Bizans yapısı olan Yedikule Zindanları, Bizans İmparatoru Theodosius tarafından inşa ettirilmiştir. Aslında bir zindan olarak değil, imparatorun önemli konuklarını ağırladığı bir mekan olarak yapılmıştır. Bu yapıya imparatorun ölümünden sonra tahta geçen oğlu tarafından 4 tane gözlem kulesi eklenmiştir. Köklü tarihinde Osmanlı’nın himayesine giren Yedikule Zindanları, İstanbul’un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmet tarafından 3 kule daha yaptırılmış olup bu görkemli yapı Yedikule olarak adlandırılmıştır.
İstanbul Yedikule Zindanlarının bir efsanesi de bulunmaktadır. Zindan olarak kullanılmaya başlayan Yedikule’de önemli pagan esir düşmüştür. Fakat pagan olduğunu kimse bilmemekte; üst düzey bir devlet görevlisi olduğu düşünülmekteydi. Pagana işkenceler yapılıyor ancak pagan acıyla kendini eğitmiş olduğundan hiç tepki vermiyordu. Bunun üzerine pagana yeni işkence türleri bulunarak bildiği her şeyi itiraf etmesi bekleniyordu. Artık daha fazla dayanamayan pagan, ölmeden önce antik Latinceye benzeyen bir dilde bir şeyler söyledi ve öldü. Cesedi hızlı bir şekilde eriyip gidince paganın lanet okuduğu anlaşıldı. Lanete göre; burada işkence gören insanların ruhları zindanın duvarlarına hapsolmuştur. Yedikule Zindanları’nda hapsolan her ruh Mesih dünyaya gelince serbest kalacaktı. Bu sebepten dolayı zindanlardan bazen Latinceye benzer bir dilde söylenen sözler ve çığlıklar duyulduğu söylenmektedir.
Fatih-Sarayburnu’ndan
Bakırköy’e kadar uzanan Yedikule Zindanları açık hava müzesi olma özelliğini hala korumaktadır. Tarihin önemli olaylarına şahit olmuş ve birçok önemli ismin işkence edildiği bilinen zindanları günümüzde birçok konser etkinliğine ev sahipliği yapmaktadır.