Panayot Papadopulus tarafından 1898’de kuruldu. Samatyalı bir rumdu aile, diğer mallarını bu binayı yapmak için satmış, dükkan şarap satmak için yapılmış olan tek binadır.
Perada Pano, şişe dibi gözlükleri olan, deri yeleğini yatarken bile çıkartmayan bir adamdır. Mürefte’den şarap kamyonunun arkasında dev fıçılarla gelir ve mahsendeki Nuhun gemisi gibi fıçıları boşaltır. Pano sabah altıda gelir, tulumbaya bir maşrafa şarap döker ve şişeleri doldurmaya başlar. Şişeleri doldurmadan kapıları açmaz.
Hep ilk müşteri dişçi Yeranttir. Kapının açılmasıyla içeri düşer, şaraba ayırdığı vakitten sebep muayeneye vakit ayıramaz ve kirayı ödeyemediği için tahliye olur. Pano’dan eşyalarını koyması için rica eder, Panoda mahzene koyar ama fazla kalmasın der. Bir gün diş ağrısı tutan bir hasta gelir, Yervant Panodan ışığı açmasını ister birazdan suda isteyecek olur.
Hastalar çoğalınca Pano su parasına ve elektrik parasına iştirak etmesini ister ve böylece üst kat mehyane alt kat muayenehane olarak devam eder. Şair Cezmi ERSÖZ son meyhanesidir der.
Panonun iki müdürü vardı, gündüzcü emekli kabadayı, gecesi emekli dansör. Bu iki müdür asla karşılaşmazlar. O zamanlar Pano da sabit geliri olan müşteriler barın arkasında içerler işletme tarafından kotumaya alınırlar. Cam kenarında gizemli sahte zenginler, kapı girişinde babacılar en dipte aranan borçlular sıkı yerdedir. Pano düelloya davet edersin arkanı dönersin üç adım gidersin elindekilerinin kuru sıkı olduğunu anlarsın.
Madam Aaraksi her Cumartesi en güzel kıyafetlerini giyer Pano’ya gelir ( Türkiyenin ilk asansör fabrikası sahibi ölen kocası) Bay Vangel anisina şarap ısmarlar tüm kalabalığa ve Cumartesiler git gide yoğunlaşır. Bir Cumartesi sabahı tatsız bir haber madamı Fransaya kuzenlerinin yanına yerleştirir, ve bizler her Cumartesi Panoda madamı bekleriz.