile Gaziemir – Çevre Yolu - Mustafa Kemal Sahil Bulvarı– Konak - Cumhuriyet Meydanı yakınlarındaki Gazi Osmanpaşa Bulvarı,
200 no’lu hat rotası ile Karşıyaka üzerinden Mavişehir Aktarma Merkezi,
204 no’lu hat rotası ile Adnan Menderes Havalimanı – Otogar – Bornova Merkez Metro İstasyonu
yönüne gidebilirsiniz.
Metro ve İZBAN Hattı:
Şehrin Hilal – Halkapınar ya da Alsancak transfer istasyonlarından birinde inip banliyö hattında güney istikametini seçerek havalimanı durağında inebilirsiniz.
Havaş:
Adnan Menderes Havalimanı Havaş seferleri 45 – 60 dakika aralığında yapılıyor. Çeşme, Alaçatı, Urla, Karşıyaka, Alsancak, Mavişehir, Gaziemir, Bostanlı, Basmane, Bayraklı bölgelerine Havaş ile gidebiliyorsunuz.
İzmir treninin adı Mavi Tren ve bu hat Ankara – Kütahya – Eskişehir – Balıkesir – Manisa – İzmir rotasında ilerliyor. Bu hatla Ankara – İzmir arasındaki yolculuk süresi ise 14 saat. Yolculuk İzmir Basmane Garı’nda son buluyor.
İzmir’e özel araç ile gitmek isterseniz hareket yeriniz - süre – ücret açısından birbirinden farklı 4 otoyol mevcut. Bu alternatifler şöyle;
Her mevsimi ayrı güzel İzmir’e ayıracağınız vakit tümüyle oluşturduğunuz gezi rotasına ve geliş zamanınıza bağlı. Büyükşehir olmasının yanında Ege’nin sanat-kültür anlamında da en gelişmiş kenti olan İzmir, sahil şeridindeki tatil beldeleri, dağ köyleri ve ışıltılı merkeziyle farklı farklı rotalar sunuyor. İçinde gezerken yorulacağınız devasa antik kentler, antik kentlerin buluntularıyla en az yarım gün gezseniz de bitiremeyeceğiniz müzeler, hareketli caddeler, restoranlarla çevrelenmiş sahil yolları, parkları ve fuarıyla İzmir gezilecek yerler en az bir aylık bir keşfi hak ediyor. İzmir gezinizi birbirine çok da uzak olmayan rotaları birleştirerek planlayabilir, böylelikle hem zamanınızı daha değerli hem de gezinizi daha keyifli kılabilirsiniz.
İzmir’in ulaşım altyapısı zamandan tasarruf sağlayacak kadar hızlı, kolayca ulaşabileceğiniz kadar da çeşitli ve yaygın. Ulaşımda metro, tramvay veya vapur kullanmayacaksanız İzmir trafiğinin diğer büyükşehirler gibi yoğun olduğunun ve büyük meydanlarda / caddelerde park sorunu yaşayabileceğinizin de altını çizelim.
İzmir Büyükşehir bünyesinde çalışan ESHOT otobüsleri kent içinde ve ilçe belediyeler arasında sefer düzenliyor. İzmir merkezine uzak ilçelere bile belediye otobüsleriyle gidebiliyorsunuz.
İzmir metrosu 17 istasyon ile hizmet veriyor. Bu istasyonlar sırasıyla şöyle; F. Altay – Poligon – Göztepe – İzmir Spor – Hatay – Üçyol – Konak – Çankaya – Basmane – Hilal – Halkapınar – Stadyum – Sanayi – Bölge – Bornova – Ege Üniversitesi – Evka 3
Metro 06:00 00:20 saatleri arasında hizmet veriyor. Sefer aralıkları ise 5 dakika ile 3,5 dakika arasında değişiyor.
Bornova – Halkapınar / Hatay – Üçyol / Evka 3 istasyonlarından ESHOT otobüs ve İZBAN Banliyö hattına,
Konak İstasyonundan ESHOT otobüs, vapur ve tramvaya,
F. Altay İstasyonundan ise ESHOT otobüs ve tramvaya bağlanabiliyorsunuz.
İzmir metrosunda her istasyon yürüyen merdivenli ve tekerlekli sandalye, asansör, görme engelli destek sistemi ile engelli yolcu kullanımına da uygun.
İZBAN, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve TCDD ortaklığıyla kurulmuş şehir içi raylı sistem. İzmir’in güneyindeki Selçuk ile kuzeyindeki Aliağa arasında sefer yapan 136 kilometrelik İZBAN hattında 41 istasyon bulunuyor. Hilal ve Halkapınar İZBAN’ın metro ile kesişme noktası, buradan metroya aktarma yaparak Bornova ve Konak’a gidebiliyorsunuz. Alsancak Gar’dan geliş ve gidiş yönündeki banliyö hatlarına erişebiliyorsunuz.
Karşıyaka – Mavişehir arasında ulaşım sağlayan tramvay hattıyla; Bu hattın Halkapınar – Alsancak Gar – Konak – F. Altay duraklarında inip, metro ve banliyö hatlarına geçebiliyorsunuz. Karşıyaka İskelesi ve Bostanlı İskelesi’nin yakınlarında da tramvay durakları var ve vapur yolculuğu sonrasında da tramvayla ilerleyebiliyorsunuz.
Karşıyaka – Bostanlı sahilinde Ataşehir – Çevre Yolu – Mavişehir – M.K. Atatürk Spor Salonu - Bilim Müzesi - Atakent – Selçuk Yaşar - Vilayet Evi – Çarşı – Bostanlı – Yunuslar – Nikah Sarayı – Karşıyaka - Alaybey hattındaki tramvay 8 dakika arayla hareket ediyor. Bu hattın ilk durağı ile son durağı arasındaki seyahat 33 dakika sürüyor.
Konak Tramvay hattı: Şehirlerarası otobüs terminaline yakın olan bu hat metro ve ESHOT otobüslerine aktarma yapabileceğiniz Halkapınar ile Urla, Karaburun, Seferihisar, Çeşme semt garajı yakınlarındaki F. Altay (Üçkuyular) hattı arasında çalışıyor. Hattın tüm durakları ise şöyle; Halkapınar – Üniversite – Havagazı – Alsancak Stadyum – Alsancak Gar – Atatürk Spor Salonu – Hocazade Camii – Kültürpark Atatürk Lisesi – Gazi Bulvarı – Konak İskele – Karataş – Karantina – Köprü – Sadık Bey – Göztepe – Güzelyalı – AASSM – Üçkuyular – Fahrettin Altay. Konak tramvay hattı kış döneminde 6 dakika, yaz sezonunda ve cumartesi günlerinde 7 dakika, pazar günleri ise 10 dakika arayla sefer yapıyor. Bu hattın ilk durağı ile son durağı arasındaki seyahat ise 45 dakika sürüyor.
İzmir Körfezi’nde deniz ulaşımı: İzmir’de vapurlar Bostanlı – Karşıyaka – Alsancak – Pasaport – Konak – Karantina – Göztepe ve Üçkuyular iskeleleri arasında günlük seferler yapıyor.
İzmir dış körfezde Güzelbahçe – Urla – Mordoğan – Foça arasındaki deniz seferleri ise sadece yaz dönemlerinde yapılıyor.
Üçkuyular – Bostanlı iskeleleri arasında sefer yapan arabalı vapurlarla İzmir trafiğine girmeden bir yakadan diğerine 25 dakikada ulaşabiliyorsunuz.
Deniz ulaşımında İzmirimkart geçerli, arabalı vapur geçişlerinde nakit ödeme de olabiliyor.
İzmir’in bisiklet kiralama sistemi BİSİM Sahilevleri – Kuş Cenneti arasındaki kıyı şeridi boyunca hizmet veriyor. Bu hat üzerindeki kiralama ve park noktalarıyla bol oksijenli ve deniz kokan bir ulaşım gerçekleştirebiliyorsunuz. Bisiklet kiralamak için kredi kartı ve İzmirimkart kullanabiliyorsunuz.
İzmir’de bu ulaşım araçlarına ek olarak dolmuş, minibüs ve taksilerle de ulaşım sağlayabilirsiniz.
Gece Metro: F. Altay – Evka3 hattında cuma - cumartesi günlerinde 00:30 – 00:40 – 01:00 saatlerinde karşılıklı seferler düzenleniyor.
Gece Tramvay: Karşıyaka Tramvayı Alaybey – Bostanlı hattında çarşamba, cuma, cumartesi günlerinde 00:45 – 01:45 – 02:45 saatlerinde tek taraflı seferler düzenleniyor.
Konak Tramvayı F. Altay – Halkapınar hattında cuma, cumartesi günlerinde 00:30 – 00:45 saatlerinde karşılıklı seferler düzenleniyor.
Gece Otobüs: 910 (Gaziemir – Konak), 920 (Çiğli – Konak), 930 (Bornova – Konak), 940 (Buca – Konak), 950 (Narlıdere – Konak), 200 (Mavişehir), 202 (Cumhuriyet), 204 (Bornova - Havalimanı) otobüsleri geceleri sefer düzenliyor.
Gece Vapur: Karşıyaka İskelesi – Alsancak İskelesi arasında çarşamba, cuma, cumartesi günlerinde 23:45 – 00:45 saatlerinde, Alsancak İskelesi – Karşıyaka İskelesi arasında ise 00:05 – 01:05 saatlerinde baykuş seferler yapıyor.
İzmir’i kısacık bir hafta sonu tatiline sığdırmak için planlar yapıyor ve İzmir gezilecek yerler arasında bir rota çizmeye çalışıyorsanız, şehrin gerçek keşfi için çok daha uzun bir zaman gerektiğinin altını tekrar çizelim. Deniziyle, kumuyla, güneşiyle, tarihiyle, eğlencesiyle, kültür merkezleri, parkları bahçeleri ve nicesiyle şehir küçücük zaman dilimlerine sığmıyor taşıyor. Kısıtlı vakitleri kapsayan şehir gezilerinde en çok nereyi görmek istiyorsanız tüm rotayı bu noktaya göre oluşturmanız en sağlıklısı. Tabii mevsimin sunduğu konforları da değerlendirmek lazım. İzmir’e yaz mevsiminde geliyorsanız Ege’de yıkanıp kulaç atmadan, Akdeniz güneşiyle bronzlaşmadan dönmek olmaz. Ama size sunacağımız hafta sonu gezi planı hangi mevsim gelirseniz gelin geçerli. Buyurun kısa bir İzmir fragmanına;
İlk günü İzmir’in merkezini gezmek için ayırın. Bu rota için araçlı olmanız da şart değil, en hızlı ulaşım aracı olan metronun meydan duraklarında inerek, vapur ve tramvayla da ulaşım sağlayabilirsiniz. Araçlardan indikten sonra merkezi noktaları birbiriyle birleştirmek için yürümek gerekiyor. Zaten bir şehri anlamanın ve tanımanın yolu da sokaklarında yürümekten geçiyor. İzmir merkez gezinizde "Mutlaka görün" diyeceğimiz yerler ise: İzmir Saat Kulesi, Kemeraltı Çarşısı, Kızlarağası Hanı, Abacıoğlu Hanı, Smyrna Antik Kenti, İzmir Arkeoloji Müzesi, İzmir Etnografya Müzesi, Hisar Camii, Dario Moreno Sokağı, Tarihi Asansör, Kadifekale, Kültürpark, Balçova Teleferik, Radyo ve Demokrasi Müzesi, Kordon, Kıbrıs Şehitleri Caddesi ve Karşıyaka. Tabii bu rotanın hepsini tek bir güne sığdırmanız şart değil. İzmir gezilecek yerler yazımızda bu noktalara nasıl ulaşabileceğinizi de anlattık. En çok görmek istediklerini listeleyip mesafe aralığına göre sıraya koyabilirsiniz.
İzmir’deki 2. güne biraz tarih biraz köy havası ve birazda deniz serpiştirdik. Mevsim yazsa ve hava da çok sıcaksa önceliğiniz mutlaka deniz olacaktır, biliyoruz. Ama madem İzmir’e geldiniz, Efes Antik Kenti’nin ihtişamını görmeden, Meryem Ana Evi’ne uğramadan dönmeyin. Hazır Selçuk’a gelmişken Mayaların hatırlara kazıdığı ve "Kıyamet buraya uğramayacak." dediği Şirince Köyü de güzergahın çok yakınlarında. Ama tercihiniz aynı zamanda denize girebileceğiniz İzmir ilçelerinden yana olacaksa Urla, Foça, Seferihisar da muhteşem kumsalları ve hala doğal kalmış kasaba havasıyla sizi bekliyor. Seyahatiniz denize girebileceğiniz bir dönemi kapsıyorsa İzmir’deki ikinci gün için bir diğer alternatifiniz de Çeşme olabilir. Alaçatı sokaklarında yürüyüp taş evler arasında bol bol fotoğraf çektirebilir, gurme restoranlarında nefis Ege lezzetleri tadabilirsiniz.
Adnan Menderes Havalimanı İzmir’in merkezine ortalama 17 km, Bornova’ya 30 km, İzmir Limanı’na da 24 km uzaklıkta. İzmir Adnan Menderes Havalimanı’na indiğinizde şehir içine transferler için Havaş’ı, metroyu, İZBAN ve 200, 202, 204 no’lu belediye otobüslerini kullanabilirsiniz. Uçuşunuz öncesi online bir rezervasyonla havalimanı transferinizi ayarlayabilir, biniş noktası belirleyebilirsiniz. Transfer araçları havalimanının iç hatlar ve dış hatlar kapılarının hemen önündeki bekleme noktalarına geliyor. Araç seçenekleri ise konforlu sedan araçlardan, lüks minivan ve minibüslere kadar geniş bir yelpaze sunuyor. Havalimanı transferleriyle sadece İzmir’in merkezine değil, Bergama, Selçuk, Çeşme gibi destinasyonlara da gidebiliyorsunuz.
İzmir’e özel ve en simgesel yapılardan olan İzmir Tarihi Asansör, 1907 yılında Musevi işadamı Nesim Levi tarafından yaptırılmış. Levi’nin asansörü yaptırma amacı ise 155 basamaklı bir merdivenle birbirine bağlanan iki cadde arasındaki ulaşımı kolaylaştırmaktır. Bu yapı günümüzde İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından bir kültür ve dinlenme tesisi olarak kullanılıyor. Asansör kulesi 3 katlı olup 2 asansörden oluşuyor ve Şehit Nihatbey Caddesi ile Mithatpaşa Caddesi arasında konumlanıyor. Asansörün en üst katındaki kafeteryadan İzmir’in panoramik manzarasını izleyebiliyorsunuz.
Tarihi Asansör İzmir’in Konak ilçesinin Karataş semtinde, ulaşım ise tramvay ve otobüslerle oldukça kolay. Halkapınar – Fahrettin Altay tramvayına binip Karataş durağında indiğinizde ya da Konak’tan Fahrettin Altay yönünde giden otobüslere binip Asansör durağında indiğinizde bu yüksek kuleyi hemen göreceksiniz.
İzmir Tarihi Asansör’e giderken geçeceğiniz Dario Moreno Sokağı da tıpkı asansör gibi tarihi. Önerimiz asansörde çayınızı kahvenizi yudumlayıp kuşbakışı bir İzmir manzarası izledikten sonra bu sokağın güzelliklerini de keşfetmeniz.
İzmir Tarihi Asansör hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
İzmir’in en sevimli ve en sanatsal sokakları arasında başı çeken Dario Moreno Sokağı ismini Musevi asıllı Türk müzisyen Dario Moreno’dan alıyor. Arnavut kaldırımlı bu küçük sokak her iki yanındaki Rum evleri, sanat atölyeleri ve renkli kafeleriyle hafta sonları ziyaretçi akınına uğruyor. Konak ilçesinde bulunan sokağın girişinde biri Dario Moreno’ya diğeri Enrico Macias’a ait iki İzmirli sanatçının heykeli, sokağın sonunda ise şehrin olmazsa olmaz turistik rotalarından olan İzmir Tarihi Asansör sizi bekliyor.
Dario Moreno Sokağı’na aracınızla ya da tramvay ve otobüslerle kolayca ulaşabiliyorsunuz. Halkapınar – Fahrettin Altay tramvayına binip Karataş durağında indiğinizde ya da Konak’tan Fahrettin Altay yönünde giden otobüslere binip ‘Asansör’ durağında indiğinizde kısa bir yürüyüşle sokağa varıyorsunuz.
Sokakta yürürken Dario Moreno şarkıları duyabilir ve sokak konserlerine denk gelebilirsiniz. Bahar zamanlarında ve yaz akşamlarında cıvıl cıvıl olan sokak, kafe buluşmaları için de ideal.
Dario Moreno Sokağı Asansör hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
Trafiğe kapalı ve gerçekten de insanın içini ısıtacak kadar da huzurlu bir sokak Alsancak Sevgi Yolu. Bu yol İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından 2011 yılında restore edilerek halka açılmış. İki yanı palmiye ağaçlarıyla çevrelenmiş Sevgi Yolu ikinci el dahil her türlü okul kitabını satan kitapçıları ve takı – hediyelik eşya tezgahlarıyla bir kültür dinlencesi. Yolda ilerlerken tıpkı Hollywood caddelerindeki gibi yerlere çizilmiş yıldızlar görüyor ve çoğu Yeşilçam’dan seçilmiş eski artistleri anıyorsunuz. Sokak akşam 20:00’a kadar açık.
Sevgi Yolu’na İzmir’in hemen hemen her yerinden metro ve otobüsle ulaşabiliyorsunuz. Metro aracılığıyla Çankaya durağında inip İzmir Hilton Oteli’ne doğru yürüdüğünüzde ya da Pasaport İskelesi’nde inip çok az yürüdüğünüzde sokağa gidebiliyorsunuz. Ulaşım için otobüsü tercih ederseniz İZBAN Alsancak durağında inmeniz gerekiyor. Sevgi Yolu’nun önünden Çocuk Hastanesi’ne giden otobüsler de geçiyor. Park yeri bulma zorluğu açısından özel araçla ulaşımı önermiyoruz.
Sevgi Yolu’nun kendine has bir havası var. Buradan sevdikleriniz için küçük İzmir hatıraları da alabilir, kitapları incelerken esnafla sohbet edebilirsiniz.
Alsancak Sevgi Yolu hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
Konak ilçesinde konumlanan Basmane’nin en ünlü yeri elbette ki 1866 yılında açılan Tarihi Tren Garı. Ama semt içine girince sinagoglar, kiliseler, camiler, surlar ve kortejolarıyla adeta bir görsel şölen yaşatıyor. Bir zaman tünelindeymiş gibi hissettiren semt ismini bir zamanlar buranın sakini olan Ermenilerin kurduğu matbaadan alıyor. Atatürk’ün eşi Latife Hanım’ın doğduğu konağın da bulunduğu semt eski zamanlarda prestijli sinemalarıyla da çok ünlüymüş. Yeşilçam’ın premierleri burada yapılır, ünlü yıldızlar da bu premierlere konuk olarak gelirmiş. Günümüzdeki Basmane ise sanat galerileri, restoranları, kafeleri, restore edilmiş evleriyle nostalji yaşatıp eskiyi hatırlatıyor. Basmane Otelleri'yle de çok popüler.
Basmane’ye İzmir metrosunun Fahrettin Altay – Evka 3 yönünde çalışan M1 hattıyla ve 302 no’lu Konak otobüsüne binerek ulaşabilirsiniz.
Basmane’deki tarihi yapıları ve gezmek ve fotoğraflamak için en az 3 saatini ayırın diyoruz. Basmane Tarihi Asansör ve Kemeraltı’na çok yakın, isterseniz bu bölgeyi aynı gün içinde de gezebilirsiniz.
Basmane hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
Tarihi Agora’nın hemen yanında konumlanan Kemeraltı, Hisar Camii ile Başdurak Camii arasında kalan bölgenin genel adı. Burası aynı zamanda bir iç liman bölgesi olup, 1650 – 1670 yılları arasında denizin doldurulmasıyla oluşmuş. Kemeraltı Çarşısı ise sadece bulunduğu bölgenin değil, İzmir’in de en eski, en büyük çarşısı. Sayısı 15 bini aşan dükkanlarında bu çarşı İstanbul’daki Eminönü’ne çok benziyor. Yüzyıllar boyunca şehir ticaretine yön vermiş çarşıda baharattan, çeyiz malzemelerine, sünnet kıyafetinden sahafa kadar birçok dükkan bulabiliyor, el sanatları atölyelerinde geçmiş zaman olur ki nostaljisi yapabiliyorsunuz.
Fahrettin Altay – Evka 3 yönünde hizmet veren M1 metro hattını kullandığınızda Konak istasyonunda inip Kemeraltı Çarşısı’na ulaşabilirsiniz. Konak, çarşıya ulaşmak için gelmeniz gereken yer ve Konak ya da Çankaya tarafına giden 202, 691, 253 no’lu otobüsler de sizi çarşının çok yakınında indiriyor. Kemeraltı Çarşısı İzmir şehir merkezine yaklaşık 4 km uzaklıkta bulunuyor.
