Günümüzde Karadeniz'in bu güzel şehrine gelen turistlerin ziyaret ettiği noktalardan biri olan Rize Kalesi, hem görkemli yapısıyla hem de Rize şehir merkezinde bulunması sebebiyle yoğun bir ilgi görmektedir.
Rize Kalesi'nin tam olarak hangi tarihte inşa edildiği ile ilgili kesin bir bilgi yok çünkü konu ile ilgili günümüze gelebilen bir belge yok ama kalenin bölümlerinin farklı tarihlerde yapıldığı biliniyor. İlk olarak İç Kale ve Aşağı Kale inşa edilmiş.
Ne yazık ki fazla yapılaşmadan dolayı Aşağı Kale tamamen yok olmuş, fakat Aşağı Kale'nin batı tarafındaki bazı surlar günümüze kadar gelebilmiş.
İnşa tarihi ile ilgili net bir bilgi yok dedik ama Aşağı Kale'nin surlarının Trabzon Kalesi ile benzerlik göstermesinden dolayı birtakım tahminler de ortaya atılmış. Velhasıl kelam Rize Kalesi, Cenevizliler tarafından inşa edilmiş. Şehir daha sonra Bizanslıların eline geçince, Justinyen dönemin 527 ile 545 tarihileri arasında onarılmış.
Kalenin bazı surları da İmparator Alexios dönemin yaptırılmış. Osmanlıların eline geçtikten sonra da kale tekrar onarılıp, kullanılmaya devam edimiş. Artık günümüzde ise buralar çay bahçesi olarak kullanılıyor. Sahip olduğu muhteşem manzarası için burada bir çay içilir.
Rize Kalesi'ni günümüzde iç kale, aşağı kale, dış kalenin kalıntıları ve surlar olarak dört bölüm olarak sınıflandırıyoruz. Kale ve surlar ortalama iki metre uzunluğunda. Doğal bir yükselti üzerine yapılan İç Kale, deniz seviyesinden 150 metre yükseklikte konumlanıyor. Yamuk bir yapıda. Girişi doğu yönünde. Avludaki ikinci kapıdan asıl kaleye ulaşabiliyorsunuz.
İç Kale'yi çevreleyen duvarlar ve surlar kesme ve moloz taşlardan yapılmış. Yine İç Kale'nin doğusunda da kayalara oyulmuş bir kuyu da yapılmış. Yanlış ve yoğun kentleşme ile ne yazık ki Aşağı Kale zaman içinde yok olmuş ve sadece batı tarafındaki bazı surlar kalmış.
İsmail Saymaz, Çay Güzeli kitabında Deli Yalçın isimli bir karakterden bahseder. Deli Yalçın çocukken, Erzurum'dan Rize'ye ailesi ile göçmüş biridir. Babası Abdi Yıldız, hamallıktan biriktirdiği para ile kalenin yanında bir çaylık almış ve buraya ev kurmuştur. Deli Yalçın da bu evde büyümüştür.
Deli Yalçın, gün gelir kalede çay ocağı kurmaya karar verir ama herkes bu fikirle dalga geçer. Daha sonra 1982 yılında belediye başkanını da ikna ederek buraya çay ocağını açar. Burada elinden geldiğince çevre bakımını yapar. Günler geçer kale birçok turist tarafından ziyaret edilmeye başlar.
Kale çok ilgi görmeye başlayınca halk bir anda neden bir Rizeli değil de Erzurumlu kaleyi idare ediyor diye söylenmeye başlar. Haliyle Deli Yalçın tehditler almaya da başlar. Ne olursa olsun Deli Yalçın direnir. Deli ismi de buradan gelir.
Tartışmalar, direnmeler, mahkemeler derken Rize Belediyesi, 2003'te Deli Yalçın'ı alarak şehrin lunaparkının içindeki bir büfeye koyar.
Hikayenin tamamına İsmail Saymaz'ın kitabından erişebilirsiniz. Kendi halindeyken değer görmeyen, değerlenince değer gösterene saldırılan... Çok acı. Bu hikaye için bile Rize Kalesi ziyaret edilmeli ve hatta Deli Yalçın'a uğrayıp serap vermeli insan.
Rize Kalesi'ne ücretsiz olarak girebilirsiniz.
Manzarası ve tarihi ile Rize'nin en önemli değerleri arasında yer alan Rize Kalesi, şehir merkezinde bulunan Kale Mahallesi'nde konumlanıyor. Şehrin yukarılarında bulunduğu için ortalama 1, 5 kilometrelik bir mesafeyi tırmanmak gerekebilir.