İ.Ö. 685 yılında yerleşim alanı olarak kurulan Tarihi Yarımada, dünden bugüne değişik birçok isimle anılmıştır. Haliç, Marmara Denizi, İstanbul Boğazı’nı kapsayan bu yarımadaya ilk olarak Megare’dan gelen Yunanlar yerleşmişlerdir ve buraya Byzantion adını vermişlerdir. Türklerin Tarihi Yarımada’ya hakim olmasından sonra buraya ilk olarak Dersaadet ve ardından İstanbul denilmiştir.
Sultanahmet Camii,
Ayasofya Camii ve birçok önemli olan mimari yapı burada yer alır.
Adından da anlaşılacağı gibi tarihi bir yarımadadır; çünkü köklü geçmişinde birçok Bizans kalıntıları, Osmanlı döneminden günümüze gelen yapıtları görebileceğiniz ve tam anlamıyla tarih kokusu alabileceğiniz bir yerdir. Bu yarımadanın simgesini; camiler, kiliseler, saraylar ve çeşmeler oluşturmaktadır.
İstanbul’u güzelleştiren tarihidir ve bu tarih gezildiğinde kendini öyle bir yaşatır ki; kokusunu içinize çektiğinizde kendinizi zaman makinasında yolculuk yapmış gibi hissedersiniz.