Kemeraltı Çarşısı çok eski bir çarşı olmasıyla UNESCO Dünya Mirasları Geçici Listesi’nde de kendine yer edinmiş. Sadece alışveriş yapmak için değil, Osmanlı döneminden kalan tarihi bedestenleri ve eskiden Yahudilerin yaşadığı Havra Sokağı’nın nostaljik atmosferini hissetmek için de gezebilirsiniz. Gitmişken Osmanlı döneminden kalan Hisar Camii’ni de ziyaret edebilir, tarihi restoranlarında yemek yiyip közde kahve de içebilirsiniz. Çarşı pazar günleri kapalı, diğer günler ise 08:00 – 22:00 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor.
Kemeraltı Çarşısı hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
Kahvaltılık ürünler ve balık satan tezgahlarıyla hareketli bir sokak olan Havra Sokağı İzmir’in eski Yahudi mahallesi. Tarihi Kemeraltı Çarşısı’ndan Agora’ya giden yol üzerinde bulunan bu daracık sokak, 1492 – 1494 yılları arasında Portekiz ve İspanya’dan sürgün edilip İzmir’e gelen Yahudiler tarafından kurulmuş. Onlara Osmanlı İmparatorluğu tarafından tahsis edilen sokağın sağlı sollu iki yanı ise havralardan oluşuyormuş. Mahalle halkının bir kısmı 1948’de İsrail’e göç ederken bir kısmı da ikametini değiştirip Alsancak’a yerleşmiş. Eskilerde 34 havranın bulunduğu sokağın nüfusu azalsa ve eski günler artık nostalji olsa da kalan 8 havranın bazılarında hala ibadet ediliyor.
Konak ilçesindeki Güzelyurt Mahallesi’ne bağlı olan Havra Sokağı’na İzmir Havalimanı metrosu ile ya da 163, 250 no’lu otobüs hatlarıyla ulaşabilirsiniz. Sokağın şehir merkezine uzaklığı ise sadece 1 km.
Sokak her zaman kalabalık, zemini de balıkçı tezgahlarından olsa gerek her zaman ıslak oluyor. Tezgahlardaki ürünler ise hep taze ve fiyatı olarak da uygun. Balık ya da peynir, turşu, meze gibi alışverişlerinizi buradan yapabilirsiniz.
Havra Sokağı hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
Konak Meydanı’nda, Kemeraltı Çarşısı’nın tam girişinde konumlanan Saat Kulesi, İzmir’in en sembolik yapısı. Osmanlı Padişahı Sultan Abdülhamit’in tahta çıkmasının 25. Yılı olan 1901 senesinde inşa edilen kule ünlü bir Fransız mimara tasarlatılmış. Kulenin üzerindeki saat de Alman İmparatoru II. Wilhelm tarafından İzmir’e hediye edilmiş. 4 katlı ve 25 metre yükseklikte olan kule Denizli’den getirilen kesme taşlarla yapılmış olup, II. Abdülhamit’in tuğrası dahil tüm taş kabartmaları da sanatsal bir önem taşıyor. Kulenin çevresinde ise Kuzey Afrika’yı simgeleyen kolonlar ile 4 adet de çeşme bulunuyor.
Fahrettin Altay – Evka 3 yönünde çalışan M1 metro hattını kullandığınızda ve Konak istasyonunda indiğinizde İzmir Saat Kulesi’ni göreceksiniz. Ayrıca 202, 691, 253 no’lu otobüsler de sizi meydanın çok yakınında indiriyor.
İzmir’e gelenlerin önünde fotoğraf çektirmeden gitmediği Saat Kulesi’nin bir benzeri de Gürcistan’ın Batum şehrinde bulunuyor. Gürcüler çok beğendikleri kulenin aynısı kendi şehirlerinde de görmek istemişler. Bu arada kulenin akşam ışıklandırmalarıyla daha fotojenik olduğunu da hatırlatmadan geçmeyelim.
İzmir Saat Kulesi hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
Kemeraltı Çarşısı içinde bulunan Kızlarağası Hanı’nın İzmir gezilecek yerler arasında özel bir yeri var. Bu han 1744’de Osmanlı döneminde yapılmış olup, yansıttığı dönemin de en büyük hanı. Han'ın hemen önünde, üzerinde yapıldığı tarih olarak 1675 yazan bir çeşme bulunuyor. Kızlarağası Hanı 1993 yılında restore edilerek İzmir’in turistik yapıları arasında yerini almış. Çarşının en korunmuş yapılarından olan iki katlı hanın ortasındaki geniş avluda bir kafeterya ile el sanatları mahiyetinde hediyelik eşyalar satan dükkanlar yer alıyor.
Kemeraltı Çarşısı’nda, Çankaya semti kenarında konumlanan hana gitmek için 202 ve 253 no’lu otobüs hatlarını, ayrıca metroyu kullanabilirsiniz.
Hanın üst katına çıktığınızda ebru ve hat sanat atölyeleri gibi küçük atölyeler karşılıyor sizi. İsterseniz bu atölyelerde siz de sanat öğrenebilirsiniz. Hanın bir yanında Çuha Bedesteni, diğer yanında da Cevahir Bedesteni bulunuyor ve buralardan takı alabiliyorsunuz. Hemen arkasındaki Kahveciler Sokağı’nda ise özel bir teknikle pişirilen fincanda kahve içebiliyorsunuz. Han haftanın her günü 09:00 – 21:00 saatleri arasında açık.
Kızlarağası Hanı hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
1997 yılında denizin yaklaşık 150 metre doldurulmasıyla oluşan bir gezi alanı olan Kordon, sıcak yaz gecelerinin ve ılıman baharların vazgeçilmez adresi. Masmavi Ege ve kıyısındaki yemyeşil alanlarıyla Alsancak’ın en bilinen yeri olan Kordon, İzmir Limanı ile Cumhuriyet Meydanı arasında uzanıyor. Kordon’u isterseniz nostaljik tramvayla da gezebiliyorsunuz. Kıyısındaki çim alanlarda, manzaralı kafelerinde oturabiliyor, bisiklet sürebiliyor, uzun yürüyüşler yapabiliyorsunuz.
Kordon’a metro ile gitmeyi tercih ederseniz Alsancak durağında inmeniz gerekiyor. Otobüsle gidecekseniz İzmir otogardan kalkan 163 no’lu otobüse binebilirsiniz.
İzmirliler için bir buluşma noktası olan Kordon gündoğumu ve günbatımı izlemek için de önerimiz.
Kordon hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
İzmir’in Antik adı Smyrna ve yüzyıllar içinde evrilerek şimdiki adına dönüşmüş. Agora ise ‘çarşı, pazaryeri’ anlamına geliyor. Basmane semtine kadar uzanan Smyrna Agora Antik Kenti M.Ö. 1200’lerde bir İon kenti olarak inşa edilmiş. Tarih boyunca yıkılıp yeniden yapılmış kent en parlak dönemlerini geçirdiği bir deprem sonrasında, M.Ö. 2. Yüzyılda Roma döneminde yaşamış. Antik kentin aslında şimdi bulunduğu yerden çok daha geniş bir alana yayıldığı düşünülüyor. Fakat üzerinde bir gecekondu mahallesi olduğu için tiyatro ve stadyum gibi önemli alanları hala toprak altında. Şehrin orta yerinde yüzyıllar öncesine bir tarih yolculuğu sunan antik kent UNESCO Dünya Mirasları Geçici Listesi’nde yer alıyor.
Konak ilçesindeki Smyrna Agora Antik Kenti’ne M1 Metro hattıyla ve 302 no’lu Konak ya da İnciraltı otobüsüyle gidebilirsiniz.
Antik kent 1 Nisan – 1 Ekim tarihleri arasındaki yaz döneminde 10:00 – 19:00 saatleri arasında, 1 Ekim – 1 Nisan arasındaki kış döneminde de 08:30 – 17:30 saatleri arasında müzekartla ya da 130 TL giriş ücreti ödeyerek her gün gezilebiliyor. Antik kentten bugüne kadar çıkarılmış eserleri ise İzmir Arkeoloji Müzesi’nde görebiliyorsunuz.
Smyrna Agora Antik Kenti hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
Konak Meydanı’nda Tarihi Saat Kulesi ile Vilayet Binası arasında konumlanan Yalı Camii 1755 yılında yapılmıştır. Yapıldığı dönemlerde yanında bir de medrese vardır. Fakat daha sonra yıkılmıştır. Caminin adının ‘Yalı’ olmasının sebebi ise yapıldığı bölgenin o zamanlar deniz kenarında olmasındanmış. Kesme taş ve tuğlalarla inşa edilen cami tek kubbeli ve sekizgen planlı. Camiyi bu denli özel kılan özelliği ise dış duvarları üzerindeki Kütahya çinileri ve kalem işleri. 1964 yılında aslına uygun restore edilen camiyi şirin görüntüsüyle hemen tanıyacaksınız.
Camiye gitmek için metroyu ve şehir içi otobüs hatlarını kullanabilirsiniz. Cami Konak Meydanı’nda Belediye çıkışında kalıyor. Buca, Gaziemir, Şirinyer gibi noktalardan İZBAN’a binip ardından da metroya aktarma yapmanız gerekiyor. Karşıyaka’dan ya da Bostanlı’dan geliyorsanız vapurla Konak’a gelmek toplu taşıma kullanmaktan daha avantajlı.
Şehri sembolize eden bir cami olsa da Yalı Camii oldukça küçük bir cami. Eğer gelmişken ibadet etmek ve namaz kılmak isterseniz caminin cuma namazlarında çok kalabalık olduğunu ve cemaatin dışarıya taştığını hatırlatmak isteriz. Cami önündeki güvercinler oldukça fotojenik, isterseniz yem alarak güvercin de besleyebilirsiniz.
Konak Yalı Camii hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
İzmir’in ve Konak’ın en ünlü, en renkli caddelerinden olan Kıbrıs Şehitleri Caddesi yaklaşık 1 km’lik, trafiğe kapalı bir cadde. Restoranları, kafeleri, eğlence mekanları ve ışıl ışıl dükkanlarıyla her daim kalabalık olan caddede sık sık müzik yapan sokak müzisyenleriyle karşılaşıyorsunuz. Talat Paşa Bulvarı’ndan Kordon’a kadar uzanan caddede alışveriş yapabilir, her bütçeye göre yeme - içme imkanı bulabilirsiniz.
Alsancak İlçe merkezine 5 km mesafedeki Kıbrıs Şehitleri Caddesi’ne şehrin her ilçesinden kolayca ulaşabilirsiniz. Ulaşımda belediye otobüslerini tercih ederseniz 680, 681, 912, 90, 121, 581 no’lu otobüsler direkt caddeye gidiyor. İZBAN (İzmir Banliyö Sistemi) ile gelecekseniz Aliağa – Cumaovası ya da Tepeköy – Menemen hatlarına binip Alsancak’ta inmeniz gerekiyor. Tramvay da cadde ulaşım alternatiflerinden biri.
Caddenin ara sokakları da oldukça renkli. Gazi Kadınlar Sokağı ve Muzaffer İzgü Sokağı şehirde gece hayatının en yoğun olduğu yerler.
Kıbrıs Şehitleri Caddesi hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
Oldukça görkemli bir tarihe sahip İzmir Arkeoloji Müzesi de mutlaka gezmeye, görmeye değer. 1984’den bu yana Konak’ta, Bahri Baba Parkı içinde konumlanan müze, ilk olarak 1927 yılında Aya Vukla Kilisesi’nde ziyarete açılmış. Smyrna Agora Antik Kenti’ne ait buluntu veren Bayraklı Höyüğü, Bergama, Efes, Teos, Milet, Klazomenai gibi Ege kazılarından gelen eserleri görebileceğiniz müzenin bahçesi de bir tarih geçidi gibi. 1931 yılında Atatürk’ü de ağırlayan 3 katlı müzenin en üst kattaki hazine odasını mutlaka gezmenizi öneriyoruz.
Konak’taki müze İl Sağlık Müdürlüğü binasının hemen karşısında. Giderken belediye otobüslerini kullanacaksanız 15, 18, 19, 20, 23, 43, 27, 92, 156 no’lu hatlara binebilirsiniz. Gaziemir’den gelecekseniz 152 ve 887 no’lu otobüsler de müze önünden geçiyor. Aracınızla gelmeyi tercih ederseniz müzenin misafirlerine özel bir otoparkı da var.
Müze 08:30 – 19:00 saatleri arasında her gün gezilebiliyor. Müzenin giriş ücreti 90 TL, müzekartınız varsa ücretsiz gezebilirsiniz.
İzmir Arkeoloji Müzesi hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
Barok tarzın ve Osmanlı mimarisinin bir karışımı olan Salepçioğlu Camii 1897 – 1905 yılları arasında Salepçizade Hacı Ahmet Efendi tarafından yaptırılmıştır. Kemeraltı Çarşısı’nda karşınıza çıkacak caminin mermer dış duvarları ve yeşil taşlı cephesini büyük bir kubbe örtüyor. Kemerli yapısı, kahve ve yeşil renkli süslemeleri, bitkisel ve geometrik bezemeli mimberi ve iki katlı olması da camiye farklı bir özellik katıyor. Caminin doğu tarafında küçük bir havuz, girişinin hem iç hem dışında da 4 adet mermer çeşme bulunuyor.
Fahrettin Altay – Evka 3 yönünde hizmet veren M1 metro hattını kullandığınızda Konak istasyonunda inip Kemeraltı Çarşısı’na, ardından da Salepçioğlu Camii’ne ulaşabilirsiniz. Konak ya da Çankaya tarafına giden 202, 691, 253 no’lu otobüsler de sizi çarşının çok yakınında indiriyor.
2014 yılında İzmir Ticaret Odası’nın restore ettirdiği cami hem ibadete açık olması hem de turistik olmasıyla mutlaka gezip görmeye değer. Ücretsiz girilebilen camiyi namaz vakitlerinde gezerken sessiz olunması cemaatin dikkatini dağıtmamak adına önemli. Kadın ziyaretçilerin camiye girerken başörtü takması ve şort-kısa etekle girilmemesi, ayakkabılar için bir galoş bulunması da alınabilecek tedbirler arasında yer alıyor.
Salepçioğlu Camii hakkında detaylı bilgi için tıklayın.
Adını M.Ö. 8. Yüzyılda yaşamış Antik Yunan Edebiyatçısı Homeros’tan alan vadi İzmir’in Bornova ilçesinde konumlanıyor. Bir rivayete göre Homeros’un yaşadığı mağara vadi içindeki Bornova Çayı yatağında bulunuyor. 7 kilometre uzunluğundaki vadi günümüzde bir rekreasyon alanı olarak projelendirilmiş olup, içindeki 18 yapay gölet ve etrafını çevreleyen 75.000 bitkiyle doğaseverlere huzur veriyor. Vadi yaklaşık 100 kuş türü 182 farklı bitki türü için yaşam alanı oluşturuyor.
Homeros Vadisi İzmir şehir merkezine 16, Bornova merkezine 8 km mesafede. Vadiye toplu taşımayla gelecekseniz Bornova metrodan 566 no’lu otobüse ve EVKA-3 metrodan 365 no’lu otobüse binebilirsiniz. Aynı zamanda Bornova’dan bineceğiniz Kayadibi köy dolmuşlarıyla ulaşım sağlayabilirsiniz.
Vadi sadece tarihi önemi açısından değil, yürüyüş alanlarının uzunluğu ve kuş seslerinin verdiği huzurla da gezip görmeye değer.
Homeros Vadisi hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
İzmir’de gezilecek yerler arasında efsanevi Bergama Antik Kenti de var. 8.500 yıllık tarihiyle 2014 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirasları Listesi’ne giren antik kent Bakırçay Havzası’nda konumlanıyor. Tarihi boyunca birçok medeniyetin en önemli şehirlerinden olan Bergama, M.Ö. 282 – 133 yılları arasında hüküm süren Pergamon Krallığı’nın başkenti. Pergamon’u efsanevi yapan ise Pergamos adında mitolojik bir kahraman. Anadolu’daki en önemli tıp merkezlerinden biri olan Pergamon tarihin en büyük hastanesi Akslepion’un olduğu şehir, bu hastanenin simgesi ise günümüzde tıp ve eczacılığın simgesi olan yılan işareti. İzlemeye doyamayacağınız gündoğumu – günbatımı adreslerinden olan Bergama Antik Kenti tarihin gizemini içinize çekerek dolaşabileceğiniz bir açık hava müzesi. Antik kent, eski çağlardaki haşmeti düşünüldüğünde çok etkileyen Bergama Zeus Tapınağı, Sarepeion Tapınağı (Kızıl Avlu), Trajan Tapınağı, tiyatro, saray ve nicesiyle bir akşamüstü gezmeye değer.
Bergama İzmir’in en kuzeyinde, Çanakkale yolu üzerinde konumlanıyor. Özel aracınızla geliyorsanız Çanakkale karayolunu kullanabilirsiniz. Toplu taşımayla gelmeyi tercih ederseniz İzmir Şehirlerarası Otobüs Terminali’nin üst katından Bergama’ya yarım saatte bir otobüs kalkıyor. Ayrıca Aliağa İZBAN istasyonundan kalkan 835 no’lu Bergama ESHOT otobüsü de antik kente gitmek için bir alternatif.
Müzekartınız varsa Bergama Akropolü’nü ücretsiz, müzekartınız yoksa 340 TL’ye gezebilirsiniz. Antik kent her gün 08:30 – 19:00 saatleri arasında gezilebiliyor. İzmir yazın çok sıcak olduğu için bu açık hava müzesini gezerken mutlaka şapkalı olmanızda ve güneş kremi kullanmanızda fayda var. Antik şehrin buluntularını da Bergama Müzesi’nde görebilirsiniz.
Permagon Antik Kenti hakkında detaylı bilgiye ulaşmak için tıklayınız.
İzmir’in Çeşme ilçesine bağlı şirin Germiyan Köyü, adını Osmanlı zamanında Kütahya’da kurulan Germiyanoğlu Beyliği’nden alıyor. Sempatik Ege köyleri arasında köylülerin yaptığı rengarenk duvar resimleriyle farklı bir yere sahip olan köy aynı zamanda ‘Slow Food’ akımının da öncüsü. Slow Food hızlı yemek anlamına gelen ve sağlığa zararlı birçok yönü olan Fast Food beslenmenin zıddı. Germiyan Köyü’nde ise köy halkının üretimi ‘temiz gıda’ sloganıyla sofralara konuluyor ve yabancı paketli ürünler de kullanılmıyor. Köyün mayalı ekmekleri meşhur, ayrıca geleneksel Ege yemekleri açısından da çok hünerli. Ekim ayında düzenlenen ve ekmek yarışmalarından diğer geleneksel lezzetlerin sunumuna kadar birçok aktiviteyle renklenen Germiyan Festivali’ne denk gelirseniz kaçırmayın diyoruz.
İzmir’in merkezine 70, Çeşme’nin merkezine 24, Alaçatı’ya 15 km uzaklıktaki Germiyan Köyü, Çeşme gezilecek yerler arasında da uğranılacak bir rota. Köye toplu taşımayla gidecekseniz Çeşme – Urla arasında sefer yapan 760 no’lu otobüs hattını kullanabilirsiniz. Otobüse bir alternatif de yine aynı hatta sefer yapan dolmuşlar. Aracınızla geliyorsanız D300 otoyolundan Çeşme istikametini takip ederek de köye ulaşabilirsiniz.
Germiyan Köyü’nün sokak görselleri fotoğraflamaya değer. Köyün plajında yaz denizinin tadını çıkarabilir, köy kahvesinde oturup odun ateşinde demlenmiş çayınızı yudumlayabilirsiniz. Gitmişken köyden ekşi mayalı Germiyan ekmeği ve meşhur ürünlerinden Kopanisti peyniri almadan da dönmeyin diyoruz.
Çeşme’ye bağlı şirin Ege köylerinden bir diğeri de Ildır. Karaburun Yarımadası’nın solunda konumlanan Ildırı, adını sınırları içindeki Erythrai Antik Kenti’nden alıyor. Köyün en önemli özelliği son yıllarda çekilen Türk dizilerine mekan olması. Burayı Yunan yazar ve filozof Homer "Güneşin en güzel battığı yer" olarak tanımlamış. Hala da berrak denizi, eski Rum evleri, limon ağaçları, lezzetli deniz mahsulleri ve muhteşem koy manzaralarıyla Çeşme’nin en favori köyleri arasında başı çekiyor.
İzmir ile Ildır arası 60, Çeşme ile Ildır arası yaklaşık 26 km olup, oldukça virajlı bir yoldan ilerleniyor. Köye ulaşmak için önce Çeşme’ye gelmeniz gerekiyor. Çeşme’ye 984 no’lu Fahrettin Altay – Urla otobüsüne binip, otobüsten indikten sonra da 760 no’lu Urla – Çeşme otobüsüne binip gelebiliyorsunuz. Otobüslerin her ikisine de İzmirkartınız ile binebiliyorsunuz. Çeşme’den Ildır’a gidişte ise otogardan kalkan dolmuşları kullanabilirsiniz. Dolmuş yolculuğu yaklaşık 45 dakika sürüyor.
Ildır’da denize girebilir, Ildır Antik Kilisesi, Athena Tapınağı ve Erythrai Antik Kenti’ni gezebilirsiniz. Burası denize nazır restoranlarda oturup balık yemek için de iyi bir lezzet durağı.
Ildır hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
Ege Bölgesinin en güzel antik kentlerinden biri olan Erythrai Antik Kenti’nden tarih sayfalarında "Kehanetler Şehri" olarak bahsediliyor. Ünlü tarihçi Strabon ise kitaplarında bu kenti Sibylla adındaki kadın kahinleriyle tanımlıyor ve bu kahinlerden birinin İskender’in doğumunu, kenti Perslerden kurtaracağını bildiğini anlatıyor. Kentteki başka bir kehanet ise Hz. İsa’nın ve yeni bir dinin doğuşu yönündeymiş. 12 İyon devletinden biri olarak MÖ 3000’li yıllarda kurulan Erythrai kazılarında Roma ve Helenistik döneme ait birçok eser bulunmuş. Günümüzde bir açık hava müzesi olarak gezilebilen bu antik kentte izleyeceğiniz güneşin batışı da gördüğünüz en güzel manzaralardan biri olabilir.
Erythrai Antik Kenti Çeşme’ye bağlı Ildır Köyü’nde konumlanıyor. İzmir ile Ildır arası 60, Çeşme ile Ildır arası yaklaşık 26 km olup özel aracınızla geliyorsanız sizi oldukça virajlı bir yol bekliyor. Antik kente ulaşmak için önce Çeşme’ye gelmeniz gerekiyor. Çeşme’ye 984 no’lu Fahrettin Altay – Urla otobüsüyle, otobüsten indikten sonra da 760 no’lu Urla – Çeşme otobüsüne aktarma yaparak gelebiliyorsunuz. Otobüslerin her ikisine de İzmirkartınız ile binebilirsiniz. Çeşme’den Ildır’a gidişte ise otogardan kalkan dolmuşları kullanabilirsiniz. Dolmuş yolculuğu yaklaşık 45 dakika sürüyor.
Erythrai Antik Kenti’ni ücretsiz gezebiliyorsunuz. Bölge gündüz çok sıcak olduğu için size önerimiz akşamları gezmeniz. Antik kentten çıkan eserler ise Çeşme Kalesi Arkeolojik Eser Teşhir Salon’unda sergileniyor. Bu ihtişamlı kenti daha net hayal edebilmek için Çeşme Kalesi’ndeki eserleri de görebilirsiniz.
Erythrai Antik Kenti hakkında detaylı bilgi almak için tıklayınız.
Hisar Camii 1597’de Aydınoğlu Yakup Bey zamanında inşa edilmiş olup İzmir’in de en büyük camilerinden biridir. Adını ise yapıldığı zamanlarda hemen yanında olan ve günümüze gelmeyi başaramayan hisardan alıyor. Bu hisarın adı 1400’lü yıllarda Liman Kalesi olarak geçiyormuş. Kale Orta Asya’nın en büyük imparatorlarından Timur tarafından yıkılmış ve ayakta duran bir hisarının hemen yanına da bu cami yapılmış. Kemeraltı Çarşısı içinde Kızlarağası Hanı bitişiğinde konumlanan caminin bahçesindeki kitabede 1881 yılında onarım gördüğü yazıyor. Tarihi boyunca büyük depremlere ve zamanın yıpratıcılığına dayanan cami merkezi bir kubbe ve etrafını çevreleyen küçük kubbelerle tipik Osmanlı cami mimarisini yansıtıyor. İçindeki kalem işleri, hat sanatı süslemeleri ve mihrap işçiliği de gerçekten görülmeye değer.
Kemeraltı Çarşısı ve içindeki Hisar Camii’ne gitmek için 202 ve 253 no’lu otobüsleri kullanabiliyor, metroyla gelmek istediğinizde de Çankaya durağında inip 5 dakikalık bir yürüyüşle ulaşabiliyorsunuz.
Cami ibadete açık ve kadınlar ve erkekler için de ayrı ibadet bölümleri bulunuyor. Ücretsiz girilebilen camiyi namaz vakitlerinde gezerken sessiz olunması cemaatin dikkatini dağıtmamak adına önemli. Kadın ziyaretçilerin camiye girerken başörtü takması ve şort-kısa etekle girilmemesi, ayakkabılar için bir galoş bulunması da alabileceğiniz ziyaret önlemleri.
Hisar Camii hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
Sadece ülkemizin değil, dünyanın da en özel sanat miraslarından olan Efes Antik Kenti İzmir’in Selçuk ilçesinde yer alıyor. UNESCO Dünya Mirasları Listesi’nde bulunan Efes’in içindeki Artemis Tapınağı da dünyanın 7 harikasından biri olarak kabul ediliyor. İlk kuruluşu M.Ö. 6000’li yıllara inse de bir liman kenti olan Efes’in şimdiki kalıntıları M.Ö 300’lere tarihleniyor. Büyük İskender’in generallerinden Lysimakhos tarafından kurulan şehir, en görkemli günlerini Helenistik ve Roma dönemlerinde yaşamış. Antik şehri gezerken göreceğiniz 24.000 kişilik tiyatro, Hadrian Tapınağı, Celsius Kütüphanesi, Curates Caddesi ve antik devrin sosyal alanı olarak da kullanılan tuvaletler sizi çok uzun, çok keyifli bir zaman tüneline sokacak.
Efes Antik Kenti’ne ulaşımda ilk gitmeniz gereken yer Selçuk. İzmir Karşıyaka, Halkapınar ve Alsancak’tan Tepeköy’e İZBAN ile ulaşabiliyorsunuz. Tepeköy’den yapacağınız aktarmayla Selçuk ilçe merkezine ulaştıktan sonra minibüslerle Efes Antik Kenti’ne gelebiliyorsunuz. İlçe merkezi antik kente sadece 3 km mesafede.
Efes Antik Kenti’ne yazın geliyorsanız sıcaktan bunalmamanız için akşamüstü ya da sabahın erken saatlerinde ve rehber eşliğinde gezmenizi öneriyoruz. Ayrıca şapkalı olmanızda ve güneş kremi sürmenizde de fayda var. Efes Antik Kenti 08:00 – 20:00 saatleri arasında her gün, müzekartla ücretsiz, müzekartsız 700 TL giriş ücretiyle gezilebiliyor.
Efes Antik Kenti hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
Selçuk’a 9 km mesafede, Bülbül Dağı’nda konumlanan Meryem Ana Evi Hıristiyan dünyası için oldukça önemli bir mabet. Hz. İsa’nın ölümünden birkaç yıl sonra Aziz John’un Meryem Ana’yı buraya getirdiğine ve Meryem Ana’nın da bu evde yaşlanıp öldüğüne inanılıyor. Evin nasıl bulunduğuna gelince; 1891 yılında Alman bir rahibe rüyasında burayı görüyor ve bu rüya üzerine yapılan araştırmalar evin Meryem Ana’ya ait olduğunu ortaya çıkarıyor. 1967 senesinde Papa VI. Paul’un da ziyaret ettiği ev çok uzun bir zamandan beri Hıristiyanların haç yeri olarak kabul ediliyor. Aslına uygun restorasyon geçiren ev haç planlı tek kubbeli ve oldukça sade. Efes Antik Kenti’ne yakınlığıyla aynı rotaya dahil edebileceğiniz Meryem Ana Evi’nde her ağustos ayının 15. inde ayin düzenleniyor.
Meryem Ana Evi İzmir Adnan Menderes Havalimanı’na 70, Efes Antik Kenti’ne 9 km mesafede. Ulaşım için de alternatifleriniz sadece taksi ve özel araç. Özel aracınızla geldiğinizde ücretli otoparka park edebiliyorsunuz.
Meryem Ana Evi’ni her gün 08:00 – 18:00 saatleri arasında gezebiliyorsunuz. Girişte Müzekart geçmiyor, yetişkinler için 20 TL, öğrenciler için 10 TL giriş ücreti ödeniyor.
Meryem Ana Evi hakkında detaylı bilgi almak için tıklayınız.
İzmir gezilecek yerlerinin Selçuk – Efes rotasında Yedi Uyuyanlar Mağarası da var. Efes Antik Şehri’nin çok yakınındaki Panayır Dağı’nın eteklerinde konumlanan mağara İslamiyet ve Hıristiyanlık için önemli bir mekan. Her iki dinde de bahsedilen rivayete göre İslam dininde Ashab-ı Kehf olarak anılan yedi genç bu mağarada tam 309 yıl uyumuş. Geçmiş yıllarda yapılan kazılarda da bu rivayeti doğrulayan yazıtlarla karşılaşılınca mağara turistik bir rota olmaktan çıkıp kutsal bir yer statüsüne girivermiş. Mağaranın çok yakınlarında Efes Antik Kenti ile yaşıt önemli bir mezarlık bulunuyor.
Efes Antik Kenti’ne çok yakın konumdaki Yedi Uyuyanlar Mağarası’na ulaşımda ilk gitmeniz gereken yer Selçuk. İzmir Karşıyaka, Halkapınar ve Alsancak’tan İZBAN Tepeköy’e ulaşıp Tepeköy’den yapacağınız aktarmayla Selçuk ilçe merkezine ulaşabiliyorsunuz. Sonrasında da minibüslerle Efes Antik Kenti’ne gelebiliyorsunuz.
Sadece taş duvar kalıntıları göreceğiniz mağaraya giriş ücretsiz. Tarihteki yeri nedeniyle mekanın uhrevi havasını solumak istiyorsanız Efes Antik Kenti ve Meryem Ana Evi’ni gezdikten sonra buraya da uğrayabilirsiniz.
Yedi Uyuyanlar Mağarası hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
Efes Antik Kenti ile aynı konumda bulunan ve otoyoldan geçerken direkt karşınıza çıkan Selçuk Kalesi konumlandığı Ayasuluk Tepesi’ne istinaden Ayasuluk Kalesi olarak da biliniyor. Bizans Dönemi’nin hac yerlerinden biri olan kale 1304 yılında bir Türk kalesi olmuştur. 1350’lerde Aydınoğulları Beyliği’ne başkentlik de yapan kale tıpkı bir zaman tüneli gibi çağlar arasında yolculuğa çıkarıyor. Kalenin içi taş sokakları, kilise kalıntıları, camisi, sarnıçları ve 15 suruyla Efes Antik Kenti ile aynı rotada gezilmeye değer. 1927 yılından bu yana periyodik aralıklarla restore edilen kale, Ege’nin en bakımlı kalesi. Bunda elbette Efes Antik Kenti’yle komşu olmasının payı da çok büyük. 1990’larda kalenin içinde yapılan kazılarda bulunan Erken Tunç Çağı’na ait birçok eser de Selçuk Müzesi’nde sergileniyor.
Selçuk’a İzmir Karşıyaka, Halkapınar ve Alsancak’tan Tepeköy’e İZBAN ile ulaşabiliyorsunuz. Tepeköy’den yapacağınız aktarmayla Selçuk ilçe merkezine ulaştıktan sonra yürüyerek kolayca kaleye ulaşabiliyorsunuz.
Selçuk Kalesi’nin surlarına çıkılmasına izin verilmiyor ama İsabey Camii, Pamucak Sahili ve Efes Antik Kenti gibi özel yerler gibi Selçuk’un büyük bir bölümünü de panoramik olarak izleyebiliyorsunuz. Kale her gün 09:00 – 18:00 saatleri arasında gezilebiliyor. Müzekartınız varsa ücretsiz girebiliyor, yoksa 50 TL giriş ücreti ödüyorsunuz.
Selçuk hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
2012 yılında Mayaların kıyamet kehanetleriyle tüm dünyada meşhur olan Şirince Köyü, İzmir’in en güzel, en doğal köşelerinden biri. Dağın yamacında zeytin ağaçları ve üzüm bağlarıyla bezeli köyün otantik evleri arasında dolaşmak, çarşısından el emeği ve organik ürünler almak, bağlarının şaraplarından tatmak da köyün olmazsa olmazlarından. İçinde konumlana Tiyatro Medresesi ve 1 km uzaklıktaki Nesin Matematik Köyü’nü de gezebileceğiniz Şirince’de tepedeki eski kiliseden günbatımı izlemeden, meşhur mantısını yemeden ve cumbalı eski evlerinden oluşan Şirince otellerinden birinde konaklamadan dönmeyin diyoruz.
İzmir’in Şirince Köyü’ne mesafesi yaklaşık 85 km. Özel aracınızla gidecekseniz dik bir yoldan tırmanıyor, aracınızı da ücretli otoparka park edebiliyorsunuz. Şirince Köyü’ne İZBAN ile gelecekseniz Tepeköy’e gelip Tepeköy’den Selçuk İZBAN trenine aktarma yapabilirsiniz. Otobüslerle ulaşım tercih ediyorsanız İzmir şehirlerarası otobüs terminalinden her 40 dakikada bir kalkan Selçuk dolmuşlarına binebiliyorsunuz. Selçuk’tan Şirince’ye sık aralıklarla kalkan dolmuşlarla gidebiliyorsunuz.
Şirince’de çarşı ve restoranların olduğu yol oldukça yokuşlu, taş yol ise kaygan olabiliyor. Köyde rahat gezebilmeniz için topuksuz spor ayakkabı giymenizi ve yakıcı sıcağın olmadığı akşam vakitlerini tercih etmenizi öneriyoruz.
Nesin Matematik Köyü, İzmir gezilecek yerler arasında hem doğanın içinde hem de kültürel olması açısından çok renkli bir rota. 2007 yılında Ali Nesin ve gönüllüler tarafından kurulan köy, İzmir’in Selçuk ilçesinde Şirince Köyü’nde konumlanıyor. Çocuklar ve gençlere matematiği sevdiren ve vizyon aşılayan köy zeytin ağaçlarıyla dolu 55 hektarlık bir alan içinde yer alıyor. Taş evleri ve taş kulesiyle kendinizi bir Ortaçağ köyünde hissettiren Nesin Matematik Köyü Şirince’ye 1 kilometrelik bir toprak patikayla bağlanıyor. Köyü gezmek için ille öğrenci olmanıza gerek yok. İlginç ve otantik havasını solumak için bile ziyaret edebilirsiniz.
Matematik Köyü’ne gitmek için önce Selçuk’a gelmeniz gerekiyor. Karşıyaka, Alsancak ve Halkapınar İZBAN istasyonlarından öncelikle Tepeköy’e gelip sonra da Selçuk’a aktarma yapabiliyorsunuz. İzmir otogarından kalkan otobüslerle 40 dakikada Selçuk’a ulaşabiliyorsunuz. Selçuk’tan kalkan minibüslerle Nesin Matematik Köyü’ne gidebiliyorsunuz.
Köyde sadece matematik değil, felsefe ve sanat kampları da düzenleniyor. Sadece eğitim amacıyla değil, gönüllü çalışmak için de köye gidilebiliyor.
Nesin Matematik Köyü hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
UNESCO Dünya Mirasları Listesi’ndeki Efes Antik Kenti buluntularını ve birbirinden değerli heykelleri göreceğiniz Efes Müzesi, İzmir’in Selçuk ilçesinde konumlanıyor. Müzenin bölümlerini ise Çeşme buluntuları, sikkeler, Kybele Kültü, Orta Bahçe, Artemis Tapınağı ve Yamaç Evleri buluntuları oluşturuyor. Müzenin orta bahçesinin arasta bölümünde antik çağdan ayrı olarak eski Türk kasabalarındaki ticari sosyal yaşam ve artık bitmeye yüz tutan Türk zanaatları sergileniyor. Artemis heykeli, Mısırlı Rahip Heykeli, Sokrates başı gibi heykeller, lahitler, büstler ve altın-gümüş sikkelerle başınızı döndürecek müze, yabancı turistlerin de uğramadan dönmedikleri, hatta dünyada en çok gezdikleri adreslerin başında geliyor.
Efes Müzesi’ne aracınızla gitmeyi planlıyorsanız aracınızı yol üstüne ya da belediyenin ücretli otoparkına park edebilirsiniz. Selçuk’taki Efes Müzesi’ne gelmek için İzmir Karşıyaka, Halkapınar ve Alsancak’tan İZBAN ile Tepeköy’e ulaşmanız gerekiyor. Tepeköy’den Selçuk’a dolmuşlarla gelinebiliyor.
Selçuk Uğur Mumcu Sevgi Yolu’nda konumlanan Efes Müzesi’ni, her gün 08:30 – 20:00 saatleri arasında gezebiliyorsunuz. Müzeye giriş müzekartla ücretsiz, kartınız yoksa 220 TL giriş ücreti ödüyorsunuz.
Efes Müzesi hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
İzmir’in Çiğli bölgesine geçtiğinizde muhteşem bir kuş cenneti bekliyor sizi. Pembe kanatlı flamingolar, tepeli pelikanlar, ördekler, leylekler, kum kuşları ve kırlangıçlar! 8.000 hektar alanda 289 kuş türünün yaşadığı ve göçmen kuşların mola vermeden ayrılmadığı bu cennet Çamaltı Tuzlası’nda konumlanıyor. Orman Genel Müdürlüğü tarafından koruma altına alınmış İzmir Kuş Cenneti’nde kuş gözlem kulelerinin yanında yürüyüş parkurları, dürbün durakları ve bisiklet yolları bulunuyor. Şehrin karmaşasından ve korna seslerinden sıyrılıp sadece kuş sesleri duyacağınız bu cennet İzmir’in merkezine 56 km mesafede yer alıyor.
Kuş cennetine özel aracınızla gidecekseniz Karşıyaka Sahil Yolu’nda ilerleyip Çiğli’ye girmeden Çiğli Organize Sanayi Bölgesi kavşağından dönmeli ve Kipa istikametini takip etmelisiniz. Kuş Cenneti tabelalarıyla buradan itibaren karşılaşmaya başlayacaksınız. Toplu taşımayla gidecekseniz Koza Sitesi’nden ESHOT 751 no’lu otobüsü ya da Konak – Mavişehir otobüslerini kullanabilirsiniz.
Aynı zamanda Arkeolojik Sit Alanı da olan İzmir Kuş Cenneti’ni her gün akşam hava kararana kadar ücretsiz ziyaret edebiliyorsunuz. Burası doğa fotoğrafları çekmek ve gökyüzünü izlemek için de birebir.
İzmir Kuş Cenneti hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
Surlarından şehri tepeden izleyebileceğiniz Kadifekale, İzmir’de 186 metre rakımlı bir tepede konumlanıyor. MÖ. 3000’li yıllarda Büyük İskender’in ölümünden sonra inşa edildiği düşünülen kaleyi bir rivayete göre Büyük İskender rüyasında görmüş ve kale de bu nedenle burada inşa edilmiş. Osmanlıların hüküm sürdüğü 15. Yüzyılda ise alanı genişletilerek taş duvarları elden geçirilmiş. Tarihi boyunca Helen, Bizans, Roma, Osmanlı gibi birçok medeniyete hizmet etmiş emektar kale 35 metreye ulaşan surları, kilisesi, manastırı ve 750 metrekare büyüklüğündeki dev sarnıçlarıyla hala görülesi.
Kaleye toplu taşıma araçlarıyla gelmeyi düşünüyorsanız Konak Bahribaba Hareket Merkezi’nden 33 no’lu Kadifekale otobüsüne binebilirsiniz.
Kalenin girişi ücretsiz ve her gün gezilebiliyor. Bir yokuşla çıkılan kaleye sıcakta tırmanırsanız biraz zorlanabilirsiniz. Yokuş boyunca kurulu hediyelik eşya tezgahlarından alışveriş yapabilir, tepede de körfez fotoğrafları çekebilirsiniz.
Kadifekale hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
İzmir’in en büyük rekreasyon alanlarından olan Kültürpark Atatürk’ün isteğiyle 1936 yılında kurulmuş. Toplam 421 bin metrekare alana kurulu parkın 156 bin metrekaresini yeşil alan oluşturuyor. Yüzme havuzu, tenis kortu, yürüyüş parkurları, kapalı spor salonu, nikah sarayı ve devasa lunaparkıyla her mevsim kalabalık olan park kurulduğu günden bu yana İzmir Enternasyonal Fuarı’na da ev sahipliği yapıyor. 16 sergi salonu ve tiyatrosunun yanında parkın paraşüt kulesi de yoğun ilgi görüyor. İsterseniz binlerce ağaçtan birinin altına oturarak kitabınızı okuyabiliyor, isterseniz eğlenceli etkinliklerden birine katılabiliyorsunuz. Her tarza ve her kesime hitap eden Kültürpark İzmir’in Konak ilçesinde konumlanıyor.
Kültürpark İzmir şehir merkezine ortalama 2 km uzaklıkta. Toplu taşıma kullanarak gidecekseniz Şair Eşref Bulvarı üzerinden giden 70, 80, 90, 63, 582, 202 ve 252 no’lu otobüslere binebilirsiniz. Ayrıca metronun Basmane durağı da Kültürpark’a yürüme mesafesinde.
Kültürpark akşam serinliğinde daha bir güzel geziliyor. Giriş için de ayrı bir ücret alınmıyor.
İzmir Kültürpark hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
Keşfedenler İzmir doğasının güzelliğini zaten biliyor ama Dikili ilçesindeki Nebiler Şelalesi daha yeni yeni tanınan güzelliklerden. Dikili ilçesinde Nebiler Köyü’nde konumlanan Nebiler Şelalesi Aşıklar Şelalesi olarak da biliniyor. Yaşlı çınarları, her adımda dinlendiren yürüyüş parkurları, küçük göleti ve şelaleleriyle suyun dansını izleyeceğiniz bu cennete 86 basamaktan oluşan ahşap bir merdivenden iniliyor. Şelalenin hemen altındaki gölet küçük su kaplumbağaları ve tatlı su balıklarıyla size şehirde olduğunuzu unutturuyor. Nebiler Şelalesi’nin çok yakınında da içindeki dikitlerin üzerinden damlayan su tanecikleriyle ağlayan bir insanı andıran Ağlayan Mağara var. Şelale İzmir’in merkezine 128 km mesafede konumlanıyor.
İZBAN ile Aliağa İstasyonu’na gelip buradan kalkan 837 no’lu otobüsle Dikili merkeze ulaşabilirsiniz. Nebiler Şelalesi Dikili – Ayvalık yolu üzerinde ve Gökçeağıl Köyü istikametinde ilerleyip sağa döndükten 3 km sonra tabelasını göreceksiniz.
Özel mülk olan ve araç girişinde cüzi bir ücret ödenen Nebiler Şelalesi 08:00 – 19:00 saatleri arasında ziyarete açık. Şelalenin bulunduğu alanda çadır kampı da yapılabiliyor. İsterseniz yazın su derinliği 1 metreyi aşmayan gölette de yüzebiliyorsunuz. Şelale etrafındaki kayalar oldukça kaygan olduğundan uygun ayakkabıyla gelmeniz de herhangi bir kaza yaşanmaması açısından önemli.
Nebiler Şelalesi hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
1600’lü yıllarda yapılan St. Polycarp Kilisesi, 155 yılında Hıristiyan olduğu için Romalılar tarafından Kadifekale’de katledilen St. Polycarp’in ismini taşıyor. Kapadokya’daki Karanlık Kilise’yi gördüyseniz çok benzeteceğiniz St. Polycarp Kilisesi en çok da tavandaki fresklerinin estetiğiyle diğer tarihi kiliselerden ayrılıyor. Dışarıdan oldukça sade görünen kilise içine girdiğinizde duvarlardaki heykelleri ve Hz. İsa’nın kefeniyle sizi şaşırtıyor.
Kilise Konak semtinde, Efes ve Hilton otellerine yakın bir konumda bulunuyor. Tarihi Kemeraltı Çarşısı’ndan kiliseye yürüyerek 10 dakikada ulaşabiliyorsunuz. Metro ile ulaşımlarda Çankaya durağında inip 200 metre yürümeniz gerekiyor.
Kilise aktif olarak ibadete açık. Bu yüzden ziyaret esnasında cemaati rahatsız etmemek için sessiz olunması isteniyor. St. Polycarp Kilisesi’ni pazar hariç her gün 15:00 – 17:00 saatleri arasında ücretsiz gezebiliyorsunuz.
St. Polycarp Kilisesi hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
Balçova ilçe merkezine yaklaşık 4 km uzaklıktaki İnciraltı Kent Ormanı yürüyüş yapabileceğiniz, çadır kurabileceğiniz, denize girebileceğiniz ve hatta karavanınızı park edebileceğiniz devasa bir yeşil alan. İsterseniz sahil boyunca bisiklete binebiliyor, günün tüm yorgunluğunu flamingoları izleyerek atabiliyorsunuz. İzmirliler için deniz ve doğayla buluşma rotası olan İnciraltı Kent Ormanı 622.000 metrekare alanda yaklaşık 21.000 ağacıyla bol oksijen ve bol huzur bulabileceğiniz yerlerden. Ayrıca görmeye alışık olmadığınız kuş türleriyle de karşılaşabiliyorsunuz.
İnciraltı Kent Ormanı’na Fahrettin Altay Aktarma Merkezi’nden 311, 480, 486 no’lu otobüslere binip İnciraltı durağında inerek erişebiliyorsunuz. Fahrettin Altay Aktarma Merkezi’ne ise metro, vapur, İZBAN ile gelebiliyorsunuz. Aracınızla geliyorsanız park edebileceğiniz bir otoparkı da var.
Kent Ormanı’na giriş ücretsiz. Piknik alanları yanında içeride bir şeyler yiyip içebileceğiniz bir kafe de bulunuyor. İsterseniz bisiklet kiralayabiliyorsunuz.
İnciraltı Ormanı hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
Alsancak’ta konumlanan Arkas Sanat Merkezi adı üstünde sanatseverlerin çok seveceği renkli İzmir rotalarından biri. Sanat merkezi 1906 yılında inşa edilen en az içindeki eserler kadar etkileyici bir binada yer alıyor. Bu bina günümüzde Fransa Fahri Konsolosluğu olarak hizmet veriyor. Fakat deniz cepheli arka tarafı Fransız Hükümeti tarafından 20 yıl boyunca Arkas Holding’e tahsis edilmiş olup, 2011 yılından bu yana İzmirlileri harika sanat sergileriyle tanıştırıyor. Uluslararası birçok sanatçının katılımıyla gerçekleşen 10 sergi odasında sunulan sergilerin teması sürekli değişiyor. Bu çok donanımlı komplekste Pablo Picasso ve daha birçok ünlü sanatçının çalışmalarını görebileceğiniz gibi düzenlenen ücretsiz atölyelerde çocuklarınızın el becerilerini de geliştirebiliyorsunuz.
Halkapınar Metro – Konak arasında sefer yapan 253 no’lu otobüs Arkas Sanat Merkezi’nin önünden geçiyor. Bu otobüsten Dokuz Eylül Rektörlük durağında inmeniz gerekiyor. Ayrıca Konak – Halkapınar tramvay hattı, Pasaport ya da Alsancak’a gelen vapurlar ve Fahrettin Altay – Evka 3 hatlı metro ile ya da Kordon boyunca yürüyerek de erişim sağlayabiliyorsunuz.
Sanat merkezi pazartesi hariç haftanın her günü 10:00 – 18:00 saatleri arasında ücretsiz gezilebiliyor. Sergi takvimlerinde bazen değişiklikler olabiliyor. Bu yüzden gitmeden kurumu arayarak bilgi almanızı öneririz. Sergiyi gezerken eserler hakkında bilgiyi kulaklıkla Türkçe ve İngilizce olarak da dinleyebiliyorsunuz.
Arkas Sanat Merkezi hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
Geçmişi 18. Yüzyıla dayanan tarihi bir binada bulunan Arkas Deniz Tarihi Merkezi, gemicilik ve denizcilik tarihine ışık tutan eserleriyle ailecek gezebileceğiniz müzelerden. Bornova’da konumlanan ve 3 kattan oluşan merkezin açılışı 2012 yılında yapılmış. Maviye vurgun gemilere de meraklıysanız bu merkezde titizlikle hazırlanmış 100’den fazla gemi maketinden, paha biçilmez deniz temalı tablolara tarihi pusulalar, dümen takımları ve antika gemi parçalarına kadar oldukça zengin bir koleksiyon görebiliyorsunuz.
Bornova Erzene mevkiindeki merkeze toplu taşımayla gitmek için 330, 565, 515, 963 no’lu otobüsleri ya da metroyu kullanabilirsiniz.
Çocukların gezmeyi çok sevdiği yerlerden olan Arkas Deniz Tarihi Merkezi pazar, pazartesi ve cuma günleri dışında diğer günler 10:00 – 18:00 saatleri arasında ücretsiz gezilebiliyor. Merkezi gezerken sesli rehber hizmetinden de yaralanabiliyorsunuz.
Arkas Deniz Tarihi Merkezi hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
Alsancak’ta bulunan müze evin tarihi çok eski, 1875 – 1880 yılları arasında İzmirli halı tüccarı Tokfor Bey tarafından yaptırılmış. Sonrasında ise şehre giren Türk ordusu tarafından karargah, 12 Temmuz 1923’deki İzmir İktisat Kongresi için şehre gelen Atatürk tarafından da konaklama olarak kullanılmış. Bina 13 Ekim 1926’da İzmir Büyükşehir Belediyesi’nce satın alınmış ve içindeki eşyalarıyla birlikte Atatürk’e armağan edilmiş. Atamızın şehre her geldiğinde kaldığı bu evin müze olarak açılışı ise 11 Eylül 1941 tarihinde gerçekleşmiş. Müzenin içerisinde Atatürk’ün kişisel eşyaları, kitapları ve döneme ait mobilyalar arasında gezerken Ataya duyulan özlem daha depleşiyor, bizden söylemesi!
İzmir Atatürk Evi Müzesi, Atatürk Caddesi üzerinde konumlanıyor. Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nden kısa bir yürüyüşle, Konak Metro İstasyonu’ndan da 35 dakikalık bir yürüyüşle buraya ulaşabiliyorsunuz. Gelirken toplu taşıma kullanacaksanız 28T, BN1, 99Y, 30D,66 no’lu otobüsler de müzeye yakın duraklardan geçiyor. Özel aracınızla ulaşımlarda park sorunu yaşayabiliyorsunuz.
Müzeyi 08:30 – 19:00 saatleri arasında her gün ve ücretsiz gezebiliyorsunuz.
İzmir Atatürk Evi hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
Çeşme Musalla Mahallesi’nde konumlanan Çeşme Kalesi 15. Yüzyılda Cenevizliler tarafından inşa edilmiş, Sultan II. Beyazıt döneminde de ilaveler yapılarak daha da büyütülmüştür. Hem doğu hem de batı mimarisinden izler taşıyan kale, Batı Anadolu’nun da en önemli tarihi kalelerinden biri. Üç yanı hendekle çevrelenmiş ve muhteşem bir Ege manzarasına hakim olan kale 19. Yüzyıla kadar kullanılmaya da devam edilmiş. İzmir’in en güzel ilçelerinden Çeşme’ye geldiğinizde mutlaka gezin görün diyeceğimiz kalenin içinde de Çeşme Müzesi bulunuyor. Erythrai Antik Kenti’nden gelen heykeller, sikkeler, silahlarla görsel bir tarih şöleni sunan müzede İyonya’dan günümüze kadar gelebilen tarihi eserlerin yanında Osmanlı – Rus savaşından yadigar eserler de yer alıyor.
İzmir Havalimanı Havaş servisleriyle Çeşme’ye gelebiliyorsunuz. 984 no’lu ESHOT otobüsüyle Urla’ya gelip, 760 no’lu Urla – Çeşme otobüsüyle de ilçeye gelebiliyorsunuz. Aynı zamanda İzmir otogardan Çeşme’ye özel otobüsler de kalkıyor. Çeşme merkezden kaleye yürüyerek de gidilebiliyor.
Çeşme Kalesi’nde yaz döneminde ünlü sanatçıların sahne aldığı konserler de düzenleniyor. Çeşme Müzesi’ni yaz sezonunda 08:30 – 18:30 saatleri arasında, kış sezonunda da 10:00 – 16:00 saatleri arasında müzekartla gezebiliyorsunuz. Müzekartınız yoksa 130 TL giriş ücreti ödeniyor.
Çeşme Kalesi ve Çeşme Müzesi hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
Konak ilçesinde, Çankaya ile Alsancak semtleri arasındaki meydanın adı Cumhuriyet Meydanı. Bu meydanı atının üzerinde "Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!" komutunu veren Atatürk heykelinden de hemen tanıyabiliyorsunuz. Açıldığı 1932 yılından bu yana İzmir’in en önemli alanlarından olan Cumhuriyet Meydanı’na Kordon gezintiniz esnasında, Çankaya’nın sahil çıkışında ya da Alsancak - Konak arasındaki yolculuklarınızda uğrayabilir, denizin mis havasını soluyabilirsiniz. Şehirde her yolun sonu ya da başlangıcı konumunda olan Cumhuriyet Meydanı İzmir’deki törenlerin ve bayramların da kutlandığı yer. Ayrıca ünlü İzmir otelleri de bu meydana yakın yerlerde konumlanıyor.
Denizyolu ulaşımıyla Pasaport iskelesinde indiğinizde Cumhuriyet Meydanı’nı tam karşınızda görüyorsunuz. Ayrıca metro ya da toplu taşımayla Konak Meydanı’na geldiğinizde 2 kilometrelik bir yürüyüşle meydana ulaşabiliyorsunuz.
Cumhuriyet Meydanı İzmirlilerin en kıymetli mekanlarından. İtalyan Heykeltraş Pietro Canonica'nın yaptığı Atatürk Heykeli meydana çok özel bir atmosfer katıyor. Gelmişken önünde fotoğraf çektirmeyi de unutmayın.
İzmir Cumhuriyet Meydanı hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
‘Aziz Vukolos’ veya ‘Ayavukla Kilisesi’ olarak bilinen bu tarihi kilise 1886 yılında inşa edilmiş olup, adını ilk İzmir Piskoposu olan Vukolos’dan alıyor. 1922 yılındaki büyük İzmir yangınından etkilenmeyen tek kilise olan Vukolos Kilisesi İzmir’in Konak ilçesinin Basmane semtinde konumlanıyor. Eski yapının en son restorasyonu 2009 yılında olmuş ve o tarihten bu yana Rumlar kutsal günlerdeki ayinlerini burada yapıyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin himayesinde olan kilisede ayrıca konser, sergi gibi etkinlikler de düzenleniyor. Kilisenin içindeki Hz. İsa, Mikail – Cebrail ve Altın Ağızlı Yuhanna duvar bezemeleri de gerçekten görülmeye değer.
Kiliseye gitmek için önce Basmane semtine gelmeniz gerekiyor. Metroyla gidecekseniz Basmane durağında inip 10 dakika yürüyerek, ya da 302 no’lu otobüse binerek kolaylıkla ulaşabilirsiniz. İZBAN’ı kullanacaksanız Basmane Gar ve Mürsel Paşa durakları da kiliseye çok yakın. Özel aracınızla gelmeyi düşünüyorsanız park sorunu olduğunu da hatırlatmak isteriz.
Kilisenin müştemilatı günümüzde İzmir Gazeteciler Cemiyeti Basın Müzesi olarak gezilebiliyor. Haftanın her günü ücretsiz ziyaret edebileceğiniz kiliseye gelmişken Basmane sokaklarının tarihi dokusuyla da tanışabilirsiniz.
Aziz Vukolos Kilisesi hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
Alsancak’ta 2011 yılında açılan Mask Müzesi, ilginç eserler görüp neşeleneceğiniz bir müze. Dünyanın birçok yerinden, farklı ritüeller için hazırlanmış yüzlerce maske göreceğiniz Mask Müzesi, konseptiyle de Türkiye’nin ilklerinden. İki katlı eski bir Rum evinin restore edilmesiyle kurulan müzede Avustralya’daki Aborjin maskelerinden Japon, Meksika maskelerine, Venedik’teki festival maskelerinden Afrika’daki ölüm maskelerine kadar birçok maske sergileniyor. Ayrıca Türk kültürünü yansıtan Anadolu maskeleriyle, Atatürk, İsmet İnönü, Nazım Hikmet, Mehmet Akif Ersoy gibi ulusal isimlerin maskesini de bu müzede görebiliyorsunuz.
İzmir Mask Müzesi Kıbrıs Şehitleri Caddesi ve Cumhuriyet Bulvarı’na bağlanan 1448. Sokak’ta. Kıbrıs Şehitleri Caddesi’ne gelmek için 90, 680, 581, 681, 912, 121, no’lu otobüsleri kullanabilir, İZBAN ile gelmeyi tercih ettiğinizde de Alsancak’ta inebilirsiniz. Özel aracınızla ulaşım düşünüyorsanız bölgede park sorunu yaşayabilirsiniz.
İzmir Mask Müzesi’ni Pazar ve pazartesi günleri hariç diğer günlerde 09:00 – 17:00 saatleri arasında ücretsiz gezebiliyorsunuz.
Mask Müzesi hakkında bilgi almak için tıklayınız.
İzmir’in Karabağlar ilçesinde konumlanan Balçova Terapi Ormanı şehrin içinde ama dışındaymış gibi sakin ve huzur dolu. İçinde 6 kilometrelik bir yürüyüş parkuru, dinlenme, piknik ve yoga alanları da bulunan ormanda yürüyüp ilerledikçe bir manastır ve şelaleyle karşılaşıyorsunuz. Ormanda ayrıca 2 adet gözetleme kulesi ve bisiklet yolları da var.
Aracınız olmasa da şehir merkezinden kalkan ve F. Altay’dan geçen 969 no’lu belediye otobüslerine binip Balçova Termal Otel’e giden caddenin başında indiğinizde ormana kolayca ulaşabilirsiniz. Ormana girişler otelden geçerek yapılıyor.
Balçova Terapi Ormanı’na girişler 09:00 – 17:00 saatleri arasında serbest. Kuş sesleri eşliğindeki orman yürüyüşünden sonra Balçova Termal Otel’in termal havuzlarında dinlenebilirsiniz.
Balçova Terapi Ormanı hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
Türkiye’de ilk radyo yayınının 1921’de İstanbul’daki Fransız bir savaş gemisinden yapıldığını biliyor muydunuz? Peki dünyadaki toplam 390 radyo müzesinden birinin İzmir’de olduğunu? Basmane – Altınpark’ta "Asmalı Ev" de denilen 19. Yüzyıldan kalma tarihi bir evde bulunan Radyo ve Demokrasi Müzesi 150’den fazla antika radyosuyla teknolojinin nerelerden nerelere geldiğinin göstergesi gibi. Pikaplar, plaklar ve çeşitli iletişim araçlarıyla dolu 6 odadan oluşan müze 5 Aralık 2013 tarihinde açılmış. Müzede periyodik aralıklarla film gösterimleri, ünlü radyocu ve spikerlerle söyleşiler gerçekleştiriliyor.
Konak Basmane bölgesinde, 967. Sokaktaki Asmalı Ev’e en kolay metroyla gelebilirsiniz. Metronun Basmane istasyonunda inip fuar çıkışından çıktığınızda 10 dakikalık bir yürüyüşle müzeye ulaşabiliyorsunuz.
İzmir’de çocuklarınızla birlikte gezip görebileceğiniz ve nostalji yapabileceğiniz müzelerden biri olan İzmir Radyo ve Demokrasi Müzesi’ni pazar – pazartesi günleri hariç 09:00 – 17:00 saatleri arasında her gün gezebiliyorsunuz. Müzeye giriş ücretsiz.
İzmir Radyo ve Demokrasi Müzesi hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
Şehrin kültür sanat rotasının en renkli müzelerinden olan İzmir Resim ve Heykel Müzesi’ni gezmek için en az yarım gün ayırın diyoruz. Çünkü klasikten plastik sanat eserlerine kadar 550’ye yakın birbirinden güzel yapıtı izlemeye doyamıyorsunuz. 1952 yılında açılan müzede Hoca Ali Rıza, Şeker Ahmet Paşa ve İbrahim Çallı gibi büyük ustaların eserleri de bulunuyor. Müzede 5-12 yaş arasındaki çocuklar için resim kursları, yetişkinler için de sanat atölyeleri ve sanat söyleşileri düzenleniyor.
Konak’ta İzmir Fuar alanında bulunan müzeye metro ve otobüslerle gidebiliyorsunuz. Metronun Basmane durağı müzeye en yakın durak. Ayrıca 610, 650, 630 ve 92 no’lu otobüsler de müzenin çok yakınından geçiyor.
Müze pazar günleri hariç haftanın her günü 09:00 – 18:00 saatleri arasında açık. Kış aylarında ücretsiz gezebileceğiniz müzeye yaz aylarında kentkartla giriş yapabiliyorsunuz.
İzmir Resim ve Heykel Müzesi hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
3000 yıl öncesinin İyonya’sında başkent olan Teos Antik Kenti, antik dönemin en zengin şehirlerinden biriymiş. Teos kendi devrinde sanatçılar şehri olarak da anılıyormuş ve tarihteki ilk sanatçılar birliği de burada kurulmuş. Antik Çağ’ın en ünlü tapınaklarından olup şehrin koruyucu tanrısı Dionysos’a ithafen yapılan Dionysos Tapınağı’nı da göreceğiniz bu gizemli kentte, Hellen – Roma surları, yazıtları ve agoralarıyla sizi muhteşem bir tarih yolculuğu bekliyor. Teos Antik Kenti asırlık zeytin ağaçlarıyla bezeli deniz cepheli konumuyla binlerce yıl öncesindeki gibi güzel olsa da şehrin büyük bir kısmının hala yeraltında olduğunu söylemeden geçmeyelim.
Antik kent İzmir’e 60 km uzaklıkta. İzmir Sığacık’ta konumlanan Teos Antik Kenti’ne Sığacık merkezden yürüyerek gidebiliyorsunuz. İzmir’den Sığacık’a gelmek için toplu taşıma araçlarından faydalanabiliyorsunuz. ESHOT 975 – 985 – 987 no’lu otobüslere binip Seferihisar yol ayrımında inip 640 no’lu otobüse aktarma yaparak Teos Antik Kenti’ne ulaşabilirsiniz.
Teos Antik Kenti’ni her gün 09:00 – 20:00 saatleri arasında müzekartla, müzekartınız yoksa 60 TL giriş ücreti ödeyerek gezebiliyorsunuz. Teos Antik Kenti’ni gezmek için size önerimiz en az 2 saat zaman ayırmanız ve planınızı da İzmir sıcağından çok etkilenmemek için akşamları gezmeniz önerilir. Antik kentin her köşesi farklı bir anlam taşısa da antik tiyatronun akustiği bir başka. Gelmişken en sevdiğiniz şarkıyı da bu tiyatro sahnesinde söylemeye ne dersiniz?
Teos Antik Kenti hakkında detaylı bilgi almak için tıklayınız.
Çiğli Sasalı’da, Ahmet Piriştina Caddesi’nde konumlanan İzmir Doğal Yaşam Parkı, şehir içinde yaban hayatıyla tanışabileceğiniz keyifli bir rota. Park 425.000 metrekarelik bir alanda 132 türden 1736 yaban hayvanıyla hem çocuklara hem de yetişkinlere hitap ediyor. Parkın içindeki yapay gölette kuğuları izlerken yürüyebiliyor, bisiklet sürebiliyorsunuz. Çocukların çok ilgisini çeken pony atlar, midilliler ve cüce Afrika keçileri gibi sevimli hayvanlar dışında vahşi hayvanları da görebiliyor, tropik merkezinde bambaşka iklimlere misafir olabiliyorsunuz. Park Kültürpark’taki hayvanat bahçesinde uzun yıllar tek başına kalan ve 2007 yılında hayata gözlerini yuman Asya Fili Pak Bahadır’ın iskeletini de içindeki Hayvan İskeletleri Müzesi’nde sergiliyor.
Parka Karşıyaka Vapur İskelesi önünden kalkan 777, Çiğli Aktarma Merkezi’nin önünden kalkan 751 no’lu otobüslerle ulaşabiliyorsunuz.
Parkı pazartesi hariç her gün 09:00 – 16:30 saatleri arasında ziyaret edebiliyorsunuz. Parkın giriş ücretleri ise yetişkinler için 20 TL, öğrenciler için 10 TL.
İzmir Doğal Yaşam Parkı hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
İzmir Kemeraltı’nda girişi pek de belli olmayan ama girdiğinizde de bambaşka bir dünyayla tanıştıran yapılardan olan Abacıoğlu Han, 18. Yüzyıl başlarında dönem eşrafından Hacı Mustafa Ağa tarafından yaptırılmış. Şimdi mevcut görünümüne ise 2005 – 2007 yılları arasında Konak Belediyesi’nce yapılan restorasyonla kavuşmuş. Bu restorasyon 2011 yılında dünyada çok saygın bir yeri olan Philippe Rotthier Avrupa Mimarlık Yarışması’nda en iyi 30 mimari arasına girmiş. Hanın avlusu etrafındaki iki katlı dükkanlardan halı, kilim, hediyelik eşya ve gümüş alışverişi yapabiliyorsunuz. Tarihi hanın içinde ince belli bardaktan çay yudumlamanın tadı da bambaşka.
Hanın bulunduğu Kemeraltı’na metronun Çankaya ve Konak duraklarında inip yürüyerek 5 – 10 dakikada ulaşabilirsiniz. Gümrük - İkiçeşmelik yazan otobüslere binebilir, tramvayın da Konak Meydanı durağında inerek kolayca ulaşabilirsiniz. Kemeraltı’na Bostanlı ya da Karşıyaka’dan geliyorsanız en keyifli yolculuk vapur!
Abacıoğlu Han pazar hariç haftanın her günü 09:00 – 18:00 saatleri arasında açık.
Abacıoğlu Han hakkında detaylı bilgi almak için tıklayınız.
"İzmir sıcacık, hiç kar yağar mı" dediğinizi duyar gibiyiz. Kışın ılıman bir iklime sahip şehrin yüksek kesimlerde konumlanan Bozdağ Kayak Merkezi, 80 – 120 cm arasında değişen kar kalınlığıyla İzmir’in en beyaz yeri. 1998 yılında ziyarete açılan tesis toplam 15.000 misafir kapasiteli. Kayak pistleri dünya standartlarında ve muhteşem beyazlığı izleyebileceğiniz seyir noktaları olan tesiste kayak yapabiliyor, bilmiyorsanız profesyonellerden kayak dersi alabiliyorsunuz. Bozdağ sadece beyazıyla değil, yeşilin her tonuyla bezeli trekking parkurlarıyla da popüler. Bozdağ aksiyon tutkunlarınca kaya tırmanışı, jeep safari ve yamaç paraşütü için de tercih ediliyor.
Bozdağ Kayak Merkezi İzmir Ödemiş sınırları içinde yer alıyor. İzmir’in merkezinden Bozdağ’a ortalama 2 saatte gidiliyor. Toplu taşımayla gelmek isterseniz Bornova ilçesindeki otogardan Ödemiş otobüsleriyle ilçe merkezine ulaşıp, kayak merkezine giden dolmuşlara binmeniz gerekiyor. Özel aracınızla gelmek istiyorsanız planladığınız tarihlerdeki hava ve yol durumunu kontrol etmenizde fayda var.
Kayak merkezi sadece İzmir’den değil tüm Ege’den ziyaretçi akınına uğruyor. Hafta sonları ve sömestr tatillerinde gittiğinizde aşırı yoğunlukla karşılaşabiliyorsunuz. Bahar aylarında yayla havasına bürünen Bozdağ’ın harika manzaralarını fotoğraflamayı, Bozdağ eteklerindeki Kırkoluk çeşmesinden su doldurmayı ve köylülerden bal – tereyağ almayı da unutmayın.
Bozdağ Kayak Merkezi hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
İzmir’in Çeşme ilçesinin en turistik beldesi olan Alaçatı Çeşme’ye 8 kilometre mesafede. Alaçatı’yı bu denli popüler kılan özelliği ise begonvillerle süslü Arnavut kaldırımlı sokakları, rüzgar sörfü için çok müsait denizi ve geçmişten günümüze tatlı bir esinti sunan restore edilmiş Rum evleri. Alaçatı otelleri ile butik konaklamanın da adreslerinden. Ayrıca yılın hemen hemen her günü rüzgarlı olmasıyla su sporları için de müsait. Alaçatı’nın en meşhur plajlarından olan Ilıca Plajı’nda rüzgar sörfü yapabiliyor, bilmiyorsanız sörf okullarında eğitimini alabiliyorsunuz. Belde geçmişi bir buçuk asıra dayanan taş yel değirmenleri ile de ünlü.
Alaçatı İzmir şehir merkezine 75 km uzaklıkta. Ulaşım ise İzmir – Çeşme otoyolundan yapılıyor. İzmir otogarından otobüslere binerek Alaçatı’ya yaklaşık 1,5 saatte gidebiliyorsunuz. Eğer ESHOT otobüslerini kullanacaksanız 984 no’lu Fahrettin Altay – Urla otobüsüne binip, Urla’da indikten sonra da 760 no’lu Urla – Çeşme otobüsüne binmeniz gerekiyor. Ayrıca Havaş servisleri de Alaçatı’ya ulaşım için bir alternatif.
Alaçatı’da her yıl ilkbahar aylarında rengarenk otlar ve sağlıklı beslenme temalı Alaçatı Ot Festivali yapılıyor. Belki de hiç duymadığınız bilmediğiniz Ege bitkileriyle tanışacağınız bu festival çok eğlenceli geçiyor.
Alaçatı hakkında detaylı bilgi almak için tıklayınız.
Konak’ta yemek – içmek, film izlemek ve alışveriş yapmak gibi güne keyif katacak aktiviteler için bol seçenek sunan Konak Pier deniz kıyısında iskeleli bir AVM. 1867 yılında denizin doldurulmasıyla gümrük binası olarak inşa edilen Konak Pier’in Eiffel Kulesi’ni tasarlayan Mimar Gustav Eiffel tarafından tasarlandığı söylense de bu bilgi kesinlik kazanmamış. 1960 yılında balık hali, 1990’larda da ESHOT ofisi olarak kullanılan bina 2002 yılında alışveriş merkezi olarak açılmış. Konak Pier İzmir merkezindeki ilk ve tek AMV olması, tarihi binada bulunması ve harika deniz manzarasıyla diğer AVM’lerden ayrılıyor. Üstelik şehrin her yerinden de kolay ulaşabiliyorsunuz.
Konak Pier Konak Meydanı’na yürüme mesafesinde. Toplu taşımayla gitmek isterseniz Konak tramvayı, 202 - 252 no’lu otobüsler ve Konak vapurlarını kullanabilirsiniz.
Konak Pier haftanın her günü 10:00 – 22:00 saatleri arasında açık.
Konak Pier hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
Hemen hemen hepsi Mavi Bayraklı olan plajlarıyla ve henüz herkesin keşfetmediği koylarıyla Karaburun Yarımadası Ege’nin en cennet köşelerinden biri. İzmir’in en küçük ilçesi olan Karaburun’un sığ denizi çocuklu aileler için çok uygun. Deniz güneş kumdan çok daha fazlasını kapsayan bir tatil vadeden Karaburun Yarımadası’nda feneriyle Sakız ve Midilli adalarına göz kırpan Sarpıncak Köyü, Saip Köyü ve Sazak Köyü; Türkiye’nin en güzel ilk on plajı arasında bulunan İncirlikoy Akvaryum Plajı; Tatilinize biraz da tarih rotası ekleyen Müyesser Aktaş Etnografya Müzesi mutlaka görülmeli.
İzmir’e ortalama 100 km mesafedeki Karaburun, Foça ve Çeşme ile komşu konumlanıyor. Özel aracınızla gelmeyi düşünüyorsanız yolların biraz virajlı olduğunu hatırlamış olalım. Eğer toplu taşımayla gelmeyi düşünüyorsanız İzmir Üçkuyular ve Urla kalkışlı dolmuşları minibüsleri, Urla’dan kalkan 761 no’lu ESHOT’u da kullanabilirsiniz.
Karaburun Yarımadası her mevsim güzel oluyor. Yarımadaya geldiğinizde restore edilmiş tarihi Rum evleriyle de ünlü Mordoğan’ı görmeden gitmeyin.
Karaburun Yarımadası hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
Karaburun Yarımadası’nın kuzeyinde, Uzun Ada’nın tam karşısında konumlanan Mordoğan Ege’nin gizli saklı cennetlerinden biri. Adını, rengi gerçekten de mora çalan 70’in üzerinde kır çiçeğinden alan Mordoğan’ın doğası kadar denizi de büyüleyici. İzmir tekne turlarının en turkuaz duraklarından olan Mordoğan’ın merkezi, kafeleri ve yat limanıyla akşamları daha da renkleniyor. Merkezdeki balıkçı heykeli ise bu güzel beldenin simgesi gibi. Eski Rum evleriyle bezeli Mordoğan Köyü, köyün 2 km yukarısındaki mitolojik Dilek Çeşmesi, 15 ya da 16. Yüzyılda yapıldığı düşünülen Ayşe Kadın Camii, meşhur plajı Ayıbalığı Koyu ve Manal Koyu da Mordoğan’ın en keyif veren güzelliklerinden.
İzmir merkez (Konak) ile Mordoğan arası yaklaşık 85 kilometre ve aracınızla 1 saatte ulaşabiliyorsunuz. Eğer otobüs yolculuğu tercih ederseniz Narlıdere Fahrettin Altay Aktarma Merkezi’nden 984 no’lu Fahrettin Altay – Urla otobüsüne binip, Urla’ya geldikten sonra da 761 no’lu Ural – Karaburun otobüsüne aktarma yaparak gelebilirsiniz. Mordoğan’a Üçkuyular semt garajından kalkan Mordoğan dolmuşları ile de ulaşabilirsiniz. İzmir ile Mordoğan arasında yazın vapur seferleri de yapılıyor.
Mordoğan hakkında detaylı bilgi almak için tıklayınız.
Şehirden biraz uzaklaşayım deyip çok uzaklara gidemeyenlere, doğası ve deniziyle huzurlu bir dinlence sunuyor Urla. Sandal ve teknelerin demirlediği iskelesi, üzüm salkımlarıyla bezeli bağ yolu, renkli sokakları ve balık restoranlarıyla İzmirlileri hafta sonu rotalarından olan bu kıyı ilçesinde yazın denize de girebiliyorsunuz. M.Ö. 4000’lere dayanan tarihinde Antik Çağ’ın zeytinyağı üretim merkezi olan Urla’da gezebileceğiniz yerler arasında tarihi bölgesi Limantepe, Çeşmealtı, Sanat Sokağı, Bademler Köyü, Özbek Köyü, Güvendik Tepesi ve Malgaca Pazarı var. İlçenin merkezi de sayılan iskele bölümünde Antik Klazomenai Antik Kenti de bulunuyor.
İzmir şehir merkezinden Urla’ya Üçkuyular semt garajından kalkan Çeşmealtı ya da Bademler dolmuşları ile, Fahrettin Altay Meydanı’ndan kalkan 725 – 984 no’lu ESHOT otobüsleriyle ve yaza mahsus seferler düzenleyen vapurlarla kolayca ulaşabilirsiniz.
Urla gezi rotanıza ilçeye bağlı Yassıca Ada ve çok yakın konumdaki Seferihisar / Sığacık’ı da ekleyebilirsiniz. İzmir seyahatiniz ilkbahara denk geliyorsa Urla Enginar Festivali’ne de katılabilirsiniz.
Urla hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
Urla’da geçmişi asırlara dayanan köklü bir şarap geleneği var. Hatta Urla şarapları Roma döneminde bile öyle meşhurmuş ki, imparator kıskandığı için bağları yaktırmaya bile kalkışmış. İlçeye 4 km mesafedeki Urla Bağ Yolu ise ilçenin resmen sembollerinden biri olup, şarapseverlerin çok iyi bildiği bir rota. Üzüm bağlarıyla dolu vadiler, şarap üretim atölyeleri, tadım merkezleri ve şahane sunumlu restoranlar… Özel tur organizasyonlarıyla da gezilebilen Urla Bağ Yolu’nu isterseniz bağlar içindeki tabelalarla kendiniz de gezebiliyorsunuz.
Urla Bağ Yolu’nu özel aracınızla gezmenizi öneriyoruz. Araç yolu dışında bağ rotasına bisiklet yolları da eklenmiş. Eğer yazın sıcağına denk gelmeyecek bir saatte giderseniz ya da mevsim esintiliyse bağlar arasında bisikletle de ilerleyebilirsiniz.
Urla Bağ Yolu’nda şarap üreticilerinde ve mahzenlerde yapılan şarap tadımları ücrete tabi. Ayrıca beğendiğiniz şarapları uygun fiyatlara alabiliyorsunuz.
Urla Bağ Yolu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayınız.
Urla’ya bağlı ve Çeşmealtı’nın hemen karşısında konumlanan Yassıca Ada, 400 metre uzunluğundaki masmavi deniziyle İzmir’in yaz gezginleri için ideal. "Koyun Adası" ya da "Alman Adası" olarak da tanınıp bilinen adada cankurtaran, wc, duş, soyunma kabini, restoran, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından işletilen ve sağlık hizmeti de veren bir plaj yer alıyor.
Adaya karayoluyla önce Urla’ya gelerek ve Urla’dan küçük bir tekne kiralayarak da ulaşabilirsiniz. Ayrıca İZDENİZ ile Karşıyaka İskelesi’nden kalkan ve Üçkuyular’a uğrayan vapurla da adaya geçebilirsiniz.
Yassıca Ada’da güne eğlence katmak için ücretli hizmet veren bir su kaydırağı da bulunuyor.
Yassıca Ada hakkında detaylı bilgi almak için tıklayınız.
İzmir’in Menemen ilçesinde 815 metre yükseklikteki Yamanlar Dağı’nda bulunan Karagöl portre güzelliğinde bir seyir sunuyor misafirlerine. Manzara daha göle tırmanırken dağ yolunda başlıyor. İzmir Körfezi’nin önünüze serilen manzarası mest ederken çam ağaçlarıyla çevrili yol da kendinizi sanki Karadeniz’deymiş gibi hissettiriyor. 18 hektarlık bir tabiat parkında bulunan Karagöl yüzmek, oltayla balık avlamak, yürüyüş yapmak, bisiklet sürmek, piknik yapmak ve hiçbir şey yapmadan kendinizi doğanın kollarına bırakmak için de birebir. İlkbahar ve yaz aylarında yapacağınız İzmir gezileriniz için bir uğrak noktası olan göl alanında bir tesis bulunmuyor. Ama isterseniz çadır kurabiliyorsunuz.
Bir set gölü olan Karagöl’ün içinde olduğu mili park İzmir’in merkezine 35, Karşıyaka’ya 23 kilometre mesafede. Özel aracınızla İzmir – Çanakkale yolundan Mustafa Yücel Özbilgin Bulvarı’nı takip ederek gidebilir, toplu taşıma tercih ederseniz 748 no’lu ESHOT otobüsünü kullanabilirsiniz.
Karagöl yaz mevsiminde serin bir İzmir yaşatıyor. Çocuklu bir aileyseniz burada onların oynayabileceği bir park da bulacaksınız. Tabiat parkına karavanla da girebiliyorsunuz. Karagöl Tabiat Parkı 08:00 – 20:00 saatleri arasında her gün açık. Çadır ve karavan için günlük konaklama ücreti alınırken, araçla yaptığınız girişlerde aracınızın büyüklüğüne göre giriş ücreti ödeniyor.
Karagöl hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
İzmir merkeze 47 kilometre uzaklıktaki Urla Yarıması’nda konumlanan Seferihisar’ın tarihi M.Ö. 1000’li yıllara Akalar’a kadar uzanıyor. Ama tarih sayfalarında Seferihisar’ı esas Giritlilerin kurduğu yazıyor. Seferihisar Türkiye’nin ilk cittaslow (yavaş şehir) unvanına sahip şehri. Telaşsız, stressiz ve yaşamın anlamını hissettiren huzurlu atmosferiyle de bizce bu unvanı sonuna kadar hak ediyor. Narenciye bahçeleri, zeytinlikleri ve enginarlarıyla ünlü bu güzel ilçenin restoranlarında balık lezzetleri tadabilir, Mavi Bayraklı plajlarında yüzebilir, Kanuni döneminden kalma Sığacık Kalesi içine kurulan organik pazarından alışveriş yapabilirsiniz.
İzmir otogardan Seferihisar’a sık aralıklarla otobüsler kalkıyor. Ayrıca 730 no’lu ESHOT otobüsleri veya İZBAN ile Cumaovası istasyonuna gidip buradan 829 no’lu otobüse binerek de Seferihisar’a ulaşabilirsiniz.
Seferihisar’a gelmişken liman bölgesindeki Sığacık’tan teknelere atlayıp koyları gezebilir, çok yakınındaki Teos Antik Kenti ile Dionysos Tapınağı’nı da gezebilirsiniz.
Seferihisar hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
Şehrin tarihi dokusundan bir kesit sunan Elhamra Sineması Konak ilçesinde Milli Kütüphane Caddesi üzerinde konumlanıyor. İzmir’in milli sineması olarak da anılan bu mekanı özel kılan şey ise Cumhuriyetin ilk yıllarında 1926’da açılması. Burası aynı zamanda İzmir’de ilk sesli filmin izlendiği yer. Sinemanın bulunduğu bina ise en az sinemanın içinde gösterilen filmler kadar nostaljik. Neo – klasik tarzdaki bu eski bina 1980 yılında restore edilmiş ve İzmir Devlet Opera Balesi olarak hizmete açılmış.
Fahrettin Altay – Evka 3 yönünde hizmet veren M1 metrosundan Konak istasyonunda inip ya da 202, 691, 253 no’lu otobüslere binip Konak’a gelebilir, Kemeraltı Çarşısı’nın içinden yürüyerek Elhamra Sineması’na ulaşabilirsiniz.
Bina sanatseverlere hitap eden mimarisi ve iç dekorasyonuyla görmeye değer. Aracınızla geliyorsanız özel otoparklardan faydalanabiliyorsunuz.
Elhamra Sineması hakkında detaylı bilgi almak için tıklayınız.
Dikili’nin Çandarlı Köyü’nde bulunan ve Ege’nin en gizemli antik kentlerinden biri olan Pitane Antik Kenti, bir rivayete göre adını tarihe altın harflerle yazdıran Amazon kadınlar tarafından kurulmuş. Antik kentin adıyla ilgili kaynaklara ise ilk kez M.Ö. 88 yılında rastlanmış. Mitolojiye göre Pitane, nehir tanrısı olan Euratos’un kızıymış. Antik kentte yapılan kazılarda mezarlar, kadehler, ölü küllerinin saklandığı küpler çıkarılmış. Çıkarılan en özel parçalardan biri de M.Ö. 6. Yüzyıla tarihlenen 1.63 boyunda bir erkek heykeli. Bu heykeli Bergama Müzesi’nde, diğer buluntuları da İzmir Arkeoloji Müzesi ve İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde görebiliyorsunuz.
Dikili – Çandarlı yolu üzerinden gidilen Antik kente ulaşım için Dikili’nin merkezinden kalkan Çandarlı minibüslerine binebilirsiniz.
Pitane Antik Kenti’ni görmeye gittiğinizde M.Ö. 2. Yüzyılda yapıldığı tahmin edilen ve UNESCO Dünya Mirasları Geçici Listesi’nde yer alan Çandarlı Kalesi’ni de görebilirsiniz. 14. Yüzyılda Cenevizliler tarafından restore edilen Çandarlı Kalesi 15. Yüzyılda Osmanlı döneminde de Çandarlı Halil Paşa tarafından yeniden yaptırılmış. Pitane Antik Kenti’ni her gün 14:00 – 17:30 saatleri arasında ücretsiz gezebilirsiniz.
Pitane Antik Kenti hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
Ödemiş ile Salihli’nin arasında, Bozdağ zirvesinde konumlanan Gölcük Yaylası 900 metre rakımlı. Çok sıcak bir İzmir’den yaklaşık 10 derece daha serin bir İzmir’le karşılaşacağınız yaylanın ortasında da duruluğuyla gönlünüzü çelecek Gölcük Gölü yer alıyor. 75 hektarlık bir alan kaplayan yaylada çadır kampı ve piknik yapabiliyor, yaklaşık 5 km olan göl çevresinde yürüyüş yapabiliyorsunuz. Giderken yanınızda olta götürürseniz alabalık yakalama şansınız da var.
Yayla İzmir’e 130, Ödemiş’e 18 kilometre mesafede. İzmir’den Gölcük Yaylası’na direkt giden bir otobüs yok. Ama Ödemiş’e gidip oradan dolmuş ve taksilerle çıkabilirsiniz. İzmir’den Ödemiş’e giderken Basmane’den İZBAN’a binebilir, ya da otogardan kalkan Ödemiş otobüslerini kullanabilirsiniz. Gölcük Yaylası için özel turlar da düzenleniyor.
Gölcük Yaylası sadece dinlenebileceğiniz bir doğa sunmuyor aynı zamanda tarihi bir önemi de var. Karamanoğulları zamanında at yetiştirilen bölge olan yaylanın patateslerinin de çok lezzetli olduğu söyleniyor. Belki siz de almak istersiniz.
Gölcük Yaylası hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
Tarihiyle, doğasıyla ve kendine özgü Egeli halleriyle Foça İzmir gezilecek yerler arasında ön sıralarda yer alıyor. Eski Foça ve yeni Foça olarak ikiye ayrılan ilçede her bölüm başka başka özellikler taşıyor. Eski Foça tarihi yapıları ve eski meydanıyla, Yeni Foça ise liman etrafına kurulu yeni yapılaşmasıyla birbirinden ayrılıyor. Yemyeşil dağlar ile çevrelenmiş Foça plajı uzun bir kumsaldan oluşuyor. M.Ö. 11 yüzyılda kurulduğu düşünülen Foça, adını da o zamanlar burada yaşayan foklardan alıyor. İlçenin Türk himayesine girişi ise 1455 yılında Fatih Sultan Mehmet döneminde olmuş. Altını üstüne getirerek gezmek isterseniz Foça’ya 2 gün ayırmanız gerekiyor.
İZBAN ile İzmir - Aliağa arasında kalan Hatundere istasyonuna gelip burada inip aktarma otobüslerine bindiğinizde Foça’ya ulaşabiliyorsunuz. Ayrıca İzmir otogarından kalkan otobüslerle de Foça’ya gidilebiliyor.
Foça İzmir’in merkezine yaklaşık 1 saat mesafede. İzmirliler Foça’yı en çok da bir hafta sonu rotası olarak değerlendiriyor. Foça’da mutlaka görülmesi yerler ise oldukça kalabalık, Athena Tapınağı, Beş Kapılar Kalesi, Frigya Tepesi ve teknelerle gidilebilenn Foça Adaları gibi birçok güzellik sizi bekliyor.
Foça hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
Şehrin güneydoğu kesiminde yer alan Tire’de deniz yok ama nefis bir gastronomi ve zengin bir tarihi doku var. İzmir’e 80 kilometre mesafedeki ilçe en çok da bahar aylarında güzel oluyor. Dar sokakları, rengarenk evleri, asırlık ağaçları ve nice güzelliğiyle İzmir gezilecek yerler rotasına mutlaka yerleştirin diyeceğimiz Tire’yi, milli seyyah Evliya Çelebi "Şehr-i Muazzama" olarak tanımlamış. İlçenin keçe ve iğne oyasıyla harikalar yaratan el sanatları da görülesi. Ayrıca manevi önem taşıyan türbeleri ve tarihi yapıları da bol.
Tire’ye İzmir otogarından hareket eden Tire otobüsleriyle ve Basmane’den kalkan trenlerle gidebiliyorsunuz.
Tire’ye gitmişken karadutlu lor tatlısını ve meşhur Tire köftesini yemeden, Derkahve’de ince belli bardaktan bir çay içmeden, Ege otlarını tatmadan, camilerini görmeden, hamamlarında yıkanmadan, Tire pazarını gezip alışveriş etmeden ve tarihi sokakların fotoğraflarını çekmeden dönmeyin diyoruz.
Tire hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
Otomobilleri seviyor, hele de klasik olanlarına bayılıyorsanız Torbalı’nın Özgörkey Caddesi üzerinde konumlanan Key Müzesi tam size göre! Araba tutkusunun eseri olan müze 2015 yılından bu yana 7.000 metrekarelik bir alanda hizmet veriyor. Müzede 1886 yılında üretilen ilk otomobilden, 2011 yılına kadar uzanan geniş bir yelpazede 76 klasik otomobil ile 40 motosiklet yer alıyor. Model otomobiller, otomobil kaput amblemleri, teması otomobil olan eşarplar ve 1960’lardan bu yana toplanan orijinal ekipmanlara kadar çok kapsamlı bir seyir sunan müzenin çocuklarınızın da çok hoşuna gideceğiniz düşünüyoruz.
İçinde bir de Shell Benzin İstasyonu dekorasyonu göreceğiniz müzenin İzmir merkezine mesafesi araçla yaklaşık 35 dakika. Toplu taşımayla gelmek isterseniz İZBAN’ı kullanabilir, müzeye 3,5 kilometre mesafedeki Torbalı durağında inip buradan taksiyle ya da müzenin tam önünden geçen Çapak dolmuşlarıyla devam edebilirsiniz.
Key Müzesi’ni pazartesi ve salı hariç haftanın her günü 10:00 – 17:00 saatleri arasında gezebilirsiniz. Müzeye giriş ücretleri ise yetişkinler için 100 TL, öğrenci – öğretmen ve 65 yaş üzeri misafirler için 50 TL. Müzekart geçmiyor.
Key Müzesi hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
Şehrin 1922’de atlattığı büyük yangından sonra yapılan ve erken cumhuriyet mimarisinin izlerini taşıyan müze, İzmir İtfaiye Merkez Binası’nda konumlanıyor. Ahmet Piriştina Kent Arşivi Müzesi rahmetli belediye başkanı Ahmet Piriştina’nın göreve gelmeden önce sunduğu vaatlerden biriymiş. İtfaiye binasının restore edilmesiyle de müze fikri 10 Ocak 2004 yılında hayata geçmiş. İzmir’in geçmişiyle ilgili bir arşiv niteliğindeki müzede geçmişten günümüze şehir fotoğrafları, kitaplar ve ulaşımda kullanılan eski otobüsler de dahil ilginizi çekecek birçok materyal sergileniyor.
Konak ilçesinde, Şair Eşref Bulvarı üzerindeki müzeye İZBAN, ESHOT, tramvay hattı ve Konak vapurlarıyla ulaşım mümkün. Konak Vapur iskelesi müzeye 10 dakika yürüme mesafesinde. Çankaya yönüne giden tüm otobüsler müzenin çok yakınından geçiyor.
Müzeyi pazar hariç haftanın her günü 08:30 – 17:30 saatleri arasında ücretsiz gezebiliyorsunuz. Müzeyi gezdikten sonra isterseniz çok yakınındaki İzmir Arkeoloji Müzesi, İzmir Kadın Müzesi ve Radyo ve Demokrasi Müzesi’ni de gezebilirsiniz.
Ahmet Piriştina Kent Arşivi Müzesi hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
İzmir Kadın Müzesi tarım devriminden itibaren Anadolu kadınlarını anlatan, medeniyetlere katkılarından dem vuran ve kadın gücünü yücelten bir müze. Türkiye’nin ilk kadın müzesi olma unvanını da elinde bulunduran müze 23 Ocak 2014 yılında açılmış. Ülke tarihine yön veren kadınların resimlerini, heykellerini ve özel eşyalarını görebileceğiniz müze 3 kattan oluşuyor. Koleksiyon Eserleri Odası, Enstalasyon Odası, Öncü Kadınlar Odası ve geçici sergi salonlarına sahip müzenin ilk katında da sizi Atatürk’ün manevi kızı olan Nebile Hanım’ın Atamızla dans ettiği düğün fotoğrafı karşılıyor.
İzmir metrosunun Basmane istasyonunda inip 5-10 dakikalık bir yürüyüşle müzeye ulaşabiliyorsunuz. Eğer ESHOT otobüsleriyle gelecekseniz 34 – 35 – 42 – 44 – 45- 466 – 838 no’lu otobüslerin Basmane Gar durağında inip, yine bir kısa bir yürüyüşle ulaşım mümkün.
Müze pazartesi günleri hariç her gün 09:00 – 17:00 saatleri arasında ücretsiz gezilebiliyor. Müze rotanıza devam etmek isterseniz yakın konumdaki Ahmet Piriştina Kent Arşivi Müzesi ile Radyo ve Demokrasi Müzesi de İzmir Kadın Müzesi’ne yürüyerek gidebileceğiniz kadar yakın.
İzmir Kadın Müzesi hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
İzmir gezilecek yerler denildiğinde şehrin olmazsa olmazlarından biri de masmavi plajları. Bir yaz misafiriyseniz mutlaka gidin önerisinde bulunacağımız Pırlanta Plajı adı üstünde pırıl pırıl bir plaj. SİT alanı olarak korunan ve temizliğini de bu korumaya borçlu olan plaj, diğer Ege plajları gibi çok kalabalık olmuyor. Çeşme’nin merkezine 10 kilometre mesafedeki Çiftlikköy’de konumlanan plaj 150 metre gidildiğinde bile boyu aşmayan sığ denizi ve ince kumuyla çocuklu aileler tarafından da tercih ediliyor.
Pılrlanta Plajı’na Çeşme’den kalkan ve Altınkum yönüne giden dolmuşlarla ulaşabiliyorsunuz.
Plaja giderken yanınızda kendi sandalyenizi ve şemsiyenizi götürebilir ya da plajdaki işletmeden kiralayabilirsiniz. Plajda yiyip içebileceğiniz ve fiyat açısından dışarıyla aynı olan bir kafe de mevcut. Yaz aylarında park konusu sorun olabilir, bu yüzden mümkünse araçla gelmenizi önermiyoruz.
Pırlanta Plajı hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
İzmir’in milli bayramlar da dahil en mutlu günlerinin, mitinglerin ve etkinliklerin kutlandığı yer olan Gündoğdu Meydanı Alsancak’ta yer alıyor. 1999’da deniz doldurularak yapılan bu meydanı ünlü heykeltraşlarımızdan Ferit Özşen’in yaptığı Cumhuriyet Ağacı Heykeli sembolize ediyor. İzmir’in nefis günbatımları izlemek, denizi görerek yürümek, manzaralı çimlerde ya da kafelerde- restoranlarda oturmak için tercih edebileceğiniz meydanda konserlere de rast gelmeniz mümkün.
Gündoğdu Meydanı’na gitmek için 253 ve 691 no’lu Konak otobüslerine binebilir, "Ağustos Kapısı" otobüs durağında inebilirsiniz. İZBAN ile gelecekseniz Menemen – Cumaovası trenine binebilirsiniz. Alsancak İskele tramvay durağı meydana 5 dakika yürüme mesafesinde olup, isterseniz Alsancak – Bostanlı ya da Alsancak Karşıyaka vapurlarıyla da ulaşabilirsiniz.
Alsancak İzmir’de eğlence dendiğinde ilk akla gelen semtlerden biri. Gezinize biraz hareket katmak isterseniz meydanın çevresindeki barlar, kafeler ve restoranlarda vakit geçirmekten hoşlanabilirsiniz. Gündoğdu Meydanı meşhur İzmir otellerinin yanı sıra Atatürk Müzesi ve Arkas Sanat Müzesi’ne de çok yakın.
Gündoğdu Meydanı hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
Konak Meydanı’nın asıl adı Atatürk Meydanı olup, bütün İzmirliler onu kentin kalbi olarak kabul ediyor. Şehrin İlk Kurşun Anıtı, Yalı Camii, Kemeraltı Çarşısı, İzmir Saat Kulesi gibi simgesi olan yapılara da ev sahipliği yapan Konak Meydanı günün her saati ışıltısını koruyor. Konak Meydanı’ndan müzelere, alışveriş merkezlerine, sahile, parklara bahçelere, kısacası her yere kolayca gidebiliyorsunuz. Meydanda akşamları sokak müzisyenlerini dinleyebiliyor, Alsancak Sevgi Yolu’na da kısa bir yürüyüşle ulaşabiliyorsunuz.
Fahrettin Altay – Evka 3 arasında sefer yapan M1 metro hattının Konak’ta istasyonu var. Ayrıca 202, 691, 253 no’lu ESHOT otobüsleriyle ve Karşıyaka’dan kalkan vapurlarla da Konak Meydanı’na ulaşabilirsiniz.
Konak Meydanı İzmirliler için bir buluşma noktası. Eğer bu meydanı ilk defa görecekseniz tarihi yapılar, alışveriş alanları ve müzelerini rahatlıkla gezebilmeniz için 1 gününüzü ayırmanızı öneriyoruz.
Konak Meydanı hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
Çeşme denildiğinde ilk akla gelen Ilıca Plajı tıpkı bir termal havuz gibi. Denizin içinden kaynayan yer altı sularının sıcacık yaptığı plajda deniz suyu yaz – kış üşütmüyor. Hatta yazın en sıcak günlerinde buranın suyu 50 derecenin bile üzerine çıkıyor. Ilıca Plajı’nın antik çağlardan bu yana şifa niyetine bir kaplıca olarak kullanıldığı günümüze kadar gelen bilgiler arasında. Plajın sıcak suları romatizma, kadın hastalıkları, karaciğer hastalıkları, cilt hastalıkları ve metabolizma hastalıklarına iyi geliyor. Ilıca Plajı’nda mavilikle kucaklaşabilir, Ege güneşiyle bronzlaşabilir, etrafındaki butik İzmir otellerinde konaklayabilir, restoranları ve kafelerinde keyifli vakitler geçirebilirsiniz.
Ilıca Plajı İzmir’in merkezine 85, Çeşme’ye sadece 4 kilometre uzaklıkta. İzmir’de otogar ve Üçkuyular semt garajından kalkan minibüslerle Çeşme’ye gelebilirsiniz. 725 no’lu ESHOT otobüsüyle Urla’ya gelebilir, Çeşme otobüsüne binebilirsiniz. Özel aracınızla geliyorsanız plajın misafirlere özel bir otoparkı var. Fakat hafta sonları yer bulmak sorun olabiliyor.
Ilıca Plajı halka açık ve girişler de ücretsiz. Her daim temiz olan plajda şemsiye ve şezlong kiralayabiliyor, duş ve wc’lerden yararlanabiliyor, kum alandaki sahalarda voleybol oynayabiliyorsunuz. Deniz sonrası güne biraz da keşif eklemek isterseniz önerimiz Zeytinli bölgesindeki Kanlı Köprü ve Kavaklı bahçelerini de gezmeye zaman ayırmanız.
Ilıca Plajı hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
İzmir Bayraklı’da konumlanan Dünya Barış Anıtı, İzmir’in en güzel manzaralarını izleyen bir seyir terası, restoran, kafe ve piknik masalarıyla dikkat çekiyor.
Anıta toplu taşıma ile gidecekseniz 77 veya 477 no’lu otobüslere binebilir, Karşıyaka’dan ulaşım sağlayacaksanız 197 no’lu otobüsle son durağa kadar gelip kısa bir yürüyüşle anıta gelebilirsiniz. Özel araçla gitmeyi düşünüyorsanız parkın kendine ait bir otoparkı var.
Bayraklı’da Orgeneral Nafiz Gürman Mahallesi içerisinde bulunan anıt yüksek bir tepede olduğu için serin, İzmir’in sıcağı burada yok. Anıta ücretsiz girebiliyor, gece geç saatlere kadar açık restoranında Ege lezzetlerini tadabiliyorsunuz.
Dünya Barış Anıtı hakkında detaylı bilgi almak için tıklayınız.
İzmir’in Yunan işgalinden kurtuluşunu simgeleyen İlk Kurşun Anıtı Konak Meydanı’nda konumlanıyor. 1974 yılında inşa edilen anıt 15 Mayıs 1919 tarihinde Yunana ilk kurşunu sıkan gazeteci yazar Hasan Tahsin anısına yapılmış. Tam da olayın olduğu yere dikilen anıtta Hasan Tahsin’in bir elinde Türk bayrağı, diğer elinde de kurşun attığı silah yer alıyor.
Fahrettin Altay – Evka 3 arasında sefer yapan M1 metro hattı ile Konak Meydanı’na gelebiliyorsunuz. Ayrıca 202, 691, 253 no’lu ESHOT otobüsleriyle ve Karşıyaka’dan kalkan vapurlarla da kolayca ulaşabiliyorsunuz.
İlk Kurşun Anıtı hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
İzmir’in yükseklerinde deniz manzarası izleyebileceğiniz, piknik yapabileceğiniz hatta dilek dileyebileceğiniz bir park olduğunu biliyor muydunuz? Konak ilçesinin Göztepe mevkiinde konumlanan Susuzdede Parkı hem manzarasıyla hem de hikayesiyle iyi ki gördüm diyeceğiniz yerlerden olabilir. 46.000 metrekare alandan oluşan Susuzdede Parkı 1981 yılında Arkeolojik ve Doğal Koruma Alanı olarak tescillenmişken, 7 yıl sonra da 1. Derece Doğal Koruma – 3. Derece Arkeolojik Koruma Alanı olarak ilan edilmiş. Parkın adı ise bir rivayete dayanıyor. Bu bölgede yaşayan bir Ermeni’nin susuzluktan ölmesi ve buraya gömülmesi parkın adını da Susuzdede yapmış. Parka gelenler bu kişinin mezarını ziyaret ederken çoğunluğu aşk üzerine dileklerde de bulunuyor. Ziayetçilerin çoğunun mezara su döktüğünü görürseniz de şaşırmayın. Bu parkın dilek dilerken yapılan bir ritüeli.
Susuzdede Parkı’na gelmek için Konak metrosunu ve 180, 681, 970, 980, 986 no’lu ESHOT otobüslerini kullanabilirsiniz.
Parkın yolu oldukça yokuş. Yürüyerek çıkmak isterseniz, hele de sıcak bir günde çıkacaksanız aklınızda olsun. Park Cuma günleri diğer günlere nazaran daha kalabalık oluyor. Parka İnönü Caddesi ve Mithatpaşa Caddesi’nden girebiliyorsunuz.
Susuzdede Parkı hakkında detaylı bilgi almak için tıklayınız.
İzmir’de aksiyonlu doğa sporları için uygun, kuşları ve ağaçları bol, çok özel bir köşe Kurudere Kanyonu. Kemalpaşa’da nazar boncuklarıyla ünlü Nazarköy bölgesinde konumlanan Kurudere Kanyonu 8 kilometrelik yürüyüş parkuru ve parkur boyunca eşlik eden sevimli deresiyle büyük şehirlere verilen bir mola niteliğinde. Nazarköy’den çıktıktan 3 kilometre sonra başlayan kanyon sakinliği ve serinliğiyle de yaz aylarında da rahatlıkla gezilebiliyor. Kanyonun parkuru bazı bölgelerde daha zorlu olup profesyonel bir deneyim de gerektiriyor.
Kemalpaşa ilçe merkezine yaklaşık 9 kilometre mesafedeki kanyona gelmek için Kemalpaşa – Vişneli Köy hatları arasında çalışan 768 no’lu otobüse binebilirsiniz.
Kurudere Kanyonu’nun çok yakınındaki Nazarköy de nazar boncuğunun nasıl yapıldığını öğrenebilir, isterseniz yapmayı deneyebilirsiniz.
Kurudere Kanyonu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayınız.
İzmir kıyı şeridinin en güzel hatlarından biri Bostanlı sahili! Ege Denizi’nin maviliği eşliğinde yürümek, bisiklet sürmek ya da çimlerde oturup kitap okumak, sohbet etmek için de birebir. Çocuklarınızın oynayabileceği oyun parkları, basket – voleybol sahaları, kaykay alanları, spor aletleri ve iyi vakit geçirmeniz için özenle hazırlanmış peyzaj bütünlüğüyle isterseniz tüm günü burada geçirebilirsiniz. Yaz gecelerinin vazgeçilmez adreslerinden olan Bostanlı sahiline giderken kamp sandalyeniz ve termos çayınızı almayı unutmayın.
Bostanlı sahili Karşıyaka ilçesindeki Bostanlı vapur iskelesinin hemen yanındaki sahil şeridinden başlıyor. Bostanlı vapur iskelesine Konak – Alsancak – Göztepe ve arabalı Üçkuyular vapurlarıyla geçebilir; toplu taşıma kullanacaksanız 820, 827, 595, 423, 227 no’lu ESHOT otobüsleriyle de ulaşabilirsiniz.
Bostanlı Sahil Şeridi hakkında detaylı bilgi almak için tıklayınız.
Aslında bir ulaşım aracı olsa da, teleferiğin sunduğu muhteşem İzmir manzarası gibisi yok. Balçova ilçe merkezine 2 km uzaklıktaki teleferik 810 metrelik hattıyla ulaşım sağlarken, 310 metre yüksekliğiyle de şehir ve deniz manzaralarını ayaklarınıza seriyor. 1974 yılında kurulan teleferik, her biri 8 kişi kapasiteli 20 kabiniyle saatte 1200 yolcu taşıyabiliyor. Teleferikten inince de sizi seyir terasları, panoramik dürbünler ve piknik alanları bekliyor.
İzmir Teleferik’e gitmek için özel araç, taksi gibi seçeneklerin yanında toplu taşımayı da kullanabilirsiniz. İzmir Metrosu ve 202, 510, 480 no’lu ESHOT otobüsleri de teleferiğe gitmek için diğer alternatifler arasındadır.
İzmir Teleferik her mevsim hizmet veriyor ve pazartesileri hariç 10:00 – 17:00 saatleri arasında binilebiliyor. Teleferiğe biniş ücreti ise 40 TL.
İzmir Teleferik hakkında detaylı bilgi almak için tıklayınız.
1963 - 1970 yılları arasında, 48.000 metrekarelik büyük bir alana kurulan Ege Üniversitesi Botanik Bahçesi sadece ülkemizin değil, dünyanın da sayılı botanik bahçelerinden biri. Türkiye’de yetişen ender bitkiler, tropikal bitkiler ve nice iklim bitkisi göreceğiniz bahçede üç binden fazla bitki türü bulunuyor. İçinde meyve – sebze yetiştirilen seraları, havuz ve herbaryumuyla hem seyirlik hem de dinlendirici bir atmosfer sunan botanik bahçesinde, daha önce hiç görmediğiniz birçok endemik bitkiyle tanışmanız da mümkün.
Ege Üniversitesi Botanik Bahçesi İzmir Bornova’da konumlanıyor ve Ege Üniversitesi yerleşkesi içinde, Fen Fakültesi bünyesinde yer alıyor. Fahrettin Altay Evka 3 Metrosuyla ulaşım sağlayabileceğiniz yerleşkenin durağı ise ‘Ege Üniversitesi’ adıyla geçiyor. Metrodan indikten sonra yaklaşık 10 dakika yürümeniz gerekiyor.
Sadece üniversitenin açık olduğu günlerde girebileceğiniz Ege Üniversitesi Botanik Bahçesi ücretsiz olarak 08:00 – 17:00 saatleri arasında gezilebiliyor.
İzmir Buca’da 96 dönümlük yemyeşil bir alana yayılan Hasanağa Bahçesi şehrin en eski dinlence yerlerinden biri olup, aynı zamanda Kültürpark’tan sonra gelen en büyük parkı. 1920’li yıllarda Levanten Aliotti Ailesi’ne ait özel bir arazi olan bu bahçe, 1926 yılında adını aldığı Hasan Ağa tarafından satın alınmış ve halka açılmış. İçindeki piknik alanları, basket – kondisyon sahaları, kaykay pistleri, tenis kortları, bisiklet – koşu yolları ve squash alanlarıyla bu bahçede her şey kendinizi iyi hissetmeniz için tasarlanmış. Özenli bir peyzaja serpiştirilen iki bin ağaçtan birinin altında kitap okumak bile dinlendirici.
104, 465, 304, 476, 470, 866, 805, 676, 940 no’lu ESHOT otobüslerine binerek Buca Üçkuyular ‘Meydan’ durağında indiğinizde ve birkaç dakika yürüdüğünüzde Hasanağa Bahçesi’ne ulaşabiliyorsunuz.
Hasanağa Bahçesi’nin ilk sahipleri olan Aliotti ailesinin bahçeye diktiği 12 selvi ağacının 12 havariyi temsil ettiği söyleniyor. 1987’de açılan buz pistiyle birlikte bu rekreasyon alanı hem spor hem de doğa severlere hitap ediyor.
Hasanağa Bahçesi hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
İzmir’in Menderes ilçesine bağlı olan Gümüldür, en çok da sadece burada yetişen satsuma mandalinalarıyla ünlü. İzmir’de bir yaz misafiriyseniz bu mis narenciye kokuları eşliğinde Mavi Bayraklı koylarında yüzebilir, yeşille mavinin huzur veren dansını izleyebilirsiniz. Gümüldür’de doğa sadece koylarıyla değil, 8 hektarlık alana yayılan Gümüldür Orman Kampı ve Deniz Pınarı ile de gösteriyor kendini. Ayrıca Kolophon Antik Kenti, Klaros Antik Kenti, Notion Antik Kenti, Yıkık Minare ve Roma Hamamı gibi tarihi güzellikler de bekliyor sizi.
Gümüldür’e Gaziemir semt garajından ve İzmir Otogarı’ndan kalkan Gümüldür dolmuşlarıyla ulaşabiliyorsunuz. Giderken toplu taşıma kullanmayı tercih ederseniz İZBAN Cumaovası Aktarma Merkezi’ne gelip, buradan da 776 no’lu ESHOT otobüsüne binmeniz gerekiyor.
Gümüldür hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
İzmir’in en kuzeyinde konumlanan Dikili, sakin ve dingin bir tatil yapmak isteyenler için ideal. Ailelerin en rağbet ettiği beldelerden olan Dikili’nin plajlarının çoğu Mavi Bayraklı olup, tekne turlarıyla da keşfedebileceğiniz birçok koy var. Dikili’nin hemen karşısında Yunanistan’ın Midilli Adası bulunuyor. Gündüzleri köylerini – koylarını gezebileceğiniz beldenin kıyı şeridi gece ışıklandırılıyor ve restoranlarından da mis gibi balık kokusu geliyor. Dikili’nin merkezinden bile denize girebiliyorsunuz.
İzmir’in banliyö treni İZBAN ile Aliağa İstasyonu’na gelip, Aliağa’dan da 837 no’lu Dikili – Aliağa Aktarma Merkezi otobüsüne binerek Dikili’ye ulaşabilirsiniz. Bir diğer alternatif de Aliağa’dan hareket eden ve Çaltılıdere - Yeni Şakran – Çandarlı rotasını izleyen ESHOT otobüsüyle Dikili’ye gelmek. İzmir merkez ile Dikili arasındaki mesafe ise ortalama 120 km.
Dikili’nin denizi İzmir’in en soğuk denizlerinden biri. Beldenin içindeki Bademli Köyü ise kaplıcaları ve ılıcaları ile ünlü. Bademli ılıcasında su sıcaklığı yaklaşık 45 dereceyi buluyor ve başta romatizmal hastalıklar olmak üzere birçok hastalığa iyi geliyor.
Dikili hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
Dikili ilçesinin tam karşısında konumlanan ve Dikili tatil rotasına dahil edebileceğiniz kadar yakın olan Kalem Adası turkuaz deniziyle tercih edilen bir destinasyon. Bakir doğasını çok seveceğiniz adada su sporları eğitimi veren bir merkez ile Türkiye’nin ilk ada oteli olan izole ve konforlu bir otel yer alıyor. Kalem Adası’nın denizinin şifalı olduğuna dair eski söylenceler var. Ayrıca Mavi Bayraklı plajlarının sığ ve çocuklu aileler için uygun olduğunu, burasının Ege’nin Maldivleri olarak anıldığını da söylemeden geçmeyelim.
Kalem Adası’na Bademli Köyü’nden kalkan teknelerle gidebilirsiniz. Bademli Köyü ile Dikili arası ise yaklaşık 9 km ve aracınız yoksa minibüs ya da taksilerle de ulaşmanız mümkün.
Anakaraya sadece 450 metre uzaklıktaki Kalem Adası’nın M.Ö. 406 yılında çok büyük bir deniz savaşının merkez üssü olduğunu biliyor muydunuz? Sparta ile Atina arasındaki bu savaşta yüzlerce geminin bu sulara gömüldüğü de dönemin antik tarihçisi Strabon’un notları arasında. Strabon adanın ışıltılı ince kumları için de "Arginnsai" yani "Işık saçan" ifadesini kullanıyor.
Kalem Adası hakkında detaylı bilgi almak için tıklayınız.
Ege’nin en farklı köylerinden biri de Barbaros Köyü. Tarlada, merkezde hatta köyün girişinde konumlanan korkuluklarla sembolize edilen Barbaros Köyü, yaz aylarında düzenlenen Barbaros Oyuk Festivali’yle de tanınıp biliniyor. Köyde oyuk demek korkuluk anlamına geliyor ve festivalde de tarlaları kargalardan koruyup görevini layığıyla yerine getiren korkuluklar yarışıyor. Tarımı sahiplenen ve agro-turizm köyü olarak ayrışan Barbaros Köyü’nün bembeyaz evlerle çevrelenmiş sevimli sokaklarında gezerken sizi en çok şaşırtacak şey ise üzerinde "Çat Kapı" yazan evler. Bu yazıyı gördüğünüzde o evin kapısını çalıp girebiliyor, ikramlar sonrası da gönlünüzden geçen bir katkı yapabiliyorsunuz.
İzmir’in Urla ilçesine bağlı Barbaros Köyü’ne gitmek için Fahrettin Altay Aktarma Merkezi’ne gelebilir, buradan 984 no’lu ESHOT otobüsüyle Urla’ya ulaşabilirsiniz. Urla’ya geldikten sonra da 737 no’lu ESHOT otobüsüyle köye gidebilirsiniz. Yalnız hatırlatalım ki 737 no’lu otobüsü pazar günü çalışmıyor, diğer günlerde ise oldukça sık aralıklarla hareket ediyor. Barbaros Köyü İzmir merkeze 55, Urla merkeze 22 km mesafede yer alıyor.
Köy birkaç saatte gezip bitirebileceğiniz kadar küçük. Gitmişken köy kahvesinde oturabilir, ‘Emek, Kültür ve Sanat Evi’ni de ziyaret edebilirsiniz. Diziler için seçilen yerler arasında da popüler olan köyde en son ‘Kalbim Ege’de Kaldı’ dizisi çekilmiş.
Barbaros Köyü hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
Ege’nin hatta ülkemizin %99’u aşan okuma – yazma oranıyla en aydınlık köyleri arasında başı çeken Bademler Köyü Urla’ya bağlı bir köy. Köy bembeyaz evleri, ayrıştırarak attığı çöpleri ve her gün yıkandığı için mis kokan sokaklarıyla Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca "Türkiye’nin En Temiz Köyü" seçilmiş. Ülkemizdeki ilk ve tek köy tiyatrosu da burada kurulmuş. Köyü gezerken 1969 yılında kurulan Bademler Köy Tiyatrosu ile 1990 yılında kurulan ve yine alanında bir ilk olan Musa Baran Çocuk Oyunları Müzesi’ni de bir görün deriz. Vaktiniz kalırsa halk kütüphanesinde kitapları karıştırabilir, organik pazardan alışveriş de edebilirsiniz.
İzmir merkezden Bademler Köyü’ne gitmek için önce Fahrettin Altay Aktarma Merkezi’ne gelebilir, buradan 983 no’lu ESHOT otobüsüyle Urla’ya gidebilirsiniz. Urla’ya geldikten sonra da 320 no’lu ESHOT otobüsüyle köye ulaşım mümkün. Bademler Köyü İzmir merkeze 40, Urla merkeze 10 km uzaklıkta bulunuyor. Özel aracınızla gidiyorsanız İzmir – Çeşme otobanını kullanmanız ve Seferihisar yönünü takip etmeniz gerekiyor.
Bademler Köyü Necati Cumalı’nın hikayesinden uyarlanıp Metin Erksan tarafından çekilen ve 1963 yılında Berlin Film Festivali’nde Altın Ayı ödülünü alan Susuz Yaz filminin de çekildiği yer. Köyü gezmek için yarım gününüzü ayırabilirsiniz.
Bademler Köyü hakkında detaylı bilgi almak için tıklayınız.
İzmir’in Karaburun ilçesinde konumlanan Kösedere Köyü, eski köylerin bozulmamış atmosferini hala koruyan yerlerden. Tarihi evleri, 1299 yılına tarihlenen eski camisi, küçük bakkalı, berberi ve sıcacık köy kahvesiyle bu köyde huzur veren bir nostalji var. Kıyıdan 3 km içeride olan köy aynı zamanda geleneksel yemeklerin hüküm sürdüğü bir gastronomi noktası ve "Öküz köftesi" de köyün en özel yemeği. Kösedere Köyü’nün de dizi çekimlerinde çok rağbet gördüğünü, "Hayat Sevince Güzel" dizisinin birçok sahnesinin burada çekildiğini söylemeden geçmeyelim.
İzmir’in merkezinden Kösedere Köyü’ne ulaşım için Fahrettin Altay Aktarma Merkezi’nden Urla’ya giden 725 no’lu ESHOT otobüsüne binmeniz, buradan da 761 no’lu otobüsle Karaburun ilçesine geçmeniz gerekiyor. Bir diğer alternatif ise İzmir Üçkuyular’daki semt garajından Karaburun ve Mordoğan dolmuşlarına binmeniz. Bu dolmuşlar Kösedere Mahallesi yol ayrımına kadar getiriyor. Kösedere Köyü İzmir’e 88, Karaburun’a 10, Mordoğan’a 8 km mesafede.
Kösedere Köyü’nde her yıl ağustos ayında Üzüm Festivali düzenleniyor. Bu festivalle bağcılık alanında asırlardır söz sahibi olan köyde hasadın başladığı duyuruluyor. Oldukça renkli bir atmosfer sunan bu görsel şöleni kaçırmayın!
Kösedere Köyü hakkında detaylı bilgi almak için tıklayınız.
Ödemiş ilçesine bağlı olan Birgi Köyü İzmir’de Osmanlı izlerini süreceğiniz nostaljik köylerden. Kuruluşu M.Ö. 2000’li yıllara dayanan Birgi, Osmanlı dönemi öncesinde Bizans ve Aydınoğulları Beyliği zamanında da en kıymetli şehirlerden biriymiş. Köyün en talihsiz zamanı ise 1922’deki Büyük Taarruz zamanında Yunanlıların kaçarken burayı yayıp yıkması olmuş. Yangınla birlikte kültürel varlığının büyük bir kısmını kaybeden Birgi, günümüzde tarih ve doğal SİT alanı olarak koruma altına alınmış. Köyün kıyısından akan derenin sesi huzur verirken, geriye kalan asırlık konakları, medresesi ve camisiyle de yoğun bir nostalji yaşatıyor Birgi Köyü.
Bozdağ eteklerinde kurulu Birgi Köyü’ne 9 km mesafedeki Ödemiş merkezden kalkan dolmuşlarla kolayca ulaşabilirsiniz. İzmir’in merkezinden Ödemiş’e gelirken önce İZBAN’a binip Torbalı’ya gelebilir, Torbalı’dan da 795 no’lu ESHOT otobüsüyle Ödemiş’e ulaşabilirsiniz.
Şehir hayatından bunaldıysanız İzmir’e yaklaşık 110 km mesafedeki Birgi Köyü’nde sakin bir gün geçirebilirsiniz. Köyü gezmek için yarım gün yeterli. Birgi gezi rotanıza Çakırağa Konağı, Aydınoğlu Hamamı, Karaoğlu Camii, Aydınoğlu Mehmet Camii gibi tarihi durakları da eklemeyi de unutmayın. Ayrıca Ödemiş’in meşhur pidesi Töngül’ü tatmak içinde bu gezinizi yemek saatine göre ayarlayın.
İzmir gezilecek yerler arasına sakin atmosferli, turkuaz denizli ve güzel manzaralı bir rota eklemek istiyorsanız, Karaburun’da konumlanan Saip Köyü’nü de gezin görün diyoruz. Yüksek bir konumda olduğu için Karaburun’un muhteşem manzarasını da ayaklarınıza seren köy en çok kır kahvesiyle meşhur. Bu kahve de sadece çay – kahve içebileceğiniz bir yer değil, kültür - sanat üzerine sosyal ortamlara katılabileceğiniz çok renkli bir mekan. Taş evleriyle fotoğraf çekmeyi sevenler için muhteşem bir fon oluşturan Saip Köyü yürüyüş rotalarının da en keyifli duraklarından.
Saip Köyü’ne gitmek için önce Karaburun’a gelmeniz gerekiyor. İzmir’in birçok yerinden binebileceğiniz İZBAN hattından Fahrettin Altay durağında inebilir, indikten sonra da Urla ve Karaburun yönüne giden 761 no’lu ESHOT otobüsüyle yola devam edebilirsiniz. Karaburun ile Saip Köyü arası sadece 3 km ve dolmuşlarla ulaşım da çok kolay.
İzmir’in en yeşil yerlerinden biri olan Saip Köyü’nde bir yaz misafiriyseniz, Olcabük Plajı’nda yüzüp güneşlenebilirsiniz. Köy ayrıca geleneksel serpme kahvaltıları ve Osmanlı şerbetleriyle de ünlü, mutlaka denemelisiniz.
Ödemiş’te konumlanan ve eski sakinleri Türkmen olan Lübbey Köyü, İzmir gezilecek yerler rotasına biraz fantastik ve gerilimli bir durak eklemek isteyenler için önereceğimiz bir dağ köyü. Çünkü köyün içi neredeyse boş, evler de fotoğraflarken bile ürpertecek kadar korkutucu. 30 yıl önce boşalan ve sadece 3-5 yaşlı sakiniyle kalakalan köy hakkında birkaç rivayet var. Üç harfliler ya da eşkıyaların köy baskınına dayanan rivayetleriyle Lübbey Köyü hayalet köy olarak da anılıyor.
Deniz seviyesinden yaklaşık 500 metre yükseklikteki Lübbey Köyü Bozdağ eteklerinde. Haritalarda adı Çamyayla olarak da geçiyor. İzmir merkeze 127 km mesafedeki köy, Ödemiş merkeze de 13 km uzaklıkta. Ödemiş’ten Lübbey Köyü’ne gitmek için sadece sabah ve akşam köye giden minibüslere binmeniz gerekiyor.
Lübbey Köyü günümüzde en çok da fotoğraf tutkunu gezginlerin uğradığı bir rota. Hem doğası hem de boş evleriyle bizce görülmeye değer.
Lübbey Köyü hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
Klaros Antik Kenti İzmir’e bağlı Menderes’te, ilçenin denize bakan tarafında konumlanıyor. M.Ö. 7. ve 6. Yüzyıla tarihlenen antik kent, içindeki Apollon Tapınağı’nın basamaklarındaki yazıta istinaden döneminin de 3 kehanet merkezinden biri olarak gösteriliyor. 12 İon kentinden biri olan antik kentin kutsal alanı içerisinde Artemis, Leto ve Apollon’un kült heykelleri yer alıyor.
Klaros Antik Kenti, Menderes’in Ahmetbeyli Mahallesi’nde bulunuyor. İzmir’e 70 km mesafedeki antik kente ulaşmak için önce Menderes’e gelmeniz gerekiyor.
Klaros Antik Kenti, Efes Antik Kenti ve Meryem Ana Evi’nin de bulunduğu Selçuk yolu üzerinde. Efes’i gezdiğiniz gün Klaros Antik Kenti’ni de gezi planınıza alabilirsiniz. İsterseniz bu rotaya Şirince Köyü’nü de ekleyebilirsiniz. Ayrıca antik kentin çok yakınındaki Klaros Koyu da yaz günlerinde kendinizi maviliğe bırakacağınız muhteşem bir sahil. Sahildeki mesire alanlarında piknik de yapabilirsiniz.
Klaros Antik Kenti hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
Karantina Adası biri Amerika’da diğeri Hırvatistan’da olan 3 karantina adasından biri. Osmanlılar zamanında bulaşıcı hastalıklardan korunmak için hastaların izole edildiği bir ada olarak kullanılan Karantina Adası 350 dönümlük bir alandan oluşuyor. Bu adanın da içinde bulunduğu adalar grubuna ise Çiçek Adaları deniliyor. Büyük İskender zamanında anakara ile bağlantılı olduğu bilinen Karantina Adası’na 1955 yılında dolgu alanları yapılmış. Günümüzde ise SİT alanı olarak koruma altında ve bölge olarak da Sağlık Bakanlığı’na bağlı.
İzmir’in merkezinden Urla’ya; Üçkuyular semt garajından kalkan Çeşmealtı veya Bademler dolmuşları ile, Fahrettin Altay Meydanı’ndan kalkan 725 – 984 no’lu ESHOT otobüsleriyle ve sadece yazın düzenlenen vapur seferleriyle kolayca ulaşabilirsiniz.
Karantina Adası 1986 itibariyle Urla Devlet Hastanesi olarak hizmet veriyor. Hastanenin hemen yanında ise bir otel, dinlenme merkezi ve özel etüt merkezi bulunuyor. Adanın bir diğer özelliği ise Klazomenai Antik Kenti’nin kalıntılarına da ev sahipliği yapması.
Karantina Adası hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
İzmir’in en temiz ve en bakir plajlarından olan Delikli Koy Çeşme’de konumlanıyor ve adını da doğal kayalık yapısından alıyor. Ortası oyuk kayalıkların arasından denize girmek bu plajı diğerlerinden farklı kılıyor. İzmir gezilecek yerler listesine henüz yeni giren Delikli Koy yakın zamana kadar çok bilinen bir koy değil. Sakinliği, masmavi denizi ve egzotik kaya yapısıyla dikkat çeken Delikli Koy diğer İzmir plajlarına göre daha soğuk ve plajı da çakıllı. Koyun yakınlarında çadır kampı da yapabiliyorsunuz.
Delikli Koy’a toplu taşıma ile ulaşamıyorsunuz. Koya kıyıdaki kayalıklar üzerinden yürüyerek girilebildiği için yolu bir hayli zorlayıcı. Aracınıza gitmek isterseniz önce Alaçatı Port’a gelmeniz, buradan da aracınızı park ederek yaklaşık 4 km yürümeniz gerekiyor.
Delikli Koy aniden derinleşen denizi ile küçük çocuklu aileler için uygun değil. Ayrıca gelirken bir deniz ayakkabısı ile gelmenizde fayda var. Çünkü deniz tabanı da çakıllı. Plajda şezlong şemsiye kiralayan ve yiyecek – içecek hizmeti veren bir tesis yok. Önerimiz tedbirli gelmeniz.
Delikli Koy hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
Şehrin en işlek caddelerinden birinde, Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde bulunan Türkan Saylan Kültür ve Sanat Merkezi 1997 yılında açılmış, çok işlevli bir sanat – kültür üssü. Resim sergileri, söyleşiler, paneller, tiyatro - bale gösterileri ve film gösterimleriyle çok yoğun bir takvimi olan merkez 7 katlı binada hizmet veriyor. Merkezde düzenlenen eğitici kurslar her yaşa hitap ediyor. İzmir’de kalış sürenize bağlı olarak merkezin etkinlik takvimini takip edebilir, kim bilir belki de görmeyi çok istediğiniz bir gösteriye denk gelebilirsiniz.
İzmir Alsancak’ta konumlanan merkeze gitmek için öncelikle Kıbrıs Şehitleri Caddesi’ne gelmeniz gerekiyor. Kıbrıs Şehitleri Caddesi Alsancak’ın merkezine 5 km mesafede. Eğer belediye otobüsleriyle ulaşım planlıyorsanız 680, 912, 121, 581 no’lu otobüslerle direkt caddeye gidebilirsiniz. İZBAN ile gelecekseniz Aliağa – Cumaovası veya Tepeköy – Menemen hatlarını kullanıp Alsancak’ta inebilirsiniz. Tramvay da caddeye ulaşım alternatiflerinden biri ve oldukça sık kullanılıyor.
İzmir gençliğinin ya da her daim genç kalan İzmirlilerin en rağbet ettiği yerlerin başında gelen Küçük Park, Bornova Kazım Dirik mevkiinde konumlanıyor. Ege Üniversitesi’ne çok yakın olan Küçük Park yemyeşil alanları kadar sayısı 150’yi aşan büyüklü küçüklü dükkanıyla kentin en dinamik yerlerinden olup, üniversiteliler için buluşma yeri işlevi de görüyor. Canlı müzik yapan barları – pubları ve ekonomik restoranlarıyla keyifli bir hareketlilik göreceğiniz Küçük Park’ın bazı bölümleri de araç trafiğine kapalı. Parkın yaklaşık 500 metre ötesinde de Büyük Park bulunuyor.
Küçük Park Bornova ilçe merkezine yaklaşık 4 km mesafede. Giderken toplu taşıma tercih edecekseniz İzmir metrosunu, İZBAN hattını ve 963 no’lu ESHOT otobüsünü kullanabilirsiniz.
Küçük Park hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
1934 yılında kurulmuş Büyük Park en eski İzmir parklarından biri. Küçük Park’tan da daha yeşil ve daha sakin. Hemen ortasında fıskiyeli bir havuz bulunan Büyük Park’ta uzun yürüyüşler yapabiliyor, ağaçların altında kitap okuyabiliyorsunuz. Parkın 19. yüzyıl sonlarında bir mezarlık olduğu ve açılışı yapılmadan önce bu alanın temizlenip peyzaj yapıldığı biliniyor. Parkın içinde nikah dairesi, Bornova Belediyesi Gençlik Merkezi, kızlar kahvesi, Ayfer Feray Açık Hava Tiyatrosu, Uğur Mumcu Kültür Merkezi gibi pek çok sosyal alan bulunuyor. Park oyun alanlarıyla çocuklu aileler için de çok uygun.
Büyük Park’a toplu taşımayla gidecekseniz tam önünden geçen ESHOT otobüslerinden birine binebilirsiniz. Bu otobüsler 314, 328, 498 ve 565 no’lu hatlar. Bornova’ya Metro ile de ulaşabilirsiniz.
Büyük Park hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
İzmir’in tarihi camilerinden olan Şadırvanaltı Camii, Kemeraltı Çarşısı’nda konumlanıyor. Çarşının hareketinin hemen kıyısında bulunan cami 1636 yılında inşa edilmiş ve 1815’teki büyük İzmir yangınından sonra da aslına göre restore edilmiş. Şadırvanaltı Camii kesme taşlardan duvarları, tek minaresi ve cadde üzerinde olduğu için avlusuz inşa edilen mimarisiyle oldukça sade bir görünümde. Adını ise hemen altındaki şadırvandan alıyor.
Cami Kemeraltı’nda Anafartalar Caddesi üzerinde bulunuyor. Camiye gitmek için öncelikle Fahrettin Altay – Evka 3 yönündeki M1 metro hattına binip Konak istasyonunda inmeniz, ya da 202, 253, 691 no’lu ESHOT otobüsleriyle Kemeraltı’na gelmeniz gerekiyor. Kemeraltı’ndan camiye yürüyerek kısa sürede gidebilirsiniz.
Şadırvanaltı Camii’nden Evliya Çelebi’nin Seyahatname eserinde de ‘beyaz bir inci’ olarak bahsediliyor. Caminin girişinde ayakkabınızı çıkarmak istemiyorsanız yanınızda galoş, bayan bir ziyaretçiyseniz başörtü götürmenizi öneriyoruz.
Şadırvanaltı Camii hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nin en kalabalık,en renkli sokağı olan Gazi Kadınlar Sokağı’nın diğer adı da 1453 Sokak. İzmir’in en dinamik, en hareketli akşamları için bu sokağı tercih edebilir; restoranlarında, publarında günün – gecenin tadını çıkarabilirsiniz. Alsancak’ın orta yerindeki Gazi Kadınlar Sokağı şehrin boyoz, kumru gibi tatlarını tatmak için de oldukça fazla seçenek sunuyor. Bu sokakta dilek feneri de uçuruluyor.
Kıbrıs Şehitleri Caddesi Alsancak ilçe merkezine 5 km mesafede. Gazi Kadınlar Sokağı’na otobüsle gelecekseniz 680, 681, 912, 90, 121, 581 no’lu ESHOT otobüslerine binebilir ve direkt Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde inebilirsiniz. Bir diğer alternatif ise İZBAN. Trenin Aliağa – Cumaovası ya da Tepeköy – Menemen hatlarına binip Alsancak’ta indiğinizde ya da tramvay kullandığınızda da sokağa ulaşabiliyorsunuz.
Gazi Kadınlar Sokağı hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
Şehrin en oksijenli köşelerinden olan ve İzmirlileri doğayla buluşturan Çiçekli Tabiat Parkı 2011 yılında "Tabiat Parkı" olarak ilan edilmiş. Yaklaşık 21 hektarlık büyük bir alana yayılan tabiat parkı 1. Derece Doğal Sit Alanı olarak korunuyor. Çocuklu aileleri rahat ettirecek oyun alanları, yürüyüş yolları, bisiklet parkurları, piknik masaları, büfe ve tuvaletleriyle güneşli günlerin tadını çıkarabileceğiniz park fotoğraf tutkunları için de ideal yemyeşil bir fona sahip.
Karaçam / Çiçekli Köy mevkiinde konumlanan Çiçekli Tabiat Parkı Manisa iline yakın, İzmir’in merkezine uzaklığı ise yaklaşık 18 km. Özel aracınızla gidiyorsanız Manisa yolunu takip edebilir, toplu taşımayla gidiyorsanız 316 no’lu ESHOT otobüsüne binerek parkın kapısında inebilirsiniz.
Çiçekli Tabiat Parkı’na girişler ücretli. Ücretleri ise Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü belirliyor. Araçla geliyorsanız aracınızın büyüklüğüne göre ücret farklılaşıyor.
Çiçekli Tabiat Parkı hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
Kestanepazarı Camii Konak, Kemeraltı Çarşısı’nda, 872. Sokak’ta konumlanıyor. Caminin ne zaman yapıldığına dair bir kitabesi bulunmuyor. Fakat milli seyyah Evliya Çelebi’nin notlarına istinaden 1667 – 1668 yılları arasında inşa edildiği düşünülüyor. Kesme taşlarla 2 katlı inşa edilmiş cami, 1994 yılında aslına uygun olarak restore edilmiş. Caminin renkli camları da İstanbul’dan getirilmiş. Oldukça geniş bir avlusu bulunan yapının iç dekorasyonu da oldukça sade. Bazı tarihi kaynaklarda caminin adı Kızıl İbrahim Ağa Camii olarak da geçiyor.
İzmir’de birçok tarihi yapının merkezi de olan Kemeraltı Çarşısı’na gelmek için önce Konak’a gelmeniz gerekiyor. Konak ulaşımı ise Fahrettin Altay – Evka 3 hattında çalışan M1 Metro hattı ya da 202, 253, 691 no’lu ESHOT otobüsleriyle sağlanıyor.
Ücretsiz girebileceğiniz camiyi namaz vakitlerinde sessiz gezmeniz, kadın ziyaretçiyseniz başörtü takmanız ve kısa şort – etekle girmemeniz isteniyor. Caminin girişinde ayakkabınızı çıkarmanız gerekiyor. Çıkarmak istemiyorsanız yanınızda galoş bulundurmanız gerekiyor.
Kestanepazarı Camii hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
Sıradan bir şehir kütüphanesi değil, İzmir Milli Kütüphane Türkiye’nin "Milli" adını taşıyan ilk kütüphanesi. Neo-klasik mimarisiyle etkileyen bir binada hizmet veren kütüphane Konak ilçesinde konumlanıyor. İçindeki 650.000’i aşkın kitap, 5.000 civarında dergi ve 7.500 civarında dergiyle de kültür anlamında yok ‘yok’ dedirtiyor. İzmir Milli Kütüphane II. Meşrutiyet döneminde kurulmuş. Kurulduğu günden bu yana arşivini geliştirerek büyüyen kütüphanede birçok kitabın ilk baskısını ve 72 parçalık bir Kuran-ı Kerim koleksiyonunu da inceleyebiliyorsunuz.
İzmir Milli Kütüphane Konak’ta, adını verdiği Milli Kütüphane Caddesi üzerinde konumlanıyor. Şehrin herhangi bir yerinden Konak’a gitmek ise çok kolay. Fahrettin Altay – Evka 3 hattında çalışan M1 Metrosu, vapur ya da 202, 253, 691 no’lu ESHOT otobüslerine binebilirsiniz. Kütüphane Konak Meydanı’na oldukça yakın ve bulunduğu alan da trafiğe kapalı.
İzmir Milli Kütüphane resmi tatil günleri ve pazar günlerinde hizmet vermiyor. Diğer günlerde 08:30 – 17:30 saatleri arasında giriş serbest.
İzmir Milli Kütüphane hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
Aktiviteden aktiviteye koşarken vaktin nasıl geçtiğini anlamayacağınız, hem spor yapıp hem de tüm stresinizden arınacağınız İzmir adreslerinden biri de Bornova ilçesinde konumlanan Aşık Veysel Rekreasyon Alanı. 2010 yılında 231.000 metrekare alana kurulan rekreasyon alanında 5.000 kişi kapasitesiyle şehrin en büyüğü olma unvanını elinde bulunduran amfi tiyatro, mini futbol sahaları, tenis kortları, yürüyüş parkurları, spor aletleri, çocuk oyun parkları, yarı olimpik yüzme havuzu ve buz pistleri bulunuyor. Festivallerde ve özel günlerde burada ücretsiz halk konserleri de düzenleniyor. Alandaki yapay gölet çevresinde dingin suyu izleyerek kitabınızı okuyabiliyor, yüzen kazları izleyebiliyor, isterseniz kafeteryasında da oturabiliyorsunuz. Parkta ücretsiz Wi-Fi hizmeti de bulunuyor.
Bornova Aşık Veysel Rekreasyon Alanı’na 338 no’lu otobüsle gelebilir, tam önünde inebilirsiniz. Diğer otobüs alternatifleriniz ise Bornova Kültür Merkezi önünden geçen 330, 515, 963 no’lu otobüsler. Metro kullanacaksanız Bornova durağında inip bu otobüslere aktarma yapabilirsiniz. Rekreasyon alanının özel aracıyla gelenler için bir otoparkı da var.
Parkın hemen girişinde sizi 5 metre boyundaki dev Aşık Veysel heykeli karşılıyor. Tıpkı bir ağaç gövdesini andıran heykel, dünyayı gönül gözüyle görmenin ve hissetmenin önemine vurgu yapıyor. Geceleri yapılan ışıklandırma da bu erdemi vurgular gibi tam da göğsün üzerine vuruyor. Heykelin önündeki toprak Aşık Veysel’in doğduğu Sivas Şarkışla’dan getirilmiştir.
Aşık Veysel Rekreasyon Alanı hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin 2008 yılında kültür – sanatseverlere armağan ettiği Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezi, 29.500 metrekarelik büyük bir kullanım alanı sunuyor. Peki bu alanda neler mi var; 1.130 kişi kapasiteli büyük bir salon, 244 kişi kapasiteli bir küçük salon, 5 adet sergi salonu ve bu salonlarda düzenlenen konserler, sergiler… Akustiği ve teknik donanımlarıyla ülkemizin en iyisi olan sanat merkezinde yıl boyunca konserler, sinema gösterimleri ve piyano resitalleri izleyebiliyorsunuz. Merkezin içinde bir şeyler yiyip içebileceğiniz bir kafeterya da yer alıyor.
Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezi’ne vapur, tren, metro, otobüs ve tramvayla kolayca ulaşabilirsiniz. Vapur ile ulaşımlarda Bostancı – Üçkuyular ile Alsancak – Göztepe vapurlarını; Metro ile ulaşımlarda Evka 3 – Fahrettin Altay metrosunu ve ardından Mithatpaşa yönüne giden otobüsleri; tramvay ulaşımlarında ise F. Altay – Halkapınar istikametindeki tramvayı kullanabilirsiniz.
Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezi hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
Kayalık bir zemine inşa edilen İzmir Macera Parkı en çok da tırmanma ve zipline’a ilgi duyanları çeken bir adres. Ülkemizin ilk Zipline Coaster’na da ev sahipliği yapan macera parkında dağcılık, tırmanma duvarı, kaya tırmanışları gibi açıkhava sporlarının yanında zipline ile adrenalini çoğaltabiliyorsunuz. 2018 yılında açılan park yaklaşık 30 dönümlük bir alan kaplıyor ve içinde dört bin metrekarelik bir süs göleti, 360 ağaç, 21.000 çalı bitkisi ile seyir terasları da bulunuyor. Çocuklarınızla birlikte keyifli bir gün geçirebileceğiniz parkta minikler oyun oynarken siz de piknik yapabiliyorsunuz. Aydın Erten Rekreasyon alanı olarak da bilinen İzmir Macera Parkı’na girişler ücretsiz.
Konak’ta konumlanan İzmir Macera Parkı’na 42 no’lu ESHOT otobüsü ile ulaşabiliyorsunuz.
Çocukların en sevdiği İzmir adreslerinden olan Taypark Karşıyaka ilçesinde, Aziz Nesin Bulvarı üzerinde konumlanıyor. 04 – 12 yaş arasındaki çocuklara hitap eden aktiviteleriyle çocuklarınızı kolay kolay koparamayacağınız parkta minikler atlara ücretsiz binebiliyor. Ayrıca tavşanlar, keçiler ve sürüngen hayvanlarla da tanışabiliyor. Taypark’ın kafeterya kısmı ise kahvaltılar için tercih ediliyor. Burada Alkollü – alkolsüz içecekler ve fast food yiyecekler de bulabiliyorsunuz.
Taypark Mavişehir 2. Etabın sonunda yer alıyor. Otobüs ile gidecekseniz Bostanlı İskelesi ve Karşıyaka’dan kalkan Mavişehir otobüslerine binerek; tramvay ile gidecekseniz Mavibahçe durağından sonra inip kısa bir yürüyüşle, İZBAN ile gidecekseniz de Mavişehir durağında inip 25 dakika yürüyerek Taypark’a ulaşabilirsiniz. Ulaşımda en kolay seçenek ise tramvay olarak öneriliyor. Aracınızla geliyorsanız park edebileceğiniz bir otopark da var.
Taypark’ta çocuklarınız pazartesi hariç her gün 10:30 – 13:20 ve 14:40 – 18:20 saatleri arasında taya ve midilliye binebiliyor. Taypark’ı yılda üç yüz binden fazla insan ziyaret ediyor.
Typark hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
Şehir merkezine yakın konumdaki Değirmendere Şelalesi iş stresinden, korna sesinden uzak, su sesiyle terapi olabileceğiniz gizli bir cennet. İzmir’in Menderes ilçesinin Değirmendere Köyü’nde bulunan bu küçük şelaleye halk arasında Malta Şelalesi de deniliyor. 5 metre yükseklikten akan şelale kayalık göleti, çevresindeki yürüyüş yolları, mis kokan çam ağaçları ve kuş sesleri ile gidilmeye görülmeye değer. Şelalenin doğal güzelliği bozulması diye etrafına wc ya da herhangi bir tesis yapılmamış. Bu yüzden giderken tedarikli gitmenizi, kaymayan bir ayakkabı ve mayonuzu da götürmenizi öneriyoruz. Girişler ise ücretsiz.
Şelaleye özel aracınızla gidiyorsanız, tam yanına kadar ulaşıp park edebiliyorsunuz. Toplu taşımayla gidecekseniz İZBAN’ın Cumaovası durağında inip 729 no’lu otobüse binmeniz gerekiyor. Otobüsten Değirmendere İlkokulu durağında indikten sonra 20 – 25 dakika yürüyerek şelaleye erişebiliyorsunuz.
Değirmendere Şelalesi hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
Hem İzmir hem de Manisa sınırlarına kayan Spil Dağı Milli Parkı kendini doğaya bırakmak isteyenler için iyi bir seçim. Ege’nin oksijen depolarından olan Spil Dağı mitolojide de ismi çok geçen, efsaneleriyle ünlü yerlerden. Dağın eteklerindeki milli park ise 1968 yılında açılmış. İzmir’e yaklaşık 45 km mesafedeki parkta kızılçamlar karaçamlar arasında dinlendiren doğa yürüyüşleri yapabilir, karacalar, geyikler, tilkiler gibi vahşi doğaya mahsus hayvanları da yakından görebilirsiniz. 1.800 hektarlık büyük bir alanı kapsayan milli parkı fotoğrafçılar arasında popüler yapan özelliği ise sadece bakir doğası değil, Spil Dağı yılkı atlarını fotoğraflamak için de en ideal yerlerden.
Spil Dağı Milli Parkı’nın içine giren otobüs yok. Sadece özel araçla ulaşım mümkün.
Spil Dağı Milli Parkı hem çok geniş bir alan hem de bakir doğa olduğu için rehberle gezmeniz gerekiyor. 1.517 metre yüksekliğindeki Spil Dağı’nda dolin gölleri, Tantal Kalesi’nin kalıntıları, Niobe Ağlayan Kaya, eski bir Bizans kalesi olan Magnesia Kalesi, Bereket Tanrıçası Kybele’nin rölyefi de mutlaka görün diyeceğimiz güzellikler arasında. Dağın 600 metre yükseğinde ise yazın serinleten atmosferiyle Spil Gölü sizi bekliyor. Parka araçla girişlerde 25 TL ücret alınıyor. İsterseniz milli park içindeki bungalovlarda konaklayabiliyorsunuz.
Spil Dağı Milli Parkı hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